Rumlar çok sevindi!

Aslında sadece Rumlar (ve Yunanlılar) çok sevinmedi.
KKTC’de Türkiye ve de EOKA ile değil ama Barış Harekatı ile sorunlu bir kesim de çok sevindi.
Türkiye’nin AB üyeliğini istemeyen Hristiyan Demokratlar da çok sevindi.
Türkler ve Müslümanlar ile had safhada sorunlu Avrupa Aşırı Sağı çok hem de çok sevindi.
Avrupa Parlamentosu bu hafta öyle bir Türkiye Raporu’na onay verdiki geçmişin “Türkiye Düşmanı Avrupa Parlamentosu” yok artık diyen hepimizi şaşırttı.
Genç milletvekili arkadaşım İsmail Ertuğ, www.abhaber.com sitesinde çıkan açıklamasında haklı olarak “Türk vatandaşlarına haksız yere uygulanan vizeye yönelik yapılan vize muafiyeti açıklamaları genel kurulda reddedilirken, Kıbrıs paragrafına Kuzey Kıbrıslı Türkler üzerindeki izolasyonu kaldırılmasını öngören AB konsey açıklaması da raporda yer bulamadı” eleştirisini dile getiriyor ve “genel kuruldaki Türkiye tartışmalarının Türkiye´de insan hakları ve temel özgürlükler üzerine odaklanmasına rağmen bugün “adalet ve temel özgürlükler” faslının açılmasına ret oyu kullanılmasını samimiyetsizlik” olarak tanımlıyor.
İsmail Ertuğ’u çok iyi anlıyabiliyorum. 1998 ve 2004 yılları arasında Avrupa Parlamentosu sıralarında otururken “Avrupa’nın Türkiye ile sorunlu bu kesiminin papağan gibi tekrarladığı saçmalıkları” ezberlemiştim.
Yanılmışım. Sanıyordum ki o yıllar geride kaldı ve AP üyeleri olgunlaştı. Öyle değilmiş meğerse. İşte son kararları.
Türkiye’de elbette her şey yolunda değil. Elbette eleştirecek bir çok şey var.
Ancak Türkiye’de çok değişti ve gelişti.
2011 Türkiye’si üzerine kaleme alınan bir raporun temelinin 1990’lı yılların Türkiyesi raporlarından oluşması kaygı verici. Amaç Türkiye’yi yapıcı bir şekilde eleştirmek değil tam tersine karalamak olsa gerek.
Hele Rum milletvekillerinin “utanmadan” Türkiye’yi işgalci olarak suçladıkları konuşmaları yaparken gasp ettikleri iki milletvekili koltuğunu da kullanıyor olmalarına ne demeli! Sanki Nikos Samson Faşisti bir Rum değil de Türktü! 1974’te adada Faşist Cunta’yı yapanlar masum da, can kurtarmak amacıyla adaya çıkarma yapmak zorunda bırakılanlar “acımasız işgalciler”.
Bu “desteksiz” atışlara Yunanlı milletvekilleri de eşlik ettiler. Oysa onlar kendi PASOK Hükümetleri ve Ankara Hükümetleri arasında nasıl bir yakınlaşma çabası olduğunu en iyi bilenler olmalıydılar. Nafile!
Madem bir ülke gemi ve uçaklarına liman ve havaalanlarını kapatmak insafsızlık o zaman Güney Kıbrıs niye insafa gelip Ercan ve Mağosa’ya uyguladığı yasağı kaldırmıyor ve bir insanlık örneği vermiyor?
Rumlar bu “hep bize, hep bize” kafa yapısından vay geçmedikçe Kıbrıs’ta çözüm umudu taşımak zor iş.
Türkiye’ye yönelik eleştirdikleri ve kendilerine yapıldığını iddia ettikleri zulmü kendileri Kıbrıslı Türklere çektirmekteler.
Ve ne yazıkki Avrupa Parlamentosu’nun büyük bir çoğunluğu politik başka hesaplar nedeniyle Rumlar’ı ustaca kullanmaktalar. Rumlar da boş buldukları meydanı!
Anlaşılan o ki her geçen gün güçlenen ve kendinden emin bir şekilde dış politik adımlar atan Türkiye’den rahatsız olunuyor.
Güçlü bir Türkiye’nin AB üyesi olması çapsız, vizyonsuz ve ufak hesaplar peşinde koşan çevreleri ürkütüyor.
O zaman dürüst olmalılar. Türkiye ve Kıbrıs konusunda “atıp tutmak” yerine “biz Türkiye’yi AB üyesi olarak istemiyoruz ve tüm bugüne kadar ki imzalarımızı geçersiz ilan ediyoruz ve de Türkiye’nin adaylığına son veriyoruz” deseler inandırıcı olurlardı.
Bu kararlaştırdıkları rapor ise aslında ciddiye alınmamalarına neden olacak bir metin olarak Avrupa Parlamentosu’nun buna benzer binlerce kararının olduğu klasörlerden birine koyulmaktan öteye gitmeyecek.

1617780cookie-checkRumlar çok sevindi!

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.