Kılıç, geçen sene boşalan barajların, 2009’da gelen yağışlarla tamamen dolduğunu ve barajlardaki suların kalitesinin ise dünya standartlarının üstünde olduğunu söyledi.
Ankara’nın baraj havzalarında önemli bir yerleşim yeri ya da endüstriyel faaliyet bulunmadığından, barajdaki sular kalitesini kaybetmeden tüketiciye kadar ulaştığını ve bu durumun ise musluklardan kaliteli ve sağlıklı suyun aktığı anlamına geldiğini savunan Kılıç, şunları kaydetti:
”Elimizdeki verilere göre barajlarımıza gelmiş geçmiş en büyük yağış bu yıl gerçekleşti. Geçmiş yıllara baktığımızda en fazla yağış 1997’de 508 milyon metreküp olarak gerçekleşmiş. Oysa bu sene toplam 625 milyon metreküp su geldi. Bu Ankara’nın iki yıllık su ihtiyacına denk bir miktar. Sadece Aralık ayında gelen su 77 milyon metreküp. Şu an doluluk oranımız barajlardaki kalan su dikkate alındığında yüzde 28 civarında. Önümüzdeki yıl kış ve bahar yağışlarıyla birlikte doluluk oranı iyice artacaktır. Başkentimizde hiçbir şekilde bir su sıkıntısı bulunmamaktadır.”
Ankara’nın şebeke suyunun ”çok kaliteli ve sağlıklı, içiminin kolay ve hoş olduğunu” savunan Kılıç, bunun Ankara’nın barajlarının tamamen yağmur ve kar sularıyla besleniyor olmasından kaynaklandığını ifade etti. Kılıç, Genel Müdürlüğü bağlı teknik ekiplerin, başkente su sağlayan tüm barajlardan rutin olarak numuneler aldıklarını ve havza koruma çalışmaları kapsamında barajları kontrol ettiklerini kaydetti.
