Nazım’ın “Gurbetlik zor zanaat” sözlerini göçmenliğe uyarlayabiliriz. Yıllar önce bir toplantıda bir psikolog göçmenlik sorunlarının kaynaklık ettiği 60-70 hastalık saydığında şaşırmıştım. Oysa çocukluk yıllarımda Heidi’nin hikayesinden konuya pek de yabancı sayılmazdım.
Dostlar göçmenlik sorunlarını önce tesbit etmek gerekir ki çözüm üretilsin. Bunun için İngiltere’deki yerel ve merkezi yönetimlere, toplumdaki derneklere, başkonsolosluk gibi temsilciliklere, iki ülkenin medya ve üniversitelerine iş düşüyor tabii… Önceki yazılarımda Türkiye’deki siyasi partilerin yurtdışındaki vatandaş sorunlarını tesbit için çalıştaylar düzenlemesinin çok önemli olduğunu yazıp çizdim, bununla da yetinmeyip yazdıklarımı bazı siyasi partilerin ilgili kurullarına ve gazeteci dostlarıma pas ettim.
İngiltere’deki (nüfusu üç eşit ağırlıkta olduğu tahmin edilen) Türkiyeli Türk, Kürt ve Kıbrıslı Türklerle ilgili araştırmalar ne yazık ki çok yetersiz. Var olan araştırmaları Londra’da Bizim’Kiler kitaplarımda toplamıştım. Toplumun en doğru fotoğrafını çekebilmek için tek yol bilimsel araştırmalar. Eğer 1900’lerin sonunda bir araştırma yapılsaydı tekstilin emek ucuz bölgelere taşınmasıyla yüzbinlerce toplum üyesinin işsiz kalması, dolayısıyla da intiharlardan uyuştutucunun kronik sorun olmasına kadar pek çok sorun en baştan önlenebilirdi.
Neyse dostlar geçenlerde çevirdiğim yeni bir akademik araştırma; İngiltere’deki Pakistanlı, Bangladeşli ve siyah etnik azınlıkları ele almış. Bizi de yakından ilgilendiren araştırmaya göre; bu üç grubun istihdamı ve nüfuslarına göre temsiliyetleri beyaz Britanyalılara göre düşük. Heidi Safia Mirza (UCL) ve Ross Warwick’in (Institute for Fiscal Studies) ortak çalışması etnik azınlık üyelerinin eğitimdeki başarısının sorunları aşma ve doğru entegre olma şansı yarattığını ortaya koyuyor. İki akademisyenin The IFS Deaton Review’de 14 Kasım günü “Irk ve etnik köken” (Race and ethnicity) başlığıyla yayınlanan araştırmasının özeti şöyle:
DEZAVANTAJLI GRUP YOĞUN: Birleşik Krallık’ın çeşitli etnik azınlık gruplarında ekonomik olarak yüksek gelirli bir kesime rastlansa da diğerleri sürekli olarak dezavantajlı durumda, yüksek düzeyde yoksulluk ve işsizlikle boğuşuyorlar.
NÜFUS ARTIŞI FAZLA: Birleşik Krallık’da son çeyrek asırda etnik nüfus artarak daha da çeşitlendi. 1991’den 2011’e kadar, İngiltere ve Galler’deki beyaz nüfus (Beyaz göçmen nüfustaki hızlı artış da dahil olmak üzere) %2’den daha az büyürken, diğer tüm etnik grupların toplamı %166.
GENÇ NÜFUSA SAHİP: Etnik azınlık nüfusu ülke geneline kıyasla çok daha gençtir. Çoğu etnik grup orantısız bir şekilde şehirlerde yoğunlaşıyor; örneğin, 2011 itibariyle İngiltere ve Galler’deki Siyah nüfusun %58’i Londra’da ikamet ediyor.
EĞİTİMDE BAŞARI YÜKSELİŞTE: Etnik azınlık öğrencilerin eğitimdeki başarıları yükseldi. GCSE kazanımı özellikle son yirmi yılda Bangladeşli, Pakistanlı ve siyah Afrikalı öğrenciler için hızlı bir şekilde arttı. Etnik azınlık gruplarından üniversiteye gitme olasılığı, beyaz İngilizlere göre daha yüksektir. Ancak, üniversitelerdeki oranı nüfuslarına kıyasla hala düşük.
İSTİHDAMDA VE ÜCRETLERDE DÜŞÜKLÜK: 1990’larda Pakistanlı erkeklerin istihdam edilme olasılığı beyaz çoğunluğa göre yaklaşık yüzde 20 daha azdı; 2019 yılı itibarıyla bu fark 2 puana kadar kapatılmıştır. Buna rağmen, birçok azınlık grubu için açıklanamayan istihdam boşlukları ve düşük ücretli çalışma devam ediyor.
DAHA YOKSULLAR: Pakistan, Bangladeş ve siyahlar için daha düşük istihdam oranları, daha kalabalık haneler ve daha yüksek konut maliyetleri ve az gelir daha düşük yaşam standartları anlamına geliyor. Etnik azınlık bireyleri arasındaki yoksulluk oranları beyaz İngiliz çoğunluktan çok daha yüksek (çocuklarda daha da fazla).
AZINLIĞIN BAŞARISI EĞİTİMLE: Bu maddi eşitsizliklerin yanı sıra, etnik azınlık bireylerin eğitim ve beceri edinmedeki başarısı beyaz nüfustan bile daha fazla ve uzun vadede yukarı doğru sosyal hareketlilik sergiliyor. Eğitim kazanımı bu hikayenin önemli bir parçası gibi görünüyor ve bu model Birleşik Krallık’ı birçok Avrupa ülkesinden ayırıyor.
SALGINDAN EN ÇOK ETKİLENENLER ARASINDA: Salgınının etkileri şimdiye kadar etnik azınlık grupları için son derece orantısız oldu: 2021’in sonu itibariyle, yaşa göre standardize edilmiş ölüm oranları Bangladeşliler için 3,6 kat, siyah erkeklerin de beyaz Britanyalılara kıyasla 2 kat daha yüksekti.
NÜFUSLARINA ORANLA EŞİT TEMSİL HAKLARINDAN YOKSUNLAR: Hükümet politikaları etnik eşitsizlikleri artırıcı yönde. Araştırmalar ayrımcılığın işe alım uygulamalarında ısrarla yaygın olduğunu ve bazı kurumlarda etnik azınlıkların temsilinin nüfus paylarının önemli ölçüde gerisinde kaldığını ve bu alanlarda daha fazla ilerlemeye ihtiyaç olduğunu ortaya koyuyor.