AVUSTURYA’DAN… Plassnik, Putin, Clinton ve Paris Hilton

Avrupa’ya uyumlu İslam

Avusturya’nın huyudur. Her sene mutlaka bir İslam Konferansı organize eder. Avusturya Dışişleri Bakanı Ursula Plassnik’in öncülüğünde gene bir İslam Konferansı organize edildi. Avusturyalıların iddiasına göre; Avrupa’da İslami kesimle en uyumlu çalışan ülkenin Avusturya oldugu biçimindedir. Gene kendi iddialarına göre;  Avusturya bu konuda diğer Avrupa ülkelerine örnek olacak durumdadır.

Aslında haksız da sayılmazlar. Cumhurbaşkanlığı ve belediye sarayları başta olmak üzere çeşitli saraylarda tarikat ve islamcı dernek temsilcileri davet edilerek, kendilerine iftar yemekleri verilir. Bu aktiviteler hem de kendilerini Avusturya’da geleneksel olarak ateist gören sosyal demokrat politikacıların önderliğinde veya onların davetleri sonucunda yapılır. 

Mayıs ayının ortalarında Avusturya’nın Salzburg kentinde düzenlenen İslam Konferansı’nın amacı, diğer Batı Avrupa ülkelerinin düşmüş oldukları hataya düşmemek ve uyuma ait somut çözüm önerileri üretmek biçiminde belirlendi. 

Çalışmalara ait bilgilerin ayrıntılarının basına yansıtılmadığı konferansta, özellikle “kendilerini toplumun dışında bulan müslüman gençlere ve onların annelerine” yönelik çalışmaların tesbit edilecegi ve onlara ait projelerin geliştirilecegi duyruldu. Konferansın başlangıcındaki tanıtım mesajında, “müslüman kökenli gençlerin Avusturya’da almış oldukları eğitimin mesleki gelecek vadetmediğini, onun için de hem mesleki geleceklerinin değerlendirilmesi, hem de onların Avrupa’ya özgü bir İslam’a kazandırılması  gerektigi” vurgulandı. Ayrıca geç de olsa uyumun dilde başladığını tesbit etmiş olacaklar ki, müslüman kökenli annelere de Almanca öğretmenin zorunluluğu ifade edildi.

Diğer taraftan, “dini otoritelerin, yani cemaat, tarikat ve dernek  sorumlularının ve onların çalışmalarının merkezine de uyum çalışmasının konulması gerektiği” de dile getirilen konu oldu. Avusturyalıların dini otorite olarak değerlendirdikleri çevreye eğitim alanında şans verilmesi gerektiği üzerinde durulurken, onların “üniversitelerin eğitim bölümlerinde  Avrupa standartına uygun eğitim vermelerinin olanakları sağlanılması” tesbitleri de yapıldı. Bu konuda da zaten “bazı üniversitelerin eğitim bölümlerinde İslam Kürsüsü oluşturulmuş” olduğu ifade edilen bilgiler arasında yeraldı.

Ayrıca “uyum konusunda örnek olan müslümanların da toplum içerisinde olumlu propoğandasının yapılması gerekliligine” vurgu yapıldı. 

Hani şu meşhur karikatür krizine sebep olan ülke olan Danimarka’nın uyumdan sorumlu bakanı bayan Rikke Hvilshöj da konferensa deneyimlerinden yararlanılmak üzere Avusturya Dışişleri Bakanı Ursula Plassnik tarafından davet edildi.  Davet edilen bakan hanım “konferansı ilgi ile izlediğini” bildirdi.

Plassnik’in ömrü Avusturya’da konferans düzenlemekle geçecege benzer. İslam Konferansı sonrasında ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’den tutun da, bazı ülkelerin ABD işbirlikçilerinin eşlerini veya kadın politikacılarını biraraya getiren “dünyanın en güçlü kadınları konferansını” organize etti. Gerçekte ahı gitmiş vahı kalmış bu “güçlü” kadınlar konferansı başka yazının konusu olması kaydıyla, üzerinde fazla durmuyorum.

