Seçim barajı….

Dünyanın en zor işi, “güc”ü ele geçirmek olmalı.
Güç, yani erk öyle sihirli bir kelime ki, beklenmedik anlarda, beklenmedik insanları,
hak etmedikleri yerlere getirebilir.
Getirebildiği gibi götürebilir de…

Tabii ki, siyasi güçten, politik erkten bahsediyorum.
Hiç ummadığımız anda, beklenmedik bir zamanda gücü ele geçirmiş olanların nasıl karşımıza çıktığını, nasıl seçimleri kazandıklarını hatırlatmak istiyorum…

1980 yılında bu ülkede ihtilal yapan ve siyasetcileri deviren, lider takımını cezaevlerine tıkan dönemim beş orgeneralinin yaptığı “demokrasi katliamını” hatırlatmak istiyorum.
1980 Darbesi’ni yapan Orgeneral Ahmet Kenan Evren’in emriyle düzenlenen 1982 askeri anayasası rezaletine de sözü getirmek istiyorum.
Bu antıdemokratik ve faşist anayasa ne, yazık ki 33 yıldır yürürlükte.
Ona dayandırılarak çıkarılan bazı yasalar da hala geçerli.
Bunlardan biri Seçim Yasası.
Diğeri Siyasi Partiler Yasası.
İkisi de demokratik değil.
İkisi de faşist zihniyet eseri.
Her ikisi de 33 yıldır ısrarla yürürlükte.

Konumuz 1983 tevellütlü (doğumlu) Seçim Yasası.
Bu antıdemokratik yasa neden ve nasıl çıkarıldı?

Amacı belliydi.
Her kesimden insanın mecliste sesi olmasın istendi.
Kürtler bu meclise girmesin dendi.
Solcular, Yeşiller kim oluyorlar diye, önleri kesildi.
Dincilere ve İslamcılara dokunulmadı. Çünkü onların her zaman yüzde 10 barajı aşma gücünün olduğunu biliyorlardı.
İlla velakin iki veya üç partili sistem öngörüldü.
Seçime giren partilerin Ülke genelindeki oylarının en az yüzda 10 olması şart koşuldu.
Bu barajı aşanlar TBMM’de grup kurabilecekler, devletten yardım alabileceklerdi.
Yüzde 9 ve aşağısında oy alanlara hayat hakkı verilmiyordu.

Yani, küçük partilerin yüzde on barajın altında “boğulması” gerekiyordu ve bunu askerler gerçekleştirdiler.
Danışma Meclisindeki 16O küsur tayin edilmiş, sözde milletvekilleri bu yasayı Meclisten geçirdi.
Ve yasa 33 yıldır hiç bir iktidar tarafından değiştirilmedi.
Çünkü askerlerin çıkardığı yasaya hiç bir babayiğit lider elini dahi süremedi.

Çünkü tüm siyasi parti liderlerine işine geldi bu kanun.
En azından Kürt’lerin önündeki en büyük enlegdi.
Gerçi Kürt siyasetcileri seçimlere bağımsız olarak girip bu yasayı etkisiz hale getirdiler ama yine de iktidarlar barajı korudular.

Bugünlerde Anayasa Mahkemesinin önünde duran başvuru “Seçim barajı şartı kaldırılsın” yolunda.
Anayasa Mahkemesi başvuruyu usulden doğru bulursa, sıra esasa gelecek.
Farz edelim ki Anayasa Mahkemesi yasanın bu amir maddesini iptal etti, o zaman TBMM’deki tablo kesinlikle değişecek demektir.

Yani yüzde 10 barajının büyük partilere getirdiği avantaj, diğer partiler arasında bölüşülecektir demektir bu.
AKP’nin Mecliste çoğunluğu kaybetmesi bile mümkün eğer baraj kalkarsa.
AKP bu nedenle Anayasa Mahkemesi Başkan ve üyelerine yüklenmeye başladı.

Cumhurbaşkanından, Başbakan Davutoğlu ve diğer “üst rütbeli” AKP’lilerin “istemezük” çığlıkları hep bundan.

Kendileri değiştirmezler.
Çünkü işlerine geliyordu.

Peki o zaman “Demokratik Kurumlar değiştirsin” deniyor.
Bu da işlerine gelmiyor.

Peki bu nasıl demokrasi?

1630120cookie-checkSeçim barajı….

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.