Bahar yorgunluğu

Mart ayının sonundayız… Ankara’da bir manav tezgahında karpuz yerini almış. Kabuğu denize düştüyse de havalar henüz müsait değil yüzmeye.
Karpuzu yemek için de yüzmek için de erken.
Suyun tene değmesine hazırlık yapmakta sakınca yok. Deniz kenarı düşleri kurmakta da

Bahar yorgunluğu çöktü üzerimize. Bir yandan yaşamaya ilişkin istem dışı artan çaba bir yandan yorgunluk.
Bu bahar daha fazla yorulacağız…

Haberler iç karartıcı…
Tutuklanan gazeteciler, katledilen çocuklar, namus –suz- cinayetleri. Bir an evvel geçse kaos derken bahar da bitecek gene yaşamı ıskalayacağız

Pencere çıkıntısında çiçeğe hazırlanan domates fideleri. Bahar güneşinde yuvarlanan kedi
Nereye uzansan, uzanabilsen hayata ilişkin bir çıkıntı.

En iyisi haberlere takılmadan sokağa çıkmak.

Ten sıcaklığında bahar havasında Kızılay’a doğru yokuş aşağı yürümek.
Deniz kenarındaki başka kentleri düşleyerek Ankara simiti ile bir bardak çay içmek. Sakarya’da balıkçılara, Kuğulu Park’da minyatür havuz içindeki kuğulara takılmak.

Ankara susuzluğunu parklarla, havuzlarla geçiştirmeye çalışır. Deniz sefası değilse de havuz kenarında çay keyfine müsaittir.

Öğrencisi boldur Ankara’nın. Kentin ciddi bürokrat yüzünün yanı sıra gençlik her yerde görünür.

Cumhuriyet’in kurucu başkenti olmasının getirdiği ağır olma durumunun yanında gençler bahar gibidir. İnsanı biraz yaşlı yorgun hissettirseler de yaşama hırsını kamçılarlar.

Acaba bahar Trablus’a, Şam’a, Bağdat’a nasıl gelmiştir.

Gözümün önünde bahar, beynimde Ankara’nın ağırlığı, motorunda giderken arkasında oturan karısını atan adamın haberi …

Şu girdiğim dar sokak bir yere çıksa da varsam gideceğim yere diyorum.

650820cookie-checkBahar yorgunluğu

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.