Phaselis’te gecekondu gibi inşaata tepki!

YUSUF YAVUZ / AÇIK GAZETE  – Phaselis’te Kültür ve Turizm Bakanlığı’na itiraz var: “Bostanlık Koyu’ndaki rastgele ve hiç bir plana dayanmayan gecekondu tarzı çalışmaları görünce bizde ellerinde bir proje olmadığı şüphesi de oluştu.”

Antalya’nın Kemer ilçesindeki Phaselis antik kentindeki koylarda Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından inşasına başlanan iki ayrı halk plajı projesine yönelik tepkiler sürüyor. Önceki gün projenin uygulanacağı koylardan biri olan antik kentin güney limanına bitişik alandaki Bostanlık Koyunda ortak açıklama yapan Phaselis’e Dokunma Hareketi ve Phaselis İnisiyatifi, alanda uygulanan projenin halka gösterilmediğine işaret ederek, “Bostanlık Koyu’ndaki rastgele ve hiç bir plana dayanmayan gecekondu tarzı çalışmaları da görünce bizde ellerinde bir proje olmadığı şüphesi de oluştu. Ayrıca Bostanlık Koyu’na çekilen güçlü şebeke elektriği burada büyük bir işletme yapılacağını da düşündürtüyor” ifadelerini kullandı.

Phaselis Bostanlık koyunda bir araya gelen çevre platformları ve doğa sporları kulüplerinin temsilcilerine çok sayıda vatandaş da eşlik etti. Phaselis’teki koylarda yürütülen halk plajı inşaatı çalışmalarına karşı pankartların açıldığı buluşmada, Phaselis’e Dokunma Hareketi ve Phaselis İnisiyatifi’nin ortak basın açıklamasını duyuran Erol Malçok, şunları dile getirdi:

SIRA MİLLİ PARKLARA GELDİ

“6 Şubat depreminin hemen ertesi haftasında başlayan, 1.derece sit alanı ve Beydağları Mili Parkı içerisinde yer alan Phaselis Antik Kenti’ndeki inşaat çalışmaları maalesef Kültür ve Turizm Bakanlığı eliyle devam ediyor. Dokunulmayan en son milli parklar kalmıştı, şimdi sıra oralara geldi. Kapadokya, Uludağ ve Phaselis hedefte ve bu inşaat makinasını durduramazsak diğer milli park ve sit alanları da aynı kaderi paylaşacak. 20 Şubat’ta ağır iş makinalarıyla Alacasu Koyu’nda başlayan inşaat şimdi Bostanlık Koyu’na da sıçramış durumda. Alacasu’da beton atmak da dahil yapılan tahribata halkın verdiği tepki sonucunda Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, betonlar tamamen sökülecek ve kazık sistemiyle sadece duş ve tuvalet yapacağız demişti.

GECEKONDU TARZI ÇALIŞMALAR PROJE OLMADIĞI ŞÜPHESİ OLUŞTURDU

Oysa atılan 480 metrekarelik betonun, söküleceği sözü verilmesine rağmen 270 metrekaresi üzerinde inşaat yükseliyor. Ve buna birde beton künkler üzerinden demir profillerle yapılan büfe eklendi. Yani ticari işletme söz konusu. Bütün ısrarlarımıza rağmen verili proje iptal edildikten sonra yeni proje bize verilmiyor. Bostanlık Koyu’ndaki rastgele ve hiç bir plana dayanmayan gecekondu tarzı çalışmaları da görünce bizde ellerinde bir proje olmadığı şüphesi de oluştu. Ayrıca Bostanlık Koyu’na çekilen güçlü şebeke elektriği burada büyük bir işletme yapılacağını da düşündürtüyor.”

