AVUSTURYA’DAN… Jörg Haider’in ardından (I)

İkinci Dünya Savaşı sonrasında Avusturya’nın iç politikasını karizmatik sosyal demokrat politikacı, eski başbakanlardan Bruno Kreisky’den sonra en fazla etkileyen ve belirleyen Jörg Haider 19 Ekim 2008 tarihinde 50.000 kişinin katılımıyla törenle toprağa verildi.
Avusturya devletinin cumhurbaşkanından, başbakanına ve hükümet üyelerine, oradan eyalet valilerine kadar, diğer taraftan ise rakibi parti başkanlarının katılmış olduğu törende,  Jörg Haider’in yakılan cesedinin külleri toprağa verildiği açıklandı. Bu cenaze töreni Jörg Haider’in aslında Avusturya’da ne kadar da çok sevildiğinin kanıtı oldu. Valisi olduğu eyalet Kaernten’de insanlarının Jörg Haider’in cenazesine akın akın gelmelerine ve onların gözyaşları arasında dile getirmiş oldukları duygularının yazılı ve görsel basına yansıyan haberlerinde öğrenmiş olduk. “Jörg Haider de bizim leydi Diana’mızdır” dediler ve öyle de davrandılar. Jörg Haider ölmüş, sevenleri onunla vedalaşmıştı. Şimdi ise Avusturya’da Jörg Haider’in geriye miras bıraktığı partinin ne olacağı, kimler tarafından yönetileceği, yönetecek olanların bunu başarıp başaramayacakları , başaramayacakları ve ayrılmış oldukları partiye geri mi katılacakları tartışılmakta ve konuşulmakta. Bir de Jörg Haider’in herhangi bir suikaste gitmeden eceliyle ölüp ölmediği Avusturya’nın gündemini meşgul etmekte.

Sivri diliyle sadece Avusturya’da değil, Avrupa’da da tartışmalar yaratan Jörg Haider kimdir? Jörg Haider,  Avusturya’nın en genç yaşta bir parti genel başkalığına seçilen kişidir. Jörg Haider eski bir nasyonal sosyalist parti üyesi anne ve babanın çocuklarıdır, Viyana Üniversitesi Hukuk Fakültesinde hukuk eğitimini doktor unvanı ile tamamlamıştır. 
Avusturya Özgürlükçü Partisi (FPÖ) genel başkanlığına seçilmeden önce, gençlik yıllarında aynı partinin gençlik kollarında çalışmış ve bir güzel konuşma yarışmasında “Biz Avusturyalılar Alman mıyız?” konusunda yapmış olduğu konuşmayla dikkatleri çekmiştir. Daha sonra ise 1971 ile 1975 yılları arasında FPÖ’nün  Özgürlükçü Gençlik başkanlığını yürütmüştür.

İlk defa 1979 yılında o zamana kadarki zaman içerisinde en genç milletvekili olarak Avusturya meclisine girmiştir.  Meclise girdiği yılda Franz Vranitzky’nin liderliği altında Avusturya Sosyal Demokrat Partisi (SPÖ)  ile Norbert Steger’in lideri olduğu Avusturya Özgürlükçü Partisi (FPÖ) arasında kurulan koalisyon hükümetinde sosyal ve çalışma bakanlığı görevine talip olmuştur. Ancak, sosyal demokratlar geleneksel olarak bu bakanlığı sürekli Avusturya Sendikala Birliği temsilciliğine uygun gördüklerinden, taläp olunan bu görev Jörg Haider’e nasip olmamıştır.  Daha sonraki yıllarda Jörg Haider başbakan yardımcısı ve FPÖ parti başkanı Norbert Steger’i sürekli eleştirmiştir.

O zamanlar Avusturya’nın liberal partisi konumunda olan Avusturya Özgürlükçü Partisi genel baökani Norbert Seger,  Avusturya Sosyal Demokrat Partisi ile koalisyon hükümetinde Jörg Haider tarafından hem parti başkanı, hem de başbakan yardımcılığı görevinden dolayı eleştirilmiştir. Jörg Haider eleştirleriyle Norber Steger’e nefes alma fırsatı bile tanımamıştır. 

1986 yılına kadar koalisyon hükümetinde bulunan FPÖ girdiği seçimlerde sürekli de oy kaybetmiştir. Jörg Haider’e göre partinin bu gidişine bir son vermek zorunluluğu vardır ve o,  Norbert Steger’in başkanlık koltuğuna da taliptir artık. 1986 yılında yapılan parti kongresinde Alman milliyetçiliğini siyasi çalışmalarında esas almış olan parti kanadının desteğini alarak, Jörg Haider Norbert Steger’in yerine parti genel başkanlığına seçilmiştir. Jörg Haider’in parti genel başkanı olmasıyla Sosyal Demokrat Parti başkanı ve başbakan Franz Vranitzky SPÖ ve FPÖ koalisyon hükümetinden çekildiğini açıklamştır.
Jörg Haider artık parti genel başkanıdır ve 1986 yılında FPÖ’nün genel başkanı olarak girdiği ilk seçimde  oy oranını iki katına çıkarmıştır. Seçimde kullandığı konular o dönemde siyasi ayrımcılığa ve adam kayırmacılığa karşı motifler olmuştur. 

