ALMANYA’DAN… Oligark hakem!

Türkiye’de hemen her olaya acilen bir teşhis koymak ve de mümkünse “komplo teorileri” ile her gelişmeyi açıklamak bir alışkanlık olsa gerek. Nedense Türkiye’de bazı kesimler “sadece görmek istediklerini görerek” dünyayı açıklamaya çok meraklılar.

AB Sonuç Bildirisi Taslağı’nın “iddiaya” göre sadece “Fransa istedi” diye değiştirildiğine inanmak isteyenler şimdi Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’i de baş suçlu olarak göstermeye bayılıyorlar. İşverenler bu gelişmeyi “patolojik” olarak tanımladılar. Bir ünlü köşe yazarı da onu “oligark” ilan etti. Sanırım bu kavramlarla sorun yaşayacak olan Türkiye’nin insanlarının da kelime kültürü artmıştır artık. Yarın stadyumda bir grup taraftar “oligark hakem” ya da “patolojik federasyon istifa” diye bağırdığında şaşırmayalım.

Çok merak ediyorum, “Milyarlara hükmeden işadamları ya da ülkenin “kurt” gazatecileri nasıl oluyor da bu kadar “saf” olabiliyorlar?” diye.

AB genelinde Almanya’da iktidardaki koalisyonun birinci partisi konumundaki CDU son kurultayında Nicolas Sarkozy bir “Almanmışcasına” kararlar aldı. Danimarka’da Türkiye konusunda sorunlu iktidar partisi son seçimde ezici bir çoğunluğun desteğini aldı. İngiltere’de ilk seçimde AB ile genel olarak sorunlu sağ iktidara gelmeye hazırlanıyor. Avusturya malum. Bu listeyi uzatabilirim. İşte Türkiye konusuna “olumsuz bakışın” AB genelindeki egemenliği ortada!

Aslında Sarkozy’nin talebi özünde “o istediği için yapmak zorunda kaldık” diyen ülke liderlerinin de benimsediği bir pozisyon. Sadece yüksek sesle konuşmuyorlar. Bu gerçek böyle iken Sarkozy ve Fransa’ya “sövmek” ne derece samimi.

AB genelinde “kendini övmeyi çok seven” ancak “eksiklikleri” Brüksel ve tüm diğer AB başkentlerinden çok açık görülen ve “AB’ye getireceği külfetten” çok çekinilen Türkiye olarak bu tarz “değirmenlere” karşı savaş vermek yerine Türkiye’yi gerçekten en az AB düzeyine getirmek daha doğru olmaz mı?

Bir köşe yazarı soruyor: “İkiyüzlülük, çifte standart, verilen sözleri inkar Maastricht kriterleri arasında yer alıyor mu?” diye. Ama nedense “adalet sistemindeki çok standartlılık, işçi hakları ya da sendikalar hatta fikir özgürlüğü söz konusu olduğunda çok yüzlülük, AB’ye ve Türkiye insanına verilip de tutulmayan sözler ve ülkenin ayıplarını görmemek acaba Maastricht Kriterleri arasında yer alıyor mu?” diye bir soru aynı yazarın aklına gelmiyor. Hrant Dink cinayeti ya da Malatya’daki katliam söz konusu olduğunda tüm kriterler ayaklar altına alınabiliyor. Hrant’ın oğlu ülkeyi terk etmek zorunda kalıyor. Ama biz “oligark” Sarkozy yüzünden AB genelinde zorluk çekiyoruz. Bu kadar basit yani.

Aynı futbolda olduğu gibi ofsayta düşerek golü atan takıma bu golü vermeyen ve maç boyunca da verdiği yanlış kararlarla gözümüzden düşen hakem de “oligarkdır”. Hatta hakemin çok bir “patolojik” vakka olduğunu da iddia edebiliriz.

1615990cookie-checkALMANYA’DAN… Oligark hakem!

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.