3 Kasım mı, 5 Kasım mı?

Ekonomik kıskaçtan kurtulmuş, makro istikrarını sağlamış gibi görünen (ki, bu da doğru değil!) Türkiye, şimdilerde de siyasal alanda sıkıştırılmış ve iki ucu da pis değnek üzerinde seçim yapmaya zorlanmaktadır. PKK saldırıları ile kışkırtılan milliyetçilik rüzgarları ile yelkenlerini dolduranlar, dolu dizgin Kuzey Irak’ı istikamet gibi göstermektedir. Tabiatıyla, son saldırılar, kimin tarafından yapılmış olursa olsun, çok can yaktı ve insanları kinlendirdi. Tüm acılara rağmen, acıyı acıyla sarmak yerine, acı yaşatanın acısını dindirmek ve onu aklı selime çağırmak hem daha insancıl bir çözüm hem de tüm halklara daha yararlı olabilir diye düşünebiliriz. Bu düşünce iledir ki, 3 Kasım mitingini Ortadoğu sorununa barışçıl çözüm bulmada önemli bir fırsat olarak değerlendirmenin gerekli olduğunu düşünmekteyim. 3 Kasım fırsatı iyi değerlendirilmeden, 5 Kasım’daki Bush-Erdoğan görüşmesine ümit bağlamanın, barışçıl düşünceler yerine saldırgan düşüncelerin geçirilmesi, halkların sorunlarını kendilerinin halletmesi yerine emperyalist güçlere havale etmesi anlamına geleceğini düşünmekteyim. Bu düşüncelerimi, bu yazı boyutunda kısaca açmaya çalışacağım.

Ortadoğunun yeniden şekillendirilmesinin, sınırların yeniden çizilmesinin, başta ABD olmak üzere emperyalistlerin temel amacı olduğunu düşünmenin fazla yanlış olmadığına inanıyorum. Zaten, yine başta ABD olmak üzere, emperyalistler bu emellerini gizlememekte, ara sıra sahneye sürdükleri korsan haritalarla emellerini kafalarımıza işlemekteler. Bu politikalarını dayatan emperyalistler, söz konusu yeniden şekillendirme politikasını uygularken kendilerinin en az zarar görmelerini gözetmenin yanında, yeni şekillendirilen bölgelerde oluşturulacak müttefikleri de fazla kırmamaya özen göstermeye çalışmaktalar. Hatta, sınırları yeniden çizmeye çalışan emperyalistler çoğu zaman çatışan bölge halkları arasında ara bulucu işlevi gördükleri imajını yaymaktan da geri durmamaktalar. Kısacası, emperyalistler, kendi açılarından fevkalade haklı olarak, ateşi maşa ile tutmaya çalışmaktalar.

Önce şunu saptayalım. ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesinin başlangıç yeri Türkiye-Irak kesişme noktasıdır. “Stratejik Konumlanma ve Doğal Kaynaklara Hakim Olma Projesi” olarak da adlandırabileceğimiz bu projenin aşamaları da artık oldukça netleşmiştir. ABD’nin Irak’ı üçlü yapıya kavuşturma plânı artık bir sır değildir. Bu üçlüde Kuzey Irak bölge idaresi ise, ABD’nin sadece kalesi değil, aynı zamanda bu bölgede ilerlemesi için sıçrama rampasıdır da. Hal böyle olunca ABD, bir yandan stratejik ortak olarak ilân ettiği Türkiye’nin, diğer yandan da Kuzey Irak bölgesel yönetiminin politikalarına kulak vermek ve bunları kendi çıkarı doğrultusunda uyumlaştırmak zorunda olduğunu hissetmektedir. Ne var ki, Kuzey Irak Kürt yönetiminin öteden beri kafasında olan bağımsız Kürt devleti politikasını uygulamaya koymadaki sabırsızlığı, bu stratejide ABD’nin oyununu bozan tek faktör olarak sırıtmaktadır. Oysa, zamana yayılmış oyun stratejisi ile ABD açısından durum belki daha rahatlıkla çözüme kavuşturuluyor olabilir. Kuzey Irak yönetimi ise tarihin kendilerine sunmuş olduğu bu fırsatı kaçırmamak istemektedir.

