Evrensel Müzik Dünyasi’nda, Müzik Gruplari, Enstrümanistler, Solistler, Söz Yazarlari, Besteciler, Aranjörler, Yapimcilar, Menajerler, Konserler, Dinleyiciler gözle görünen kimselerdir. Belki onlardan sayica daha çok, isiklarin arkasinda kalan insanlar vardir, ve onlar hep ”isçisin sen isçi kal” makaminda hep vardirlar.
Ve Gruplar kurulur, Gruplar dagilir, yeniden yeniden kurulur-dagilir, birçok solist hep sahnede kalir. Öylesine çok söyleyecek sözleri vardir ki, özel hayati, müzik hayati ve insanlik için sarfettigi çabalarin hayati, bir ömre sigmaz gibidir, fakat zoru basarirlar ve kaç ömrü birden yasarlar. O gerçek müzisyenlerden birisi de Gür AKAD’dir. Hani hatirlarsiniz, HALLEY sarkisini söyleyen KLIPS ve ONLAR Grubunun, Elektro Gitar çalan ve sarki sözü yazip besteleyen ve düzenleyen, ve yeryüzündeki dertleri deyüreginde hissedebilen bir Rock ozanidir. Demek istiyorum ki, mesela Afrika’daki açliga dikkati çekmek için Gür AKAD sarki yazdiginda, henüz U2 Grubunun, gitar ve armonika çalan ve söyleyen Rock Ozani Paul David HEWSON, sahne adiyla BONO, henüz Afrika’ya yardim hareketini baslatmamisti. Fakat BONO, ülkemize geldi ve bir hayalini daha gerçeklestirdi, ilk Bogaz köprümüzü yürüyerek geçti, Afrika’daki açliga da dikkat çekti, söyleyecek sözü olan tüm insanlar gibi,sözlerini de yigitçe, baris içinde söyledi.
KLIPS Grubunda, Aydin KARABULUT Davul çaliyordu, Emre TUKUR ise Klavyeli çalgilar çalip beste yapiyordu. Ben sizlere, Emre ERGEN’in yazdigi AFRIKA sarkisinin sözlerini hatirlatacagim, Bestesi Gür AKAD ve Emre TUKUR’a ait, Düzenleme ve yorum Gür AKAD’in.
Ne farkeder renkleri / Bir lokma dilekleri / Bossa da mideleri / Simsicak yürekleri / Uzatin elinizi / Ölmeden çocuklar / Uzatin elinizi / Yok olmadan o insanlar /Süt vermese de memesi / Nerde o gülümsemesi / Yok ki annenin çaresi / Çikmiyor bebegin sesi / Uzatin elinizi / Terkedilmis kita’ya / Uzatin elinizi Afrika’ya Afrika’ya / Uzatin elinizi / Aç kalmis insanlara / Uzatin elinizi çocuklara.
Kuzeydogu Afrika’da bulunan Somali’ye , kuraklik ve açlikla mücadele bile edecek hali kalmayan Somali’lere büyük bir yardim kampanyasi düzenlendi Ülkemizde.
Inek ve keçi sütü manasina gelen Somal kelimesinden geliyormus, Somali ismi. Halkin en meshur içecegi süt oldugu için bu isim buradan kalmis.
Somali’ de hiç Demiryolu yokmus, iki liman ve dört havaalani varmis.
ABD, Italya, Rusya, Çin gibi Devletlerden mali yardimlar elde etmekte imis.
Devekusu, Keklik ve Yesil Güvercin ile Tonbaligi ve Köpekbaligi çokmus. Beyaz güvercin Baris’in sembolüdür ve görülmüs bir güvercindir. Yesil Güvercin’i merak ettim dogrusu, ilk kez Somali’ye yardim sayesinde duymus oldum, fakat hiç kimse bir fotografini çekip getirmedi, gidenlerden. Demek istiyorum ki, bu proje ile sanirim ilk giden, Konservatuardan bildigim Reyhan KARACA idi, kendisini etkileyen bir Somali’li anne ve çocugundan bahsetti. Basbakan’imizin esi Emine ERDOGAN Hanimefendi, adasi Emine Hanim’la dostlukla elele fotograf çektirdi, çocuklara sefkat gösterdi. Biz Televizyondan seyrettik onlari.