Putin getirdi Clinton götürdü, ille de para

İslam Konferansı ile aynı hafta içerisinde Avusturya’ya önce Wlademir Putin, daha sonra da Bill Clinton geldi.  Putin’nin Avusturya’ya gelmeden önce Avusturya basını ve politikacıları “Rusya’da insan hakları çok önemli konudur, açık açık konuşulacaktır” denildi. Putin geldi, gelirken de yanında Rus milyarderlerini de beraberinde getirdi. Putin’nin beraberinde getirmiş olduğu milyarderlerden bazıları Avusturya’nın çelik sanayisinde ve inşaat seköründe en büyük işletmelerine zaten ortak olmuşlardı.  Onların ortaklıkları Avusturya ekonomisinde belli bir canlılık getirdigini gazetelerde ekonomistler dile getirmişlerdi. Roman Abramoviç ve Oleg Deripaska  gibi milyarderleri de yanına almış olan Rusya Devlet Başkanı Putin Avusturya’da krallar gibi karşılandı. Avusturyalıların daha önce sözünü ettikleri “Rusya’da insan hakları” konuşulan konu olarak bile basında yer almadı. Nasıl olsundu ki? Putin “Demokratik Avusturya’da da herşey muntazam işlememekte, burada da haksız tutuklamalar, gözaltılar, işkenceler ve poliste kötü muamaleler olmakta” derken, Rusya,  Avusturya ile 5 milyar Dolar’lık anlaşma imzaladı. Ve Putin Avusturya’ya 2027 yılına kadar gazlarının kesilmeyeceginin garantisi de verdi.

Rusya Devlet Başkanı Wlademir Putin Avusturya ziyaretini çeşitli kültürel ziyaretler sonrasında  bitirip, Rusya’ya geri dönerken, ABD eski başkanı Bill Clinton Avusturya’ya sadece 5 saatlik bir ziyaret için ayak bastı. Beş saat Avusturya’da bulunup, Avusturya Başbakanı Alfred Gusenbauer başta olmak üzere bazı politikacılarla fotoğraflar çektirip, 1 milyon Doları bavuluna koyup, tekrar Avusturya’yı terk etti. 

Clinton’nun bu ziyareti bana Paris Hilton’ı hatırlattı. İlgi alanımın dışında olduğu için tam olarak ne zaman olduğunu bilmemekle beraber, Paris Hilton bir defasında ö yıl 2006 olsa gerek, Avusturya’ya gelmiş. Bir günlük bir ziyarette bulunmuş. Daha sonra da Avusturyalı bir işadamı kendisini geleneksel 2007 Viyana Opera Balosu’na  davet etmişti. Bu davet öncesi Paris Hilton “Avusturya’yı çok seviyorum, bir iki saatlik orada bulumamın karşılığında bana yüzbinlerce para veriyorlar” demişti. Paris Hilton’nın Avusturyalıları saf bir millet olarak değerlendirmiş olması, Avusturyalıları rahatsız etmesine rağmen, işadamı bu yılın başında kendisini Viyana Balosu’na davet etmişti. Avusturya ziyareti öncesi kendisi ile görüşmeler yapan gazetecilere daha önce yapmış olduğu açıklamadan dolayı yanlış anlaşıldığını ifade eden Hilton, Avusturya’ya gelmiş ve Viyana Balosu’nun da bir numaralı konuğu olmuştu.

Hilton’ı davet eden işadamı, daha önce de meşhur şarkıcılardan, film yıldızlarına kadar çok çeşitli şahsiyetleri davet etmiş ve Viyana Balosu’na onların eşliğinde katılmıştı. Bu yıldızlar arasında Gina Lollobrigida, Joan Collins, Sophia Loren, Grace Jones, Raquel Welch, Faye Dunaway, Jaqueline Bisset, Farrah Fawcett, Claudia Cardinale, Pamela Anderson, Carmen Electra olmuştu.

Bu film yıldızlarına Avusturyalı işadamının ne kadar para verdiği basına hiç yansıtılmadı, ancak Hilton oteller zinciri mirasçısı Paris Hilton kendisine verilen  paradan fazlasıyla hoşnuttu ki, ikinci kez Avusturya’yı ziyaret etmişti.

Avusturyalı işadamının Paris Hilton’ı Avusturya’ya davet ettiği sıralarda sahip olduğu firmalardan birisi iflas etmiş ve yüzlerce işçisinin bir iki aylık ücretlerini, onların sigorta primlerini ve vergilerini  ödeyememişti. Ücretleri ödenmeyen işçiler, benim de çalıştığım Viyana İşçi Odası’nın iflas işlerinden sorumlu bölümünün yardımıyla  İflas Masası Fonu’ndan ücretlerini kurtarmaya çalışmışlardı. 

Paris Hilton’a yüzbinlerce bedel ödeyerek Viyana’ya getiren, işçisinin ücretlerini ödeyemeyen ve onları İflas Masası tarafından ödenmesine sebep olan Avusturyalı işadamına ne işveren, ne de işçi örgütlerinden tek bir laf eden olmamıştı. İşadamı Paris Hilton’ı yanına alarak, Viyana Balosu’na katılmış, medyanın ilgi odağı olmuş, Hilton ise birkaç yüz bin Dolar daha zengin olarak Avusturya’dan uçmuştu. İşadamının firmasında çalışan yüzlerce yapı işçisi ise aylarca ücretlerinin iflas fonu tarafından ödenmesinin yolunu beklemişlerdi. 

