“Allaha Şükür! Muhalefetimizden memnunuz!”

KKTC Başbakanı sanırım her gün evine geldiğinde şu cümleyi mırıldanmadan edemiyordur:

“Allaha şükür! Ne mutlu bizeki böyle bir muhalefetimiz var!”.

Haklı!

Yoksa çok terlerdi bu kadrosuyla.

Kabinesinde kadrodan yana dertli, meclis grubunda kadrodan yana sorunlu, partide kadrodan yana sıkıntılı ve başbakanlıkta kadrosunun profesyonel olmaması dolayısıyla memnun değil.

Tüm bunlara karşı ana muhalafeti onu memnun etmekte.

UBP Hükümeti “hata yapma lüksüne sahip”. Çünkü muhalafeti bunu mümkün kılmakta.

Oysa “iyi muhalefet, sıkı hükümet ve mutlu vatandaş” konsepti KKTC için çok daha olumlu bir durum olurdu. Vatandaş mutlu değil ama “şimdikilerin yerine geleceklerin kendisini çok daha mutsuz yapacağından da” emin.

KKTC’de UBP içinde gelişmeler ve sıkıntılar bir erken seçime neden olsa bir UBP’li olaydım bu durumdan hiç çekinmezdim.

Hatta bir UBP’li olmayan biri olarak bazen “ah keşke şu anda bir koalisyon hükümeti ile daha uzun vadeli ve istikrarli bir dönem içine girebilseydik” dediğim de oluyor. UBP için bu açıdan sorun yok. Koalisyon ortağı olabilecek bir DP’si ya da ÖRP’si var. Hatta belki de hem iç politikada hem de dünya kamuoyu nezdinde çok getirisi olabilecek bir koalisyon ortağı TDP bile söz konusu olabilir.

Evet KKTC siyasi partilerinin şu anda içinde bulunduğu duruma bir balacak olursak dediklerim konusunda haksız sayılmadığım inancındayım.

İktidar partisi UBP çok çalkantılı. DP’den UBP’ye transfer olan vekiller rahatlatmak yerine parti tabanında büyük sorunlara yol açtılar. Dava açısından kabul edilmez şahsi sebeblerden “kazan kaldıran yeniçerilere” benzemekteler. Onların istihdam talepleri ve çok yakınlarının birden önemli mevkilerde oturuyor olmasını UBP tabanı kesinlikle “çoşkuyla” izlememekte. Hatta bu gelişmelerden Girne’de DP oldukça karlı çıkmışa benziyor. Seçim olduğunda haklı olduğumu göreceksiniz.

UBP Kurultayı bir çok gelişmeye “gebe”. Ana sorular “Başkan kim olacak?”. “Başbakan İrsen Küçük bu kurultaydan başkan olarak mı çıkacak?” ya da “Ona karşı güçlü bir aday var mı ve kazanır mı?”

Diyelim ki şu veya bu nedenden dolayı birden bir erken seçim durumu ile karşı karşıya kalırsak ne olur?

Aslında UBP milletvekillerinden büyük bir çoğunluğunun eğer sadece koltuklarını düşünüyorlarsa erken seçime karşı olması gerek! Çünkü en az yarısı bir daha seçilemeyecek. Peki böyle bir durumda muhalefet erken seçime destek verir mi? Ana muhalefet partisi için erken seçime destek “intihar olur” demek yalan olmaz. Çünkü çok eski yıllardaki vekil sayısına dönem ihtimaller oldukça yüksek. Bu durumda erken seçim için yanıp tutuşan iki muhalefet partisi DP ve TDP olur her halde. Her ikisi de farklı nedenler ve tabanlardan daha fazla alacakları oy ile vekil sayılarını arttırma şansına sahipler.

Ana muhalefet Türkiye’de Süleyman Demirel’in “yürüyerek yollar aşınmaz” sözünü söylettirecek bir şekilde yürümekte. Tabanın en sağlam ve kemik olan kısmını sayıca iyi gözükecek şekilde yürütmek en kolay olanı. Seçmen ise ana muhalefeti seçmesi için bir neden görememekte. “Sadece karşı olmak” ve “alternatif sunmaksızın eleştirmek” bugüne kadar kimseyi iktidar alternatifi yapmadı ve bu gerçek KKTC’de de değişeceğe benzemiyor.

Kıbrıs Sorunu dışında başka hiç bir konuda “alternatif bir konsepti” olmayan ana muhalefetin liderliği de (çok efendi insanlardan da oluşuyor olabilir) maalesef “karizmatik” değil. Ben bunu yazınca ya da söyleyince bana “kızmak” kimseyi karizmatik yapmadığından bu da hiç bir şeyi değiştirmiyor.

Ana muhalefetin “son çare” olarak Türkiye’yi hedef alan çıkışları ise hem TDP hem de bu işin “orjinali” olarak tanımlayabileceğimiz YKP ya da BKP gibi marjinal iki parti tarafından çok daha inandırıcı bir şekilde yapılmakta.

“Hem neredeyse Türkiye karşıtı hem de iktidar alternatifi” olma başarısını olsa olsa “Mandrake” becerebilirdi. O da ancak çizgi romanlarda!

Görünen o ki KKTC’nin yakın geleceğini UBP Kurultayı’na yönelik gelişmeler belirleyecek ve UBP iktidarının değil ama başbakanının ve hükümet modelinin değişmesi söz konusu olabilir.

UBP’nin Kurultay sonrası (her şey aynı kalırsa) Başbakan Küçük akşamları evine gittiğinde “Allaha şükür! Muhalefetimizden çok memnunuz” diyeceğe benziyor.

1618450cookie-check“Allaha Şükür! Muhalefetimizden memnunuz!”

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.