Navdaren me ( Kürtçe’de Ünlülerimiz manasina gelirmis ), Meshurat ( Arapça’da söhret kazanmis kimseler manasina gelirmis), ki Onlar, yani, Ajda PEKKAN, Sertab ERENER, Muazzez ERSOY, Nihat DOGAN da Basbakanimiz Recep Tayyip ERDOGAN Beyefendi, bazi isadamlari, bazi gazeteciler ile birlikte Afrika’ya gitmisler, iniste önemli bir kaza da atlatmislar, çok geçmis olsun…
Ben de hep düsünür dururdum, niçin yeryüzünde yalniz Halk ve Rock Ozanlari, insani kederlere merhem olmak isterler acep diye.?
Türk Müzigi, Pop Müzigi sanatçilarimizin da adeta AKUT gibi Afrika’da olmalari beni mutlu etti dogrusu. Ve yüregim AKUT’u da orada görmek istedi,Onlari sadece Deprem felaketlerinde görmemiz gerekmez sanirim. Basbakanimizi da kutlamak isterim dogrusu, Müzik dünyasini birlestirmeye vesile oldu bence.
Ana Muhalefet Partisi Lideri Kemal KILIÇDAROGLU’ nu da, elbette her siyasi parti lideriyle birlikte , adeta bir isbölümü yaptiklarini düsünüp, Ülkemizdeki açlikla mücadele etmeye sessizce çabalayan insanlarin yaninda olmasini dilerdim. Onlar kim mi?, benim görebildigim kadar, her engelli, her emekli, her sanatçi da yoksulluk sinirinin altinda yasamaya çabaliyordur, yardim bekliyorlardir,duydum ki, emekliler bir yasanin çikmasini bekliyorlarmis, sanatçilar telif haklari yasasinin hayata geçirilmesini bekliyorlarmis, kimbilir hangi meslek sahiplerinin ne dertleri vardir, mesela doktorlar, mesela ögretmenler, mesela isçiler, teker teker bilmek gerekir ve ele almak gerekir bence.
Acil olan dertleri çözmek çok gereklidir, uzaklari görebilmek çok güzeldir, ve yakini görebilmek de çok gereklidir. Herkes görebildigi yere yardim elini uzatabilmelidir, nasil olsa üç nefeslik ömür sürülüyor, o da hos geçsin herkes için…
Keski herkes üç çocuk sahibi olup bakabilse çocuguna, Somali’deki anne gibi çocugunu Reyhan KARACA’ya vermek istemese, çocuklar aglamasa, yoksulluktan bakimsizliktan sinekler konmasa yüzlerine, bir zamanlar Yilmaz GÜNEY de , yüzlerinden sineklerin eksik olmadigi yoksul çocuklarin dramlarini gösterirdi filmlerinde… Duyduk ki, o filmler simdilerde Amerika’da gösterilecekmis.
Sanatçilar ve sanat ölümsüzdür, bunu herkes bilir sanirim. Fakat yoksulluk ölümlü olsun…
Susuz kalmadan Suyun önemi anlasilmiyor. Aniden kesilen suyu düsünün, gündelik hayati nasil da berbat etkiliyor. Aç kalmadan, hastalanmadan, yalniz kalmadan, ölümü yakininda yasamadan, bütün bunlarin tezat mucizelerinin degeri anlasilmiyor hiç süphesiz.
Israf etmeden, simarmadan, paylasmayi ögrenerek yasayabilmek hiç zor olmasa gerek. Gözyasinin da tebessümün de önemini anlamak için, aynada kendi yüzümüzü seyretmek yalnizliktir. Afrika’yi yazan Emre ERINGEN gibi, Gür AKAD gibi, BONO gibi, Bob GELDOF gibi, John LENNON gibi, Paul McCartney gibi her sanatçinin gördügü ve gösterdigi gibi, her yoksullugun ilk ilaci Baris olacak. Herkes ilkin kendi gözleriyle, bir yaprak seklindeki, kendine en yakin kita olan kalbine baksin, sonra görebildigi ve gidebildigi her kitaya uzanabilsin…uzatin elinizi…
