Neymiş efendim “AK Parti’nin zaferi halkın muhtırasıymış”
Kim söylemiş?
Bülent Arınç.
Sıfatı:TBMM eski başkanı.
Belki de yeniden aynı koltuğa oturacak.
Meclis başkanı ama ek görevleri de var Bülent beyin.
Sıcağı sıcağına “çapak”lı bir söz ortaya atmak.
Hiç zaman kaybedilmeden, “çıkıntı” çağrıştıran bir yakıştırma cümleyi piyasaya sürmek..
Önü arkası düşünülmeden “şıpınişi” kavram icat etmek.
Çok partili parlamenter sisteme geçilmesinden bu yana, merkez sağ bir partinin böylesine büyük zafer kazanması ilk olmuyor ki buna “halkın muhtırası” denilsin.
1950 ve 1954 seçimlerinde peşpeşe zafer kazanan Adnan Menderes’in Demokrat Partisi askeri muhtıra mı yemişti?
Hayır.
1983 ve 1987 seçimlerinden zaferle çıkan Turgut Özal’ın Anavatan Partisi muhtıraya mı muhatap olmuştu?
Hayır.
O halde AK Parti’nin peşpeşe ve üstelik ilkine göre oyunu arttırarak ikinci bir genel seçimden zaferle çıkması neden halkın muhtırasıyla taçlandırılıyor anlamak mümkün değil.
Evet 27 nisan’da bu hükümet ve partisi, e-muhtırayla karşılaştı.
Bu CHP’nin aleyhine oldu.
27 Nisan sonrası cumhurbaşkanlığı seçimini CHP Anayasa Mahkesime götürdü. CHP’nin kriz yönetimi yanlıştı..
Daha sonra cumhuriyet mitingleri yapıldı, laikler alanlara sığmadı.
Meydanlara akan miilyonlar oy olarak sandığa girecek sanıldı. Ama bu beklenti boş çıktı.
CHP Lideri Deniz Baykal Anayasa Mahkemesini ima yoluyla tehdit etti.
Bu tehdit CHP’ye yaramadı.
Anayasa Mahkemesi kendisini meclisin üstüne çıkararak, “330 rakamı 367’den büyüktür” demeye gelen kararı aldı.
Bu karar CHP açısından bumerang etkisi yarattı.
Seçim sonrası için, Deniz Baykal- Devlet Bahçeli koalisyonuna yeşil ışık yakıldı.
Bu ışık, CHP’yı kırmızı ışık olarak geri döndü.
Ve CHP seçimlerde ağır bir mağlubiyet aldı.
Aslında zaferi AK Partiye altın tas içinde sunan Deniz Baykal’dır.
Deniz Baykal ve dar kadrosudur.
Nedeni ise açık ve nettir.
Milliyetci oylar MHP’ye kaptırıldı.
Kararsız oylar ve merkez sağdaki Anap-DYP oyları Tayyip Erdoğan’a yöneldi.
İşte tablo ortada.
Bu aslında CHP’ye indirilen son darbe.
Bu halk CHP’ye ve bu kadroya dört seçimdir oy vermiyor.
Dört seçimdir kırmızı kart gösteriyor.
Bu parti CHP’nin altı okundaki işaret edilen hedeflere değil ters bir yolda ilerlediğinin farkında bile değil.
Halkcılığı bitmiş.
Milliyetciliği Devlet beye kaptırılmış.
Ulusalcılığı yenilenmemiş…
Cumhuriyetcilik ve laiklikle idare edilmeye çalışılmış.
Ve bu halk, CHP’ye sırtını dönmek zorunda kalmış.
Kaç seçimdir?
Aklımda kaldığı kadarıyla Deniz bey ve kadrosu yerel seçimler hariç dört seçimdir sandığa hapsedilmiş durumda.
Deniz bey için hala balık tutma zamanı gelmedi deniyorsa şaşarım.
Deniz bey Ege adalarına doğru yüzmeye başlayacağına, ilk iş olarak çarşıya çıkmalı ve kendisine iyi bir balık takımı almalı.
Sonra torununun elinden tutup Antalya’daki evinin önünde balık tutmaya başlamalı…
