Pilotlar, yönetimin ağır baskısı altında olduklarını, bu nedenle de kendileri için hazırlanan yoğun çalışma takvimine itiraz edemediklerini belirtirken, aşırı yorgun halde sefere çıkarak her gün yüzlerce yolcunun yaşamını riske attıklarını da kabul ettiler.
Araştırma ayrıca, günümüzde 5 yıl öncekine göre çok daha fazla sayıda pilotun göreve “yorgun ve uykusuz” gittiklerini kabul ettiğine dikkat çekti.
Pilotlar birliği sözcüsü, sorunun sadece havayolu yönetiminden kaynaklanmadığını, ucuz uçma kaygısı, ucuz uçuş yapan şirketlerle kendi geleneksel yapısını koruyarak rekabet etme isteği ve pilotların işlerini kaybetme korkusuyla çalışma koşullarına itiraz edememeleri gibi etkenlerin de bu durumu etkilediğini bildirdi.
Bu arada, İngiltere’de pilotların yorgun olarak sefere çıkmaları yüzünden pek çok facianın son dakikada önlenebildiğine dikkat çekilirken, yaşanan son örneklerden birinde, kaptan pilotun dinlendiği sırada ikinci pilotun da uyuyakaldığı, uçağın bir başka uçağın rotasına girdiği ve son anda pilotlardan birinin durumu fark edip facianın önüne geçtiği açıklandı.
Bir başka örnekle de pilotun uçağın kalkmasından sonra yaptığı hata sonucu uçağın motorlarının neredeyse durmasına yol açması hatırlatıldı. Pilotların bu tür olayları anlatırken sık sık, “gözlerimi bir an kapatıp dinlenmek istedim ama uyandığımda 10 dakika geçtiğin fark ettim” gibi ifadeler kullandıkları da belirtildi.
Pilotlar, aşırı yorgun olduklarını ve durumlarının uçuşa uygun olmadığını yöneticilere bildirdiğinde de “göreve gitmeyi ret mi ediyorsunuz?” şeklinde tepki almaktan şikayetçi oldu.