Avustruya’da bir milyon insanın yoksulluk sınırında yaşadığı bir sırada, Bill Clinton’nin AİDS Vakfına onun beş saatlik Viyana ziyareti için bir milyon dolar ödendi.

Avusturya burası, yapılacak ekonomik anlaşmalar için söylemek istedikleri eleştirleri bile dile getiremedikleri Rus Devlet Başkanı Putin milyarderleri ile milyarları getirirken, Amerikalı Bill Clinton ve Paris Hiltonlar ise milyonları alıp götürdüler. 

1 Milyon Avro ceza

Avusturya Mayıs ayında parayla  çok meşgul oldu. 2006 yılında Kış Olimpiyatları İtalya’da yapılmış, olimpiyat görevlileri ile Avusturya Kayak Milli Takımı arasında bir kovalamaca yaşanmıştı. Bu kovalamacadan Olimpiyat Komitesi görevlileri galip çıkmış, Avusturyalı sporcular arasında yapılan kan tahlillerinde doping yapıldığı tesbit edilmişti. Sporcuların bazılarında tesbit edilen bu dopingden dolayı Avusturya’ya olimpiyatlara katılmaktan men edilme cezası verilmişti. Bu olimpiyatlardan men edilme cezasının paraya çevrilmesi için Avusturya başvuruda bulunmuştu. Bu başvuru da Kış Olimpiyatı Komitesi tarafından değerlendirilerek, men cezası 1 milyon Avro para cezasına çevrildi. Böylece Avusturya, kayak sporunda varlık göstererek Avusturyalıların milli duygularını okşayan kayakçılar, olimpiyatlara katılamamadan para ödeyerek mahrum bırakılmamış oldu. 

Kübalıların Sendika Bankasındaki hesabı

Daha önce bu sütünlarda defalarca sendikaların bankası ile ilgili yazılarım ve haberlerim olmuştu. Kısaca tekrar hatırlatacak olursam, Avusturya sendikalarının bankası 3 milyar Avro parayı yanlış yatırımlar sonucunda batırmış, onun sonucunda da hem banka hem de sendikalar ciddi maddi sorunlar yaşamıştı. Daha sonra ise banka Avusturya sendikaları tarafından ABD’de sendika düşmanı olduğu ifade edilen Cerberus adlı bir mali işletmeye satılmıştı.

Cerberus’a sendika bankasının satılması ve bankanın işletmesinin Amerikalılar tarafından devralınmasına bir kaç gün kala, Avusturya Sendikalar Birliği ve Sosyal Demokrat Parti’nin onayıyla bankanın genel müdürlügüne getirilen şahıs tarafından bir kısım banka hesaplarına son verdiklerini açıkladı. Bu banka hesapları Küba kökenli Avusturya vatandaşlığına geçmiş kişiler ve henüz Küba vatandaşı olanlara aitti.  Nedeni hiç şüphesiz Ameriklıların Kübalılarla hiç bir şekilde ticari ilişkiye girmeyecekleriydi.
Bu durum, Avusturya’da çok çeşitli tepkilere sebep oldu. Bu tepkilerden en ilginci hiç şüphesiz sağcı parti olan Avusturya Halk Partisi kökenli olan Avusturya Dışişleri Bakanı Ursula Plassnik’ten geldi.  Amerika Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice ile görüşen Plassnik, Avusturya’nın 51. eyaleti olmadığını ve durumun bir skandal olduğunu ve kabul edilecek tarafının da bulunmadığını belirtti.

Dışişleri bakanının tepkisinin sonrasında ABD’liler böyle bir durumdan haberlerinin olmadığını belirttikten sonra, sosyal demokrat kökenli banka genel müdürü Küba kökenli banka hesaplarının tekrardan açılacağını duyurdu. 

Zenginin malı züğürtün çenesini yorarmış derler ya, Avusturya’ya Putin 45 kadar milyarlık şözleşmeler imzalayarak para getirdi, Amerikalı bankacılar Kübalıların parasını beğenmeyip, hesaplarını iptal etmeye kalktılar, Bil Clinton ve Paris Hiton’lar Avusturya’da bulundukları kısa süreler için bavul dolusu paralarla ülkelerine döndüler, Plassnik’de kuyruğu dik tutarak ABD’nin eyaleti olmadıklarını dile getirdi.  Bana da burada bunları yazmak düştü.

Not:
Yaz tatiline giriyorum. Sanırım bu yazım tatil öncesi son yazım olacak. Tatilde Türkiye’de olacağım, bu sene bana deniz yok. Sokaklarda koştururken aldığım güneş bana yeterli olacak. Desteklediğim parti için seçim çalışmalarına katılacağım.
İyi tatiller dilerim.

1597310cookie-checkAVUSTURYA’DAN… Plassnik, Putin, Clinton ve Paris Hilton

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.