Aydın Çubukçu: Yıldızlar ve sosyalizm

Aydın ÇUBUKÇU / EVRENSEL – Merdivenlerimizin çengelini yıldızlara asarak yükselme hedefini gerçekleştirebilmek için, bu pespaye durumun ötesine geçmek gerekiyor. İnsan, evreni yalnızca sosyalizmle kucaklayabilir.

Güneşi zaptedeceğiz
güneşin zaptı yakın!
Merdivenlerimizin çengelini yıldızlara asarak,
yükseliyoruz
güneşe doğru!

Nâzım Hikmet

Büyük Ekim Devrimi, Paris Komünü’den devraldığı kızıl bayrağa, bir orak-çekiç ve bir yıldız ekleyerek kendi bayrağını yaratmış sonrada bu simgeler dünyanın bütün komünistlerinin ortak bayrağı haline gelmiştir.

Beş köşeli yıldız, çok eskiden beri ulaşılmak istenen en yüksek hedefi temsil eder. Kutup yıldızı, kendisine gidilemese bile, karanlık denizlerde hep doğru yolu gösterir. Bu bakımdan, komünizm idealini simgelemek bakımından pek uygundur. Nâzım Hikmet’in de çok kullandığı imgelerden biri olmasının nedeni elbette yalnızca bu değildir. Yıldızlara bakmak aynı, sonsuz uzayı düşünmenin, geleceğe ilişkin hayaller kurmanın keyifli bir yoludur. Yıldız falcılığını bir yana bırakırsak, insanlığın geleceğinin de oralarda bir yerlerde olabileceğini bilimsel araştırmaların konusu haline getiren nesnel bir gerekçesi vardır, yıldızlara bakmanın. Nâzım Hikmet’in çevre felaketleri yüzünden dünyanın mahvolacağı endişesiyle yazdığı şiirde değindiği gibi:

Kendi kendimizle yarışmadayız, gülüm.
Ya ölü yıldızlara hayatı götüreceğiz,
Ya dünyamıza inecek ölüm.

Sovyet Devrimi’nin ilk yıllardaki coşkusunun doğurduğu sanat eserleri içinde, örneğin Lissitzky’inin yeni insan adlı eseri, evreni kucaklayan devingen bir yıldız gibidir. O yıllardan sonra, pek çok bayrakta, şiirde, heykellerde ve mimaride yıldız, hep bu vazgeçilmez idealin müjdecisi olarak yer aldı.

Sovyet Uzay araştırmalarının doğuşu, bu yüzden köklü bir tutkunun eseridir. Kavel Alpaslan’ın büyük bir isabetle belirttiği gibi, bu devasa çalışmaları yalnızca Soğuk Savaş yıllarının rekabetiyle açıklamak hiç yeterli değildir.[1]

Yuri Gagarin, 12 Nisan 1961’de Vostok uzay aracıyla uzaya çıkan ilk insan olma onuruna bu çalışmaların sonucunda ulaştı. “Uzay Çağı” onunla başladı. Bu elbette 55 milyon dolar verip elin aracıyla uzaya gitmekten farklı bir şeydi. İnsanın yaratığı gücüne adanmış bir emeğin, bilime ve tekniğe olan güvenin bir sonucuydu.

Kuşkusuz bugün, parayı bastıran herkes sonsuz uzayın bir alt basamağına çıkabiliyor. İnsanlığın en yüce ideallerinin bir ticaret ve gösteriş vesilesi haline gelmiş olması elbette uzay çalışmalarına sırt çevirmeye neden olamaz. Merdivenlerimizin çengelinin yıldızlara asarak yükselme hedefini gerçekleştirebilmek için, bu pespaye durumun ötesine geçmek gerekiyor. İnsan, evreni yalnızca sosyalizmle kucaklayabilir.

[1] Sovyet uzay programı: Bir yarıştan daha fazlası

2770900cookie-checkAydın Çubukçu: Yıldızlar ve sosyalizm

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.