Öcalan’ın yakalanarak Türkiye’ye teslim edilmesini Türk siyasal çevrelerinin Kuzey Irak’ta bir Kürt devleti kurulmasını kabul ettiği şeklinde yorumlayarak, Öcalan’ın bu konudaki tarihsel misyonunun bittiğini düşünürsek, Kuzey Irak yönetiminin PKK’yı öne sürerek Türkiye’ye dayatmaya çalıştığı politikasının biraz zorlama ya da erken gündeme getirilmiş bir konu olduğu kanaatine ulaşırız.  Kuzey Irak PKK kozunu ileri sürdükçe Türkiye cephesinde milliyetçilik ve saldırganlık yükselmekte ve bu yükseliş, maalesef, çoğu kesim tarafından da, belki de çare olarak düşünüldüğünden, haklı da görülebilmektedir. İşte, 3 Kasım ve 5 Kasım tarihleri bu bakımdan, ama farklı açılardan çok önemlidir.

3 Kasım’ın bir barış ve kardeşlik yürüyüşü olarak algılanması olumlu bir adım olur. Eğer bölge halkları mikro milliyetçilikten sıyrılıp, emperyalistlerin üzerlerindeki oyunu görebilirse, herhangi bir tarafın elde edebileceği olası bir zaferin Kürt halkının lehine olmayacağı gibi, Türk halkının da lehine  olmayacağını anlayacaktır. Ancak, olağanüstü uyanış sonucunda gerçekleştirilecek olan birliktelik, emperyalizme karşı birleşmiş halkların zaferi olacaktır. Birleşmiş halklar, emperyalistleri bu topraklardan kovarak, bölge zenginliğini müşterek kararları ile değerlendirip, hakça paylaşıma yönelebilirler.

Ancak maalesef, böylesi insancıl bir proje, kapitalizmin kışkırttığı emperyalist düşünce ve güç altında ezilmeye mahkûmdur. Bu ezilmenin sonucu ise, ne Kürtlere ne de Türklere fayda sağlayacaktır. Belki halklar çatışacak, çok can yanacak, ama iki tarafın da acısı ve kaybı pahasına emperyalistler emellerine bir adım daha yaklaşmış olacaktır. 5 Kasım tarihi de bu açıdan fevkalade önemlidir. Emperyalizmin baş aktörü olan Bush, herhalde, taraflara birleşme ve ABD aleyhine topraklarına sahip çıkma telkininde bulunmayacaktır. Zira, böyle bir telkini, bu düzen içinde ABD Başkanı Bush yapmayacağı gibi, maalesef, sistem ideolojisi ile sarhoşa dönmüş bölge halkları da böyle bir telkini anlayabilecek ve kabul edebilecek durumda gözükmemektedir.

Bölge halklarını parçalama yanında, fazla da müttefik kaybetmeme endişesi, ABD başkanını her iki tarafa da göstermelik sükûnet tavsiyesi yanında, sınırlı operasyona ışık tutmaya yönlendirebilir. Böylece, halklar arasındaki ayrışma iyice netleşip keskinleşirken, tüm taraflar da fazlaca rencide edilmeden, zaman kazanılmış olacaktır.

Evet, bölgede çoğu konu ABD denetimindedir, ama bölge halklarının hiç mi inisiyatifi kalmamıştır! 3 Kasım’ın Türkiye tarafından Kuzey Irak halkına uzatılmış zeytin dalı olarak algılanmasını dilerken, karşı taraf halkının da benzer jestte bulunması en samimi dilektir. Kendilerini birbirine düşüren ABD’yi ve emperyalistleri olduğu kadar, baştaki siyasî ve militarist görüşlüleri de bir tarafa iterek, halklar niçin birleşip, kucaklaşmasın ki!

Emperyalizm bu denli güçlü mü?

_______________________

* Prof. Dr.

 

 

1594790cookie-check3 Kasım mı, 5 Kasım mı?

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.