‘YAPILANLAR HİÇ BİR KORUMA KURALINA UYMUYOR’

“Bakan Ersoy emir veriyor inşaat başlıyor, emir veriyor betonların bir kısmı sökülüyor” diyen Erol Malçok, “Bütün bu değişikliklerin ne müze müdürlüğünün ne koruma kurulunun ne de kazı başkanlığının dikkate alınmadan yapıldığı çok açık. Zira bu kurumların böyle ucube yapılaşmalara izin vermesi mümkün değil diye düşünüyoruz. Çünkü danıştığımız arkeologlar ve mimarlar her iki koyda da yapılanların hiçbir koruma kuralına uymadığını söylüyor. Zaten ne zaman inşaat sahasında olsak bulunması zorunlu olan arkeoloğa rastlamıyoruz. Bunu tutanakla da tespit ettirip suç duyurusunda bulunduk. Ayrıca, yasak olmasına rağmen çalışmaların mesai saati bitiminden sonra hatta geceleri de devam ettiğini biliyoruz. Bunların elimizde video kayıtları var ve basında yayınlamış bulunuyoruz.

‘KOYUN ARKASINDAKİ ARAZİYE FETAH TAMİNCE OTEL YAPMAK İSTEMİŞTİ’

Bir de çelişik davranışlarla dolu bir bakanlıkla karşı karşıyayız. Örneğin 2014 yıkında şu an bulunduğumuz Bostanlık Koyu’nun biraz arkasına kiraladığı araziye Fettah Tamince otel yapmak istemişti. Bunun üzerine çevreciler ve bölge halkı tepki göstermiş ve Kültür ve Turizm Bakanlığı da burası 1.derece sit alanı diyerek otele izin vermemişti. Yine Bakan Ersoy’un kendisi iki yıl önce Tarım Orman Bakanlığı’nın bu koylarda yapmak istediği bir projeye sit alanında inşaat olmaz diyerek karşı çıkmıştı. Bunun görüntüleri de var ve sosyal medya hesaplarımızdan yayınladık. Şimdi ise yangından mal kaçırır gibi bayrama yetiştirme telaşıyla yürüyen bu gecekondu nitelikli inşaatları anlamakta güçlük çekiyoruz. Oysa beklerdik ki bir sorun varsa, bu koylarda tuvalet olmamasına dair,  bilim insanlarına, çevrecilere sorularak bir proje üretilsin. Gününmüz  teknolojisiyle, kültürel ve doğal mirasımızın dünyada az rastlanır örneği olan Phaselis Antik Kenti’nin koruma kullanma dengesini gözeterek bir proje oluşturmak çok kolaydı. İşte bu nedenle elimizi taşın altına koyup, alanında uzman biliminsanlarının katılımıyla iki gün süren bir çalıştay gerçekleştirdik. Geç de olsa yanlıştan dönülür de bilimin sesine kulak verilir belki” ifadelerini kullandı.

‘25 MİLYON MALİYETLİ İHALENİN 47 MİLYONA ÇIKMASI ARAŞTIRILMALI’

Phaselis’in tüm canlılarla birlikte korunması gereken ve herkesin ortak değeri olan bir kültür mirası olduğuna değinen Erol Malçok, “Tam da bu nedenle kimse burayı ben yaptım oldu şeklinde kullanma hakkına sahip değildir. Yapılacak en küçük bir müdahale defalarca düşünülmeli, fikir alınmalı ve danışılmalıdır. Ayrıca ihale süreci ile ilgili şüphelerimiz artarken, az evvel aldığımız habere göre; Gazeteci Yusuf Yavuz’un bugün yayınlanan haberine göre; TURAŞ’ın eski genel müdürü Taylan Şimşek ; ‘Biz Phaselis’i 25 milyona ihaleye çıkaracaktık şimdi 47.7 milyona çıkmış, bu araştırılmalıdır ‘dedi. Alacasu ve Bostanlık koylarındaki bu tahribat abidesi projelerin iptal edilmesinin mücadelesini bırakmayıp, takipçisi olacağımıza söz veriyoruz” diye konuştu.

 

2682910cookie-checkPhaselis’te gecekondu gibi inşaata tepki!
Önceki haber14 Mayıs: Seçim süreci adil mi?
Sonraki haberÇoğunluk Kral Charles’ın taç giyme tören masraflarına karşı
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.