1986 yılından 1999 yılına kadar Jörg Haider federal mecliste milletvekili ve parti başkanı olarak görev yapmıştır.  Bu yıllarda toplumda çok ciddi tartışmalar yaratan, toplumu ve toplumsal yapıda ses getiren açıklamalar yapmış ve yapmış olduğu bu açıklamalarından dolayı da başı sık sık ağrımıştır.

Bu açıklamalarından birinde Avusturyalılığı “sakat doğmuş bir ideoloji” olarak betimlemiştir. Daha sonraki yıllarda işsizlik ile ilgili düşüncelerini açıklamış ve bu açıklama sırasında Nazilerin çalıştırma politikasını övmüştür. 1991 yılında Kaernten eyalet meclisinde yaptığı işsizlik ile ilgili konuşmasında “Üçüncü Rayh zamanında bu sorunlar yoktu. Viyana’daki federal hükümetin bir türlü beceremediği düzenli çalışma politikası, Üçüncü Rayh zamanında vardı: Bunu da belirtmek gerekir” demiştir. Bu ifade ile Jörg Haider, Nazilerin toplama kamplarını düzenli çalışmaya örnek göstererek, övmüştür. “Sakat doğan ideoloji” ve “Düzenli çalışma politikası” ile ilgili yapmış olduğu özellikle bu iki ifade Jörg Haider’in diğer siyasi partiler tarafından dışlamasına sebep olmuştur. Bu ifade onun kısa süreliğine eyalet valiliği sandalyesinden de olmasına neden olmuştur.

Jörg Haider partisi FPÖ 1992 yılı başında ülkede yaşayan yabancılar aleyhinde bir referandum yapılmasını istemiş, bunun için de Avusturya’da bir imza kampanyası başlatmıştır. Bu referandumun yabancı düşmanlığını artıracağından korkan çeşitli Avusturyalı aydınların önderliğinde bu referanduma karşı protesto eylemi organize edilmiştir. Adı “Işık Denizi” olarak Avusturya tarihine geçen bu protesto eylemine milyonlarca insan katılmıştır. Bu protesto eylemi “Işık Denizi” sonrasında FPÖ ciddi yara almış, partisinden bir grup liberal milletvekili Bayan Heidi Schmidt’in önderliğinde ayrılmış ve Liberales Form adlı yeni bir partiyi kurmuştur.

Jörg Haider ve partisi 1995 yılında Avusturya’nın Avrupa Birliği’ne girişini desteklemiştir. Daha sonraki yıllarda Avrupa Birliği konusunda eleştirisel tavır almış ve Avrupa Birliği’ne ülke içersinde ciddi eleştirlerde bulunmuştur. AB’ye yeni katılımlara karşı durmuş,  özellikle Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği başvurusunu seçimlerde çalışmalarının merkezine yerleştirmiştir.  Türkiye’nin coğrafi ve kültürel olarak Avrupalı olmadığını belirtmiş ve Türkiye’nin AB üyeliğine muhalif olmuştur.

Çek ve Macarların Avrupa Birliği’ne katıldığı dönemde Sudeten Almanlarının yaşadıkları ülkelerden tehcire zorlandığını, AB’ne alınmadan önce bu ülkelerden Sudeten Almanlarına karşı uygulanan tehcirin hesabının sorulması gerektiğini belirtmiştir. Bu düşünce daha sonra o zamanki Alman Bavyera Eyaleti başbakanı tarafından da destek bulmuş ve bu ülkeler arasında kriz yaratmıştır.

Özellikle partisinin 8 Nisan 1999 tarihinde yapılan seçimde Avusturya Sosyal Demokrat Partisi ardından en güçlü ikinci parti olarak çıkmasından sonra, Avusturya Halk Partisi’nin (ÖVP) parti başkanı Wolfgang Schüssel’in başbakanlığında kurulan hükümete uygulanan ambargo sonrasında Avrupa Birliği konusunda Jörg Haider’in düşüncesi daha da sertleşmiştir.  Zira ikinci güçlü parti olarak çıkan Avusturya Özgürlükçü Partisi, uzun yıllar sonra hükümette yer almış ve buna başta Fransa ve Almaya olmak üzere bazı AB ülkeleri şiddetle karşı çıkmışlar, Avusturya’ya ekonomik ve siyasi ambargo uygulamışlardı. Hedef FPÖ’yü hükümetten uzaklaştırmak olmuştu. FPÖ hükümettek uzaklaştılamadı, ancak hem hükümet hem de FPÖ ciddi yaralar almıştı.

Gelecek yazıda konuya devam edeceğim.

1597600cookie-checkAVUSTURYA’DAN… Jörg Haider’in ardından (I)

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.