Daha önceki yıllarda törene dinleyici olarak katılan Cumhurbaşkanının, yargıya talimatlarını saygıyla dinleyen, kendisini hararetle ayakta alkışlayan yargıçlar ise, ‘kuvvetler ayrılığı’ varmış gibi davranılmasına bile artık gerek duyulmadığının kanıtıydı.
Törende tanık olunan manzarayı ‘yüzkarası’ diye niteleyen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, adliyeye açıkça siyasetin sokulduğuna tanık olunduğunu ve yargının bağımsızlığına gölge düşürüldüğünü söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise eleştirileri ciddiye almadığını ortaya koydu ve ‘milletin mekanı’ diye nitelediği Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde Adli Yıl açılış töreni yapılmasının yargı bağımsızlığına gölge düşürmeyeceğini ,tam tersine bağımsızlığı güçlendireceğini savundu. Diğer kurumların temsilcilerinden de ‘ gerilim ve itham taktiğini bir kenara bırakarak, 7 Ağustos’taki Yenikapı ruhuna uygun şekilde hareket etmelerini beklediğini ‘, milletin birliğe, beraberliğe ve dayanışmaya her zamankinden daha fazla ihtiyacı olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisine koşulsuz destek ile 15 Temmuz darbe girişiminin koşulsuz kınanması arasındaki farkı görmezden geliyor.
7 Ağustos’ta Yenikapı Meydanına giden muhalifler, Cumhurbaşkanı ve hükümete , ülkenin temel demokrasi ilkelerini istedikleri gibi değiştirmeleri için açık çek vermedi. Oradaki varlıkları, rejime bağlılık sergilemek için değil, ülkelerinin saygınlığına, kurumlarının bağımsızlığına ve tarafsızlığına sahip çıkmak içindi.
Türkiye’de yargı, iktidardan bağımsız, siyasi baskılar altında kalmadan işlevlerini yerine getiremez hale geldiyse, ülkede acilen ihtiyaç duyulan normalleşmeye dönüş umudu da yokolmuş demektir.
15 Temmuz’dan bu yana işlerinden atılan, açığa alınan, tutuklanan ya da gözaltında tutulan onbinlerce kişi, hukuk sürecinin işlemesini bekliyor.
Darbeyi düzenlemekle suçlanan kişilerin iadesi için başka ülkelerde verilmesi gereken hukuki ve diplomatik mücadeleler var.
Olağanüstü Hal Yasası, ifade özgürlüğünü iyice kısıtladı. Türkiye’yi en fazla sayıda gazeteci hapseden ülkeler sıralamasında dünya birincisi yaptı.
Türkiye’nin hukukun üstünlüğüne, temel hak ve özgürlüklere bağlılığı her geçen gün zayıflıyor. Ona paralel olarak da, dış dünya ile büyük zorluklarla inşa edilen köprüler, birbiri ardından yıkılmaya yüz tutuyor.
YAZARIN DİĞER YAZILARI İÇİN
http://www.firdevstalkturkey.com/tr/