Sevgiye hasret kaldık…

Güzel ülkemizin ve  yurdum insanının ne değerini bilebiliyoruz, ne de geleceğimize yönelik olumlu adımlar atabiliyoruz.
Adımlar atıyoruz ama bebek adımları bunlar.
Adam gibi adımlar değil.
Neden?
Birileri istemiyor da ondan.

Bir asra yakın mazisiyle Cumhuriyetimiz var…
Dimdik ayakta.
60 yılı bulan demokrasi deneyimimiz var.
Düşe-kalka gidiyor işte…
Ama yetmiyor bunlar…
İlerlememiz için yeterli değil.
İlerlemek istiyoruz ama engelleniyor.
Neden?
Birileri istemiyor da ondan.

Batının geçtiği yollardan geçmeden, kestirmeden refaha kavuşmak istiyoruz.
Kan ve ter dökmeden.
1923 sonrası dönemden bu yana Kıbrıs dışında bir savaşımız yok.
Çevremizdeki ülkelerle dost geçinmek istiyoruz.
Ama yine de içimiz pır pır ediyor.
Iran’dan kuşkuluyuz:
Ya din devleti ihraç ederlerse diye.
Suriye totaliter bir devlet.
Ondan da kuşkuluyuz.
Ya diktatörlük hastalığı bize bulaşırsa diye.
Dönenip duruyoruz.
Batı komşumuz Yunanistan’la kah iyi, kah gerginiz.
Orası da riskli bölge bir anlamda.
Atina demokrasisi ve uygarlığı, ya üstümüze bir gün sıçrarsa diye.
Refah açısından yukarılara çıkma, Batılı olma  hevesimiz var.
Ama çıkamıyoruz.
Neden?
Birileri, bazı güç odakları istemiyor da ondan…
Birileri bizi devamlı aşağı çekiyor da ondan.

Bata-çıka demokrasi olmaz diyenler var.
Demokrasi kim, biz kimiz diye yakınanlar var.
“Cumhuriyet yeter, fazlası zarar” diye direnenler var.
“Olmuyor ama biraz da dinimizden güç alalım” deyip ülkeyi ters yönlere götürmek isteyenler var…
Sonuç…
Ya sık sık darbelerin içinde buluyoruz kendimizi..
Ya da rejim krizlerinin…
Hızlı gidemiyoruz.
Çağa yeteri kadar ayak uyduramıyoruz.
Peki neden?
Birileri, ya içerden ya dışardan elini sokuyor içimize…
İçimize ediyorlar sonuçta…

Aslında çok şey kaybetmemizin nedenini yeteri kadar araştırmıyoruz.
Yeteri kadar birbirimizi anlamaya çalışmıyoruz.
Hoşgörüyü kaybettik.
Saygıyı yitirdik.
Duyarlılık ise hak getire…
Daha  önemlisi sevgiyi kaybettik.
Esas, sevgisizlik belimizi büküyor.
Tüm olumsuzlukları, iç ve dış odakların kötü niyetlerini ortadan kaldırmayı başarabiliriz.
Yeter ki 1923’lerdeki sevgiyi bulabilsek…
Ve birbirimize bulaştırabilsek…

1624910cookie-checkSevgiye hasret kaldık…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.