Siyaset iyice çirkefleşti

Geçtiğimiz günlerde bir basın kuruluşumuzda Başbakan İrsen Küçük’ün imzasını taşıyan bir mektuptan söz edildi.
Berbat bir mektup. Buram buram partizanlık kokan, bir Başbakanın ağzından çıkması mümkün olmayan talimatlar içeren bir mektup.
Başbakan İrsen Küçük “sahtecilik içeren soğuk savaş dönemi bir kampanyanın ürünü” olarak nitelendiği mektupla ilgili hemen yargıya başvurdu.
“Hayali evraklar üretip bunu servis edenler ve siyasi çalışmalarını evrak sahteciliğine kadar vardıranlar yargı önünde bunu hesabını verecekler” diyen Küçük, aradan iki gün geçmeden bu imzayı atanların yakalandığını öğrendi.
Tabi biz de…
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun eski i Müsteşarı Mustafa Tanju Tokay ve Kamu Hizmeti Komisyonu Sınav Müdürü Emir Hüseyin Emirkan Başbakan İrsen Küçük’ün imzasını taklit ettikleri gerekçesiyle tutuklandı.
Yargıda olduğu için çok fazla yorum yapamayacağımız olay siyasetin içine düştüğü durumu göstermesi açısından hayli manidar.
Kurultaya giden süreçte Makyavelist düşüncenin en alasını sergileyen taraflar, savaş kazanmak için her türlü hileyi mübah saydıkları yetmiyormuş gibi kelli felli, okumuş insanları da bu savaşın içine sürüklediler.
Tutuklananlara bakın: Biri Cumhurbaşkanı eski müsteşarı, biri Kamu Hizmeti Komisyonu Başkanı. Peki bu kişiler kendi iradeleriyle mi hazırladılar bu iğrenç metni?
Zannımca hayır. Hatta biraz daha ileri gidebilirim: ‘Tabi ki hayır’.
Müsteşar “Bugün içimden harakiri yamak geliyor. İrsen Küçük’ü gözden düşürecek bir yazı yazayım. Altına da imzasını attım mı oldubitti bu iş” diye düşünmedi herhalde.
Sahte imzanın kolayca anlaşılabileceğini bilen konumdaki bir kişinin böyle bir şeye tevessül etmesi için çok güçlü bir baskı gerekiyor.
Neyse, zaten olay yargıda ve işin içyüzü ortaya çıkacak.
***
Bazen kırılmalar iyidir aslında. Şahsen ben yaşanan bu olayı kırılma noktası olarak görüyor ve şimdiden sonra hiçbir şeyin aynı olmayacağı görüşünü savunuyorum.
Zira bu, siyasette gelinecek son noktaydı. Siyasetin kirlenmesiyle başlayan dejenerasyonun “iktidar için her şey mübahtır” felsefesi ve (demokratik yapısıyla övünen KKTC’nin tarihinde görmediği) siyasetin gücüyle yapılan şantajlar bu olayla birlikte “artık yeter” dedirtecek.
Bundan sonrasında herkes adımını atarken bir değil, iki kere düşünecek. Çünkü sahte imza olayı Demoklas’in kılıcı gibi siyaset kurumunun ensesinde olacak.
***
Mektuptan alıntılar:
*Kurultay delegeleri ve Meclis üyelerine her türlü istihdam, kredi, çocuklarına ve ailelerine terfi, kırsal kesim arsası, parasal yardım vs. gibi söz verilecek ancak istihdam için 21 Ekim sonrası tarih verilecektir.
*Kurultay delegesi olup, kamuda çalışan kişiler yakın takibe alınacak, karşı tarafa destek vereceği belirlenen veya şüphelenilen kişiler ikna edilmeye çalışılacak, ikna olmayanlar işleri de dahil çeşitli araçlarla tehdit edilecek. Gözdağı vermek amacıyla benim de onayımı almak kaydıyla çok açık karşı tarafa destek veren geçici çalışanların görevlerine son verilecektir.
* Kurultay delegesi olup karşı tarafa destek veren kişilerin eğer aile yakınları kamuda çalışıyorsa bu delegeler, aile yakınlarının zarar göreceği yönünde tehdit edilecek ve taraf değiştirmeleri sağlanacaktır.
*Bize destek veren kurultay delegelerinin bankalardaki isteklerini yerine getirmeyen banka görevlilerinin görevine derhal son verilecektir.
*Gazetelerin her türlü borçları ile ilgili ivedi bir çalışma yapıp, Maliye bakanı ve Müsteşarı’nın gazete yönetimleri ile görüşüp, lehimize yayın yapmaları yönünde her türlü baskı yapılacak, özellikle Kıbrıs Gazetesi üzerine gidilip borçlarının ödenmesi yönünde baskı ve tehdit yapılacak.

1620690cookie-checkSiyaset iyice çirkefleşti

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.