ÖRP Genel Başkanı Turgay Avcı’yı, KKTC’ye inanmayanların ve egemen ve bağımsız KKTC’yi desteklemeyenlerin koltuğunun altında politika yapmaması konusunda çok kişi uyarmıştır. Bunlardan birisi de elbette benim. Bu uyarıyı yapmaya da devam edeceğim.
Bugüne kadar çeşitli gazetelerde köşe yazarlığı yaptım. Bu konuda asla bir çizgi değişikliğim söz konusu olmadı. Bu nedenle, bazı parti militanı “köşe kapmacılar” ve yeni yetme tetikçiler tarafından sayısız kez saldırıya uğradım. Bu tetikçilerin ismini anmayacağım, çünkü o kadar önemli kişiler asla değiller. Kendilerini kullanılıp atılan peçeteye benzetiyorum.
Benim dikkatimi çeken, uzun zamandır tanıdığım Turgay Avcı’nın nerelere savrulmuş olduğunu göstermektir.
Hakkını vermek gerekirse, Dışişleri Bakanlığı döneminde Turgay Avcı, KKTC konusunda hassas davrandı. UBP’deki çizgisini büyük ölçüde korumaya çalıştı. Bu nedenle, başta Hükümetin büyük ortağı olmak üzere, Cumhurbaşkanlığı ile çatışma içine girdiği oldu. Ne var ki, bugün geldiği noktada Turgay Avcı, gerçekten de çok trajik bir noktadadır.
Anavatan Türkiye’ye karşı her fırsatta saldırmayı hizmet bilen ve Türkiyeli olmayı bir küçümseme nedeni olarak gören, kaynağı Ankara Büyükşehir Belediyesi’nce karşılanan düzenleme çalışması nedeniyle bir parka Ankara isminin eklenmesini asimilasyon olarak değerlendirenler, bugün Turgay Avcı’yı savunma telaşına düştüler. Vah Avcı vah !
Acaba Turgay Avcı’yı savunan bazı parti militanları, düne kadar kendisine karşı her türlü eleştiriyi ve engellemeyi yaparken, bugün neden onun arkasında saf tutuyorlar. Turgay Avcı, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kime destek olacağına karar verirken bunu çok iyi düşünmelidir.
Turgay Avcı oturup düşünmeli. Ben ne yaptım da bu militan “köşe kapmacılar” beni savunmaya başladılar diye sormalı kendisine.
Tahsin Ertuğruloğlu, kafa karışıklığı ortamında bir yanlış yapmama noktasına doğru ilerliyor. Eğer bir yanlış içine girmezse, kendisini, ilk kutlayanlardan birisi olacağım.
Gazetecilerin gazetesinde amatör bir ruhla köşe yazmaya çalışırken bazen olmadık tiplerle muhatap olmak durumunda kalıyoruz. Kumar baronlarının, kara para aklayanların, dış güçlerin ya da kaynağı belli olmayan kesimlerin parasıyla kurulmuş bir basın organında çalışıyor değilim ki, bana saldırmalarının bir nedeni olsun. Birilerini korumak için ona buna internetten aldığım abuk sabuk bilgilerle saldıracak kadar ahlaktan yoksun değilim ki, bazılarıyla sorunum olsun. Gazetecilerin gazetesinde kendi düşüncelerimi seslendiriyorum. Birileri de bu düşüncelerden rahatsız oluyor anlaşılan. Bu nedenle, bize saldıranları kendi karanlıklarında boğulmaya terk ediyorum.
Ağzından Anavatan ve KKTC’yi eksik etmeyen Turgay Avcı’yı kimler savunmaya başladı, şaşırıyorum doğrusu. Ankara isminden duyduğu rahatsızlık nedeniyle neredeyse hüngür hüngür ağlayacak olan malum güçlerin “Birol Ertan’dan sorumlu” tetikçisi, bugün Avcı’yı savunmak için yazılar kaleme alıyor. Vah Avcı vah !
ÖRP lideri Turgay Avcı aklını başına alsın. Kendisini dostça uyarıyorum. Bazı garip tipler kendisini savunmaya başlamışsa, gerçekten yanlış bir yola girmiş demektir. Eğer bir yanlış yapar da KKTC kuruldu diye ağlayanların koltuk değneği olmaya kalkarsa, kendisini sağduyulu tek bir vatandaşa bile anlatacak tutarlılığı kalmaz. Partisinin başında da zor kalır, eğer partisi kalırsa!
___________________
* Siyaset Bilimci Doç. Dr.
