UBP – TDP Koalisyonu KKTC için şans olabilir

Değerli Dostum Vakur Kaya’nın yıllardır hepimizi Brüksel üzerine objektif bir şekilde bilgilendirdiği başarılı Internet Gazetesi abhaber’in yazdığına göre “KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun 13-15 eylül tarihlerinde Brüksel’de AB kurumlarına yönelik yapacağı temasları engellemek ve bu çerçevede boşa çıkarmak için Kıbrıslı Rumlar teyakuzza geçti…Eroğlu’nun Brüksel temaslarından çok büyük rahatsız lık duyan Kıbrıslı Rumlar bugine kadar AB kurumlarına tek taraflı Eroğlu çözüm istemiyor şeklindeki yalan propagandanın da Eroğlu’nun AB yetkilileriyel yapacağı görüşmelerde bir kez daha net bir şekilde yalanlanacak olmasından çekiniyorlar.” Bu haber üzerine telefonlaştığım milletvekili arkadaşlarım da Rum Kesimi Propaganda Makine’sinin tam randıman çalışmakta olduğunu belirttiler.
Bu olayı ilk defa yaşamıyoruz.

Eski Başbakanlardan Ferdi Sabit Soyer ile Brüksel’de iken Rum Propagandası’nın gücü ile o dönemin Genişleme Komiseri Olli Rehn’in son dakikada haftalar öncesi verdiği randevuyu nasıl iptal ettiğini yaşamak zorunda kalmıştım. Rehn tarafından çok çirkin bir şekilde iptal edilen randevuyla ilgili haberin KKTC’de hemen duyulmaması için kimseye söylememem rica edilmiş ve ben en yakınımdaki insana bile bu bilgiyi vermemiştim. Ancak tam “Kuzey Kıbrıs Dedikodu” akışına uygun bir şekilde benim arkadaşımdan ve gazetesinden bile esirgediğim bilginin ertesi gün Afrika Gazetesi tarafından yazıldığını okumuş ve arkadaşıma karşı mahcup olmuştum.

Yine Rum Propaganda Makinesi’nin başarılı çalışmaları ve gazeteci kimliği ile ortalıkta gezen istihbaratçıların faaliyetleri sonucu eski Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat bir kez Brüksel Havalanı’nda sıradan polis memurlarınca bekletilmek terbiyesizliğine uğramış ve bu durumu o dönemin AB nezdindeki Türkiye Büyükelçisi kontrol altına alarak düzeltmişti.

Rum İstihbarati diplomat ya da gazeteci ve bazen de parlamento asistanı kimlikleri ile Brüksel’de hiç boş vakit geçirmemekte.

CTP-DP ve CTP-ÖRP Koalisyon Hükümetleri döneminde “çamur atma konularında zorlansalar da” yine de Brüksel’de kafa kurcalamayı başarmaktaydılar. O dönemlerde “CTP’liler çözüme karşı” propagandası inandırıcı olmadığından “CTP’liler Türkiye’nin kuklası” tarzı içeriklerle Brüksel’i etkilemeyi hedefleyen Rum Propaganda Makinesi şimdi de “Derviş Eroğlu zaten hep çözüme karşıydı ve şu anda şov yapıyor. Türkiye ve Derviş Eroğlu sadece çözüm istiyormuş gibi görünmeye özen gösteriyorlar” diyerek Rum Kesimi’nden aslında “illallah” demekte olan çevreleri tekrardan kazanmaya çalışmaktalar. Bu konuda başarı şansları olmadığını söylemek doğru olmaz.

İşte bu nedenle ben muhtemel bir UBP ve TDP Koalisyon Hükümeti’ni KKTC’nın imajı açısından ve “çözüm çabalarının” inandırıcı bir şekilde Avrupa Kamuoyu’na anlatılabilinmesi için bir şans olarak değerlendirmekteyim.

Aslında KKTC’nin içinde bulunduğu koşullarda en doğru koalisyon modeli bir büyük koalisyon olurdu. Tüm dünyada denenmiş bir model olarak özellikle ekonomik kriz ile başa çıkabilmek için bir UBP-CTP Koalisyon Hükümeti en doğru çözüm olurdu. Ancak ben de artık Kuzey Kıbrıs’ı ve Kıbrıslı Türkleri tanıdığım inancındayım ve bir UBP-CTP Koalisyon Hükümeti beklentisi içinde olmanın “ABD ve Rusya’nın birleşip Amerikan ve Rus Cumhuriyetleri Birliği” kurmasını beklemek kadar “saçma” olduğunun farkındayım.

Kuzey Kıbrıs’ta KKTC Gerçeği’nden yola çıkacak olursak bir UBP ve TDP Koalisyon Hükümeti’nin bile ne derece zor bir “doğum” olacağı gerçeğinin ortada olmasına rağmen denenmesi gerektiği inancındayım. Ekonomik sorunlar ile başa çıkma konusunda TDP’nin e ciddi bir konsepti ya da programı yok. Yani bu alanda bir umut olamazlar.

Ancak KKTC’nın Avrupa ya da Dünya Kamuoyu’ndaki imajı ve politikalarının ve de duruşunun anlatılması açısından TDP’nin hükümet ortağı olması ülke için çok yararlı olacaktır.

Son gerçekleştirdiğimiz resmi görüşmelerde de aylar öncesi dile gelen bu konu ile ilgili olarak UBP’de sorumluluk taşıyan önemli şahsiyetlerin bu durumun farkında olduğunu görmüştük. TDP Başkanı Sayın Çakıcı da bu konuda oldukça reel politik bir çizgiye sahip.

UBP ile bir koalisyon hükümeti oluşturan TDP’li bakan ve milletvekilleri örneğin Berlin’de ya da Brüksel’de sosyaldemokrat, liberal ve sol parti ve milletvekilleri düzeyinde muhatap bulmakta zorlanmayacaktırlar. Hatta Sosyalist Enternasyonal üyeliği için ilk adımları atmış bulunan TDP için de bir açılım şansı olabilir hükümet sorumluluğunu paylaşmak.

UBP içinde TDP ile işbirliğine karşı olanlar ve TDP içinde UBP ile işbirliğine karşı olanlar olduğunu göz önünden tutacak olursam ortak bir hükümeti oluşturmaları çok zor olacağa benzese de eğer başarırlarsa kazananın KKTC olacağından eminim.

Hatta bu tip bir koalisyon Türkiye’nin de elini güçlendirecek ve özellikle Türk Tarafı’nın Çözüm Konusu’ndaki inandırıcılığını da arttıran bir rol oynayacaktır.

1617620cookie-checkUBP – TDP Koalisyonu KKTC için şans olabilir

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.