Barroso, “Laiklik zorla dayatılamaz. Avrupa’daki demokrasilerde normal olduğu şekilde tüm garantileriyle uygulanan demokratik bir süreç olmalıdır” dedi.
Slovenya’nın başkenti Ljubljana’da AB’nin geleceğinin tartışıldığı bir oturumda Türkiye ile ilgili bir soruyu yanıtlayan Barroso, “Türkiye’deki son gelişmelerin kendilerini kaygılandırdığını” ifade ederek, şunları kaydetti:
“Aynı zamanda her zamankinden daha fazla kani oldum ki; bu ülkeyi mümkün olduğu kadar AB’ye yaklaştırmak zorundayız. Türkiye ile müzakereleri adil biçimde sürdürmeliyiz. Müzakerelerin adil biçimde sürmemesi, Türkiye’nin tam bir AB ülkesi olmasını isteyen ve düşünce özgürlüğü için mücadele eden insanlar için tam bir düş kırıklığı olur.”
Türkiye’nin AB için olduğu kadar tüm dünya için de çok önemli bir ülke olduğuna dikkati çeken Barroso, nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan böyle büyük bir ülkenin “gerçek bir demokrasiye dönüşüp dönüşmeyeceğinin” çok önemli bir konu olduğunu söyledi.
“Açıkça söylemek gerekirse, henüz dünyada böyle bir örnek yok” diyen Barroso, “Bunun sonucunu hepimiz merakla bekliyoruz. Eğer Türkiye bunu gerçekleştirebilirse, tüm dünyada demokrasi ve düşünce özgürlüğünü isteyenler için büyük bir teşvik olacak” ifadelerini kullandı.
