Ağlayanlar ittifakı…

12 Eylül öncesi ağlayan çocuk modası yoktu, kimse evine, dükkanına ağlayan çocuk resmi asmazdı. 12 Eylül ile birlikte ağlayan çocuk resmi günlük yaşantımıza ‘sızdı’!

12 Eylül, ağlayanlara yol açmıştı, sol ile mücadele ağlamak ile olacağına kanaat getirmişlerdi. Ülkemizi karakol görenler, var olan ekonomik yapı değişimini istemişti. İleri karakolda düzenleme yapılıyordu.

Önceleri ağlayan çocuk sembolü ortada pek gözükmedi, paşa eli öpmek için randevu beklendi ama randevu alındıktan sonra gündemden düşmeyen bir büyüme ile karşılaştık. Suudi destekli sermayeye o yıllarda kapılar açılmıştı. Faizsiz yaşam hayata geçiyordu. Yeni yaşam, bu yeni ekonomik düzen içinde yerini alıyordu.

Yeni yaşam, hayatın her alanında değişimi de beraberinde getiriyordu. Böyle gelmiş, böyle gitmeyecek günleri başlamıştı. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Bu değişim her alanda olmaya başlamıştı. Küfür romanları hangi yönde olacağının ilk habercileriydi. Geçmişin muhasebesini yapmak adına küfürler ediliyordu, küfür ettikleri nasıl olsa ses çıkaramazlardı. Ülke demir parmaklıklar ile örülüyordu. İşkence altında olanlar, kendisine küfür edildiğini düşünecek durumda değildi. Onlar savunmalarında ‘işkenceyi durdurun!’ diye söze başlıyorlardı.

Ağlayan çocuk resimleri ülke saffında yayılıyor, arabesk müzik en güzel yıllarını yaşıyordu. Arabesk filmler ile, yeni idoller ortaya çıkıyordu. Bankerler batıyor, yastık altında para havaya uçuyordu. Bankalar buharlaşıyor, yenileri kuruluyordu. Adları hiç duyulmayanlar bir anda isim duyurur oldu, yeni zenginler ülke kültürüne uygundu. 71’indeki delikanlı, mankenler ile hayatlarını birleştiriyordu. Mankenler hayatımıza girdi. Mankenlerden önce özel TV kanalar başbakanın oğlu aracılığı ile hayatımıza göz kırpıyordu. Anayasa bir kere delinmekle bir şey olmaz derken, kalbura çevirmişti ama anayasanın ruhunu yaşatıyordu. Ruhu yaşatmak ve beslemek onun inancı içinde vardı.

Ağlayan çocuk resimleri yaygınlaşıyordu, yeni yaşamda kendisini her alanda hissettiriyordu. Camiler artıyor, kuran kursları mantar gibi her binanın altında mescitlerde açılıyordu. Kuran adı altında başka şeyler öğretiliyordu ama kim sorgulayabilirdi ki, yeni düzen bunu sorgulamayı değil, uymayı öğütlüyordu. Aynı kitaba inanıyoruz diyen general, binlerin karşısında ağlayan çocuk propagandasını yapıyordu. Kemalettin Tuğcu çocuğu hayatta kendine yer açıyordu. TV dizileri ile her eve giriyordu. Ekonomik olarak büyüyen hizmet sektörü gelişiyordu. Hizmette sınır yoktu. Huzurun adresi verilmeye başlanmıştı. Hizmet sektörü, huzur için her mahallede farklı bir şekilde örgütleniyordu!
Hizmet sektörünün büyümesi yeni iktidarında rengini belirliyordu. Hacivat – Karagöz tartışmaları ekranlar önünde başlaması tesadüfi değildir. Önce, ‘köprüyü sattıracağım sattırmayacağım!’ diye başladı, bugün satılmadık ne kaldı? Özneler değişmiş ama roller aynen uygulanmaya devam ediyordu…

Ağlayan adamlar geldikleri köklerde farklıydı. Biri Almanya milli görüş gömleğini giymekten geliyordu, o gömleği çıkarıp çıkarmadığını bilmiyoruz ama görünüm ile bugün nur cemaatinin ağlayan hoca efendisin görüntüsünü çizmektedir. Ağlayan çocuk, işte bu nur cemaatinin ağlayan hoca efendisidir. Hoca efendi ‘en çok karşı olduğu’ bir ülkenin topraklarında yaşamaktadır. Orada sağlığına kavuşurken, hizmet sektöründeki büyümesi de önlenemeyecek düzeyde gelişmektedir.

Hoca efendi, göz yaşının ne zaman bırakacağı belli olmaz. Cemaat önünde olduğu an, bir bahane bulur ve göz yaşarını bırakır. Sonra o gözyaşlarına bir sebep yaratır. Derinden bir ağlaması vardır. Ne konuştuğu önemli değildir, onun ağlamasıdır. Ağlayan çocuk görüntüsü onun ile değişime uğramıştır, arabeskleşmiştir ama çağına uygundur. Ellerini öptüğü generalleri, şimdi mahkum edecek organizasyonlar içinde yer almaktan çekinmemektedir, çünkü el öpen, el öptüren konuma gelmiştir.

Hoca efendi kendisini büyüten geliştiren generalleri bir hizaya almak ve kontrol etmek istemektedir, çünkü iktidarını ve bugünkü seviyesini korumak istemektedir. Bilmektedir ki, verilen roller geri alınabilinir. Geri alınmasını engelleyebilmek için, demokrasi adına yeni rolünü göz yaşları içinde oymaktadır. Bugün iktidarda bir gözyaşı koalisyonu vardır. Kaybettiği yere gidip, sizler beni ağlatıyorsunuz, çünkü amacımız yönünde çalışmadınız. Sadece konuştunuz diyerek azarlayabilmektedir. Gözyaşları ile kurulan koalisyon bugün yeni bir düzen vermek ile uğraşmaktadır. Bu düzeninde alt yapısı uzun süredir zaten yerine getirilmektedir.

http://www.cemoezkan.de
http://cemoezkan.blogcu.com

1584990cookie-checkAğlayanlar ittifakı…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.