AVUSTURYA’DAN… Jörg Haider’in ardından (II)

Nisan 1999 tarihinde yapılan genel seçimler öncesinde yerel seçimler yapılmış, Jörg Haider’in 2000 yılından 11 Ekim 2008 tarihine kadar valisi olduğu Kaernten eyaletinde yüzde 42 oy almıştı. Yüzde 42 oy alan Jörg Haider federal siyasetten uzaklaşmış, kendisini eyalet politikasıyla sınırlamıştı. AB’nin Avusturya’ya uygulamış olduğu ambargoda Jörg Haider partisindeki genel başkanlıktan da ayrılmış, kendisini partinin “sıradan bir üyesi” olduğu biçiminde ifade etmeye başlamıştır.

Eyalet valiliği süresinde Slovenya ile eyaleti arasında sürekli sorunlar yaşanmıştı. Özellikle eyalette bulunan Slovenlerin ağırlıklı olarak ikamet ettiği köy ve kasabalardaki yerleşim yerlerinde çift dilliliğe karşı çıkmıştır. Bu yerleşim yerlerinde bulunan Slovence yazılmış trafik ve yerleşim yerlerini gösteren tabelaları ekibiyle birlikte bizzat kaldırmıştır. 

Jörg Haider, sadece iç politikada değil, dış politikada da yapmış olduğu açıklamalarıyla ve ilişkileriyle şimşekleri üstüne çekmişti. Libya devlet başkanı Muammer Kaddafi’nin oğlu ile dost olan Jörg Haider, baba Kaddafi ile çeşitli görüşmeler yapmıştır. Eyaleti ile Libya arasında ikili ekonomik anlaşmalara imza atmıştır.
Amerika ve müttefik güçlerin Irak’ı işgal etmeye hazırlandığı hafta içinde Jörg Haider Bağdat’a giderek Saddam Hüseyin ile görüşmüş ve Saddam’ı ve Irak’ı Amerika’ya karşı desteklediğini bildirmişti. Jörg Haider’in Avusturya’ya geri döndüğü haftada Irak, Amerikan ve İngilizler tarafından işgale başlamıştı. O günlerde Jörg Haider “günümüzün esas faşistlerinin Irak’ı işgal eden George Bush ve Tony Blair’dir” ve “Tony Blair,  George Bush’un uşağıdır” açıklamaları dikkatleri çekmişti.

2008 genel seçimi tartışmalarında Avrupa Birliği’nin Kosova, Abhazya ve Gürcistan gibi konularda Amerika’nın yanında yer almasını şiddetle karşı çıkmış, Rusya ile Avusturya’nın karşı karşıya getirerek düşman edilmek istenmesini anlayamadığını belirterek, hem AB hem de Avusturya’nın dış politikasını eleştirmiştir. “Kosova hemen tanınırken, Abhazya neden tanınmamıştır, aralarındaki fark nedir” eleştirisine Avusturya dışişleri sorumluları kulaklarını tıkamıştır. Kendisi ile televizyon tartışmasında bulunan Büyük Koalisyon hükümeti üyesi partilerin genel başkanları Jörg Haider’in eleştirilerine sessiz kalmışlardı. 

1999 yılında Avusturya Özgürlükçü Partisi (FPÖ) ile Avusturya Halk Partisi (ÖVP) tarafından kurulan sağcı hükümet sürekli tepki almış, ülkenin sorunlarına cevap verememişti. 1999 yılında kurulan bu hükümet yıllar süren sokak eylemlerle protesto edilmişti. Hükümet içinde her ay değişen bakanlıklar olmuştur, hükümetin halkın sorunlarına beceriksiz yaklaşımları FPÖ içerisinde tartışmaları artırmıştır.  Bütün bu tartışmaların sonunda Jörg Haider uzun yıllar genel başkanlığını yaptığı ve her seçimde zafere götürdüğü partisinden bir grup arkadaşı ile ayrıldıklarını açıklamışlardı. 2005 yılında FPÖ’den ayrılan Jörg Haider Avusturya’nın Geleceği için Birlik (BZÖ) adlı partiyi kurduklarını duyurmuş, parti başkanlığına da kendisinin getirildiğini duyurmuştu. Parti genel başkanlığını kısa bir dönem sürdüren Haider, daha sonra genel başkanlık görevini bırakarak gene tümüyle Kaernten eyaletinde çalışmalarına dönmüştür.

