Şair Hasan Hüseyin Korkmazgil, “Ekmeği bol eyledik / Acıyı bal eyledik / Sıratı yl eyledik / Geldik bugüne…” diyor. “Geldik bugüne…” Şair ve ressam Bedrettin Rahmi Eyüpoğlu da Yunus Emre’nin “Biz dünyadan gider olduk / Kalanlara selam olsun” dizelerine “Ama hep böyle gidecekse bu dünya / Kalanlara haram olsun” dizelerini ekliyor… ‘Haram olsun…”
Yeni bir yıla girdik. Huzur diledik, sağlık diledik, bereket diledik, özgürlük-adalet ve demokrasi diledik, daha iyi bir yaşam ve yaşanılabilir dünya diledik… Eskisinin muhasebesi, yenisinde de planlarını yaptık ama yeni yıl yaşamımızda temiz bir sayfa açmadı… Her soruna analık eden emek-sermaye kavgası sayfadan sayfaya kesintisiz devam…
Dünyada küresel ısınma ve yarattığı sorunları inkar eden vahşi kapitalizm geleceğimizi tehdit etmeyi sürdürüyor. Türkiye’de hayat pahalılığı ve toplumsal çürüme eski yılda kalmadı. İngiltere’de bBeceriksiz sağ iktidarın yarattığı ekonomik krizin faturasını ödemek istemeyen işçilerin grevleri yeni yılda da gündemde olacak…
Bizim toplumda ise daha önce yazdığım gibi “iki ülken mi var iki derdin var” misali dertlerimize çareyi yine kendimiz arayacağız. 2022’de belediyelerin “Low Traffic Neighbourhood-LTN” adıyla yaygınlaştırdığı saçma sapan işgüzarlık, dertlerimize dert ekledi. Bizim toplumun yoğun olduğu mahallelerde de uygulanan “LTN” ile bazı sokaklar trafiğe kapatıldı. Sözüm ona egzos gazını yerleşim yerlerinde azaltmak amacıyla yapılan bu garip uygulamayla araçlar diğer sokaklarda trafik sıkışıklığı yarattı ve daha çok egzos gazı yaymaya başladı.
2023’de Türkiye’de seçimler olacak. Yurtdışındaki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları geçmişte seçme hakkını kazansa da ne yazık ki seçilme hakkını elde edemedi. Oysa TBMM’ye gönderilecek temsilciler toplumun sorunlarını ilk ağızdan aktarabilecekti. Toplumun sorunları ve Türkiye’deki iktidarların yapabileceklerini daha önceki yazılarımda sıralamıştım. Geçmiş yılların çözülmeyen sorunlarına geçen yılınki de eklenerek 2023’e devredildi… Yurtdışındaki vatandaşların istekleri siyasi partilerin vaatlerinde yer bulamadı…
Toplumun fotoğrafını çekmek için yapılan bilimsel çalışmalar geçen yıl da güdük kaldı. Oysa gözle görülür değişimler kaygı verecek boyutta. Toplumun kendi rengini kaybetmeden içinde yaşanılan moyikte hak ettiği yerini alması gerekir. Bu da doğru bir entegrasyon çabasıyla mümkün tabii. Bana göre yaşanılan bir asimilasyon yani kültürel heyelan ve yok oluş… Gençlerin kendi ailesinin geldiği köklere ve kültürüne ilgisinin azalması belki doğal ama bunu önlemek de toplumsal bir stratejiyle mümkün. Bu stratejiyi bilimsel çevrelerle hazırlayabilecek en yetkin kurum ise Türkiye’nin temsilcilikleri… Temsilcilere sorun bakalım hiç böyle bir şey akıllarına geldi mi? Topluma ilişkin yazıları okuduklarını bile sanmam. Şimdi bir “ahhh!” çekip Bedri Rahmi’yi anma zamanı: “Ama hep böyle gidecekse bu dünya / Kalanlara haram olsun.”
Bütün yaşadıklarımız dünü aratır gibi görünse de bize düşen kuyruğu dik tutmak olmalı dostlar. Bir insan; belleğini, psikolojisini koruduğu süreçte direnebilir, sorunların üstesinden gelebilir, çözüm üretebilir. Uzmanlar bunun için doğru beslenin ve doğru dostluklar kurun diyor. “Kendi doğal ortamından kopup gelen göçmenler için bu daha da önemli” denilebilir. Toplumdaki derneklerin bu açıdan da önemli bir işlevi var. “Gençlerin ayakları bu derneklere alışmalı” desek de derneklerle birlikte üyeleri de giderek yaşlanıyor. Bu durumu en iyi Türkiyelilerden önce göç eden Kıbrıslı Türk toplumunun derneklerinde gözlemek mümkün. Bu da asimilasyon konusunda ipucu ve uyarı veriyor aslında…
Yukarıda sözünü ettiğim dileklerle yeni yılınızı kutlamak istiyorum. Daha iyi bir dünya kurmak mümkün. Aklın ve mantığın yolu buraya çıkacak. Biz sadece hızlandırmak istiyoruz o kadar.
***
Her şey o kadar da kötü değil hani! Dünya ve iki ülke de iyi şeylere gebe dostlar. Bilim insanları, Alzheimer hastalığını teşhis etmek için kan testi geliştirdi. Hastalık öncesi teşhis yakında uygulanmaya başlayacak. Bir diğer iyi haber de Covid-19’a karşı geliştirilen mRNA aşısının başarısından yola çıkan Moderna, kansere karşı başarılı sonuçlar elde ettiğini duyurdu.
Türkiye’de seçimler var. Aklıma Londra’da uzun yıllar yaşayan Abdulhak Hamit’in şiiri geldi: “Ya rab bana bir melek iyan et / Bir de beni öyle imtihan et!” İngiltere’deki ekonomik krizde de işçiler tarihi zaferler elde ederek umudu büyütüyorlar. Ülkedeki şoförler, sağlık işçileri, telekomünikasyon ve üniversite çalışanları, itfaiyeciler ve liman işçilerinin grevlerle gelen zaferleri, 2023’ün sınıf mücadeleleri için de örnek oldu. Tribune dergisi, İngiltere’de örgütlü işçilerin, “açgözlülük ve sömürüye karşı mücadele ettiklerini gösteren, dönüm noktası niteliğindeki on sendikal zaferi” derledi. Grevlerin birçoğu 2023 yılında devam edecek ve sonuçlarının ne olacağı henüz belli değil. Kazanmaları hepimizin yararına olacak.
“Kuyruğu dik turmaya devam” diyorum dostlar… Şairi mahçup etmemeli, “hep böyle gitmedi bu dünya / kalanlara helal olsun” denilebilsin.