Geçen hafta bu köşede Ekin Deligöz’ün yobazlar tarafından tehdit edildiğini dile getirdiğimde bu konu Türkiye’de henüz tam olarak bilinmemekteydi. Sadece yobazların severek okudukları yayın organları Ekin Deligöz’e yönelik çirkin manşetler atmışlardı.
Son günlerde çeşitli gazete ve televizyonlardan gazeteci arkadaşların beni arayıp “Ekin Deligöz’e nasıl ulaşabiliriz ?’ diye sormaları gösteriyor ki Türkiye’de de olayın ne derece “vahim” olduğunun farkına varıldı.
Ekin Deligöz’e Almanya’da Federal Parlamento (Bundestag), Federal Hükümet, kendi partisi Birlik 90/Yeşiller, çok sayıda göçmen örgütü ve hatta Bavyera İç İşleri Bakanı sahip çıkıp destek verdiler.
Almanya’daki Türkiye kökenli müslümanların çeşitli kesimlerini temsil ettikleri iddiasında olan örgütlerin sözcüleri de açıklamalar yaparak “Ekin Deligöz’ün sözlerine katılmadıklarını, ancak onun tehdit edilmesine karşı olduklarını ve düşünce özgürlüğünü savunduklarını” açıkladılar.
Birlik 90/Yeşiller Partisi’nin eş başkanı Renate Künast bence bu alanda örnek alınması gerekecek kadar mükemmel bir şekilde Ekin Deligöz’e destek verdi. İlk olarak TC Büyükelçisi’ne bir mektup yazarak Türkiye’nin Deligöz’e yönelik tehditlere karşı tavır almasını talep etti. Ardından ülkedeki göçmen örgütlerinin ve “müslümanları temsil” eden örgütlerin temsilcilerini Berlin’e davet etti. Onlardan “düşünce özgürlüğünün ölüm tehditleri ile engellenmesine karşı tavır almalarını” istedi.
Eski bakan Renate Künast gibi iyi tanınan bir politikacının bu girişiminin ardından tüm Almanya genelinde Ekin Deligöz’ e destek arttı.
O artık uzun bir süre Federal Kriminal Dairesi’nin yakın koruma görevlilerince korunan bir birey olarak yaşamak zorunda kalacak.
Almanya’da yayınlanan bir Türkçe gazetenin bu ülke için hazırlanan sayfasında çıkan bir haberden öğrendiğime göre TC Berlin Büyükelçisi ise Ekin Deligöz “Alman milletvekili” olduğu için bu konuda bir açıklama yapmama eğilimindeymiş. Bu da bana çok ilginç geldi. Başka zamanlarda “Türk” milletvekillerimiz diye elçiliğe davet edilip birlikte fotoğraf çektirilenlerden bir milletvekilinin böyle bir sorunla karşı karşıya kalması ve Ekin Deligöz’ü tehdit edenlerin büyük çoğunluğunun Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yobazlar olması karşısında TC Büyükelçisi’nin susması Alman kamuoyunda da iyi etki yapmadı.
Ankara’dan da ses çıkmadı.
Ermeni Lobisi’nin faaliyetleri, AB’yi eleştirmek ve benzeri konular söz konusu olduğunda “Alman ya da Hollandalı” oldukları çabuk unutulan ve sadece “Türk’ oldukları dile getirilip kendilerinden çok şey beklenen milletvekillerinden birinin “türban” konusundaki düşüncelerinden dolayı “ölüm tehditleri” alıyor olması nedeniyle Ankara’nın yapacağı bir açıklama Almanya ve AB kamuoyu açısından çok anlamlı olabilirdi.
Alman kamuoyu buna karşılık şu anda Yimpaş diye bir firmanın Almanya’daki Türkler’i “dini istismar ederek nasıl dolandırdığı” ve “Almanya’da adaletin aradığı bir sanığın Türkiye’de nasıl serbest gezdiği” haberlerini okumakta. Yimpaş haberleri dışında da Ekin Deligöz’ün yobazlar tarafından tehdit edildiği haberleri şu anda her gün gazete ve dergilerde.
İşte bu da Türkiye’yi ilgilendirmesi gereken bir Almanya gerçeği.
