Yeni yılda isterdim ki, mutluluktan, sevgiden, barıştan, kardeşlikten bahsedeyim…
Yeni yılda isterdim ki, yüreğimden çığlık atmak yerine umudun sesi yükselsin…
Ne yazık ki umutla giremiyorum yeni yıla…
Yarın aydınlık, güzel günler göreceğiz diyemiyorum sizlere…
Neden mi? Tam yeni yıla girerken böyle bir mesajı almış olsaydınız siz ne hissederdiniz?!!!
Siz de benim gibi yeni yıl umutlarıyla yazdığınız yazıyı bir yana bırakıp bu çığlığa kulak vermez miydiniz?
Aşağıda İkitelli, Ziya Gökalp Mahallesi sakinlerinden Metin Erdal’ın çığlığını İletmek istiyorum sizlere…
“ Sevgili çiğdem hanım haklı ve onurlu mücadelenizden dolayı sizi ve mahalle semt sakinlerinizi tebrik ediyor ve mücadelenizde başarılar diliyoruz. Biz de sizin gibi bir çınara ya da bir çeşmeye ya da tarihi bir dokuya olan aşkımızdan dolayı tepkimizi dile getirebilme imkanımız olmasını isterdik. Fakat bizim bu imkanımız olmadı. Bizim ne tarihi bir çınarımız var ne de tarihi değeri olan evlerimiz. Fakat kıt kanaat geçinirken artırdıkları paralarla almış oldukları arsaların üzerine yine çok zor şartlar altında yaptıkları evlerde oturan bir mahallenin sakinleriyiz. Yıllardır çamurunu çilesini çektiğimiz mahallemiz artık rant kıvamına geldi ve akbabalar üşüşmeye başladı başımıza… ikitelli, Ziya Gökalp mahallesinden bahsediyorum. Yıllardır süren komşuluklar, birbirlerini tanıyan bilen en ufak ihtiyacında birbirinin derdine koşan, sıkıntısını paylaşan bir mahalle Ziya Gökalp mahallesi. TOKİ virüsünün sebep olduğu kentsel dönüşüm -ne kentsel dönüşümü aslında tam anlamıyla rantsal bölüşüm- belası bize de dadandı. 2005 de başlayan ve bugüne kadar devam eden psikolojik baskılar ve bezdirme politikası yerini bir başka plana bıraktı. Sürgün planının ilk ayağı başladı. İmar planı hazırlandı. Tabii bu planda bize yer yok. Aynı senaryo aynı nakarat anlayacağınız Aktörlerin bir kısmı dışında (sizde ÇALIK bizde Ağaoğlu oldu). Tabii yasalar çerçevesinde yapılacak en makul hareketi yaptık ve iptal yönünde dava açma hazırlıklarına başladık. Fakat bunun sadece hukuki süreçte yürümesinin yapılan haksızlığı insanların duymasına yetmeyeceği kanaatindeyiz. Sesimizi duyurmak ve vicdanlı insanların bizi dinlemesine sebep olmak istiyoruz. Ziya Gökalp mahallesi olarak sizin kadar kültürlü insanlardan oluşan bir halkımız yok Buna bağlı olarak da sizin kadar iyi organizede olamadık. Ama olmak istiyoruz. Bize bu konuda tecrübelerinizi aktarma nezaketinde bulunursanız minnettar oluruz. Ziya Gökalp mahallesi sakinleri adına Metin Erdal…”
Her şeye rağmen mutlu olmasa da umutla girin yeni yıla…
İnadına!!!
Bizi böyle kanadı kırık, boynu bükük bırakanlar utansın…