Yeni kurulmuş olan BZÖ 2007 yılı genel seçimlerinde yüzde dört oy alarak meclise girmeyi başarmıştı. Yerel seçimlerde de başarılı olmayan BZÖ’ nün 2008 yılı Eylül ayında yapılacak genel seçimde Jörg Haider’siz barajın altında kalacağını düşünerek, partisinin başına Haider geçmiştir. Böylece Jörg Haider tekrar federal siyasete dönüş yapmıştır.
2008 yılında Jörg Haider’in devlet adamlığı içerisinde sürdürdüğü tek kişilik seçim çalışması sonrasında oy oranını üç kat daha artırarak, BZÖ’ nün seçimin esas galibi çıkmasını sağlamıştır. BZÖ’ nün bu seçim zaferi sarhoşluğu devam ederken, 11. Ekim 2008 tarihinde Jörg Haider’in bir trafik kazasında hayatını kaybettiği haberi Avusturyalıyı şok etti.
Jörg Haider bir trafik kazasında hayatını kaybetmişti.

Onun bütün siyasi rakipleri devlet töreniyle kaldırılan cenazesi aşında bulunmuş, Jörg Haider’in Bruno Kreisky’den bu yana Avusturya’nın iç politikasını başka hiç bir siyasetçisinin hiç bu kadar etkilemediği gerçeğini belirterek, onun anıları önünde saygı duyduklarını belirtmişlerdir. Daha önce günlerce kaza yerini çiçek denizine dönüştüren Kaerntinliler Jörg Haider’in cenaze törenine de 50 bin kişiyle katılarak onu sevgi selinde “toprağa vererek” onurlandırmıştır. 

Jörg Haider bir trafik kazasında öldü denildi. Direksiyon başına sarhoş olarak geçtiği ve normal hız haddinin çok üstünde seyir halindeyken Jörg Haider’in makam aracında can verdiği fotoğraflarla haber edildi.

Jörg Haider gerçekte öldü mü, öldürüldü mü? Bu soru uzun süre tartışılacak. Soru cevapsız da kalsa, bir cevap da verilse, verilen cevap kimseyi tatmin etmeyecektir. Ancak Avusturya’da toplumun büyük bir kesimi Jörg Haider’in eceliyle ölmediği düşüncesinde.  Gazetelere yansıyan yapılan anketlere göre, Jörg Haider’in öldüğünü söyleyenlerin oranı sadece  % 15’lerde kalırken, öldürüldü diyenlerin oranı ise %70 olarak belirtildi.

Devlet töreni düzenlenerek toprağa verildi denilen Jörg Haider’in cesedi gerçekte otopsi yapılması için Almanya’ya gönderilmiş olması Jörg Haider’in öldürülmüş olduğu üzerine kurulmuş olan komplo teorilerini güçlendirmekte.
Son sözüm Jörg Haider ile yapılan haberciliğimiz ile ilgilidir. Özellikle Jörg Haider’in ölümünden sonra yapmış olduğum haberlerde Jörg Haider ile kullanmış olduğum sıfat, sürekli onun bir “aşırı sağcı”  olduğu biçimdeydi. Benim bu aşırı sağcı olarak kullandığım sıfat maalesef redaksiyonumuzda hep “faşist” kavramıyla değiştirildi. 

Georgi Dimitroff’tan öğrendiğim kadarıyla faşizm emperyalizmin en saldırgan gücü olduğu biçiminde kavramışımdır. Her aşırı sağcı veya sağcıları faşist olarak değerlendirmemişimdir. Ülkemizde, Irak’ta, Afganistan’da ve dünyanın dört yanında milyonların ölümünden, bir o kadarının da iki katından fazla insanın sakat kalmasına sebep olan Amerikan emperyalizminin Bush’una ve İngiliz emperyalizminin Tony Blair’ine Avrupa’da tek çatlak ses çıkararak, “günümüzün faşistleri George Bush ve onun uşağı Tony Blair’dir” diyen Jörg Haider’i faşist olarak görmediğimi belirtmek istiyorum. 

Esas faşist olan, Irak’ın bombalanmasına saatler kala, Irak halkına onların yanlarında olduğunun mesajını vermek için Bağdat’a giden Jörg Haider değil, kendilerini hangi sıfatla adlandırırlarsa adlandırsınlar Tony Blair’ler, George Bush’lar ve onların dümen suyuna kürek çeken diğer Avrupalı başkanlar ve başbakanlardır. 

Benim imzamla yayınlanan haberlerde Jörg Haider için kullanılmış olan faşist kelimesinden dolayı özür diliyorum.

1597610cookie-checkAVUSTURYA’DAN… Jörg Haider’in ardından (II)

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.