ERTANÇ HİDAYETTİN / LONDRA – Her 15 Kasım zamanı mutlaka rahatsız edici boyutlara varan olaylar yaşarız. Sadece Kıbrıs’ta değil, yaşadığım ülke İngiltere’de de. Bu yıl da aynısı oldu. Halbuki hiç niyetim yoktu bu tarihe değinmeye.
Waltham Forest belediyesi Muhafazakar Parti meclis üyesi Kıbrıslıtürk Nick Halebi, KKTC bayrağının 15 Kasım günü belediye binası önüne çekilmesi için izin çıkarttırdı.
Halebi 60 kişilik Belediye Meclisinde temsil edilen 14 Muhafazakar meclis üyesinden biri. 46 diğer üye İşçi Partisinden. Karar bildiğim kadarıyla Belediye Meclisi tarafından onaylanmadı. Bu tür konularla ilgili karar mekanizması nasıl çalışır, bilmem.
Aralarında çok az bölge halkı olan 20 kişi kadar bir grup belediye binasının önünde İstiklal Marşı okuyarak heyecanla bayrağı göndere çektiler, nutuklar salladılar. Eylemin yapılacağının sayılı kişilere bildirilmesi tepki ile karşılaşacağının bilinmesindendi. Nitekim tepkiler yüzünden bayrak çok kısa zaman içerisinde Belediye Liderinin direktifi ile indirildi.
Ben olayı birkaç ay sonra, yani Mayıs 2022 de yapılacak Belediye seçimlerine yönelik kurgulanmış bir senaryo olarak yorumlarım. Düşüncem Nick Halebi ve etrafındaki Muhafazakar Parti elemanlarının bu hareketi İşçi Partisini güç duruma düşürmek için ustaca planladıkları doğrultusundadır. Toplum içerisinde prim kazanacaklarını sanıyorlar. O bölgede Muhafazakar Partinin seçim kazanma şansı sıfır. Belki de komşu bölgelerin birinde, örneğin Chingford’da Milletvekilliği beklentisi var Halebi’nin. Bu benim tahminim. Yanılmış olabilirim. Bekleyip göreceğiz. Ama bu olay yüzünden toplum içerisinde yarattıkları bölünmüşlüğün yansımaları uzun müddet devam edecek. Sosyal medya yorumlarında bu görülebilir.
Lider Grace Williams bir bildiri yayınlayarak özür diledi ve KKTC bayrağının bir kez daha çekilmeyeceği sözü verdi. Aslında Waltham Forest belediyesi bu eylemi planlayanlara ve katılanlara büyük koz verdi. Çünkü bayrağın indirilmesine neden olarak Lider KKTC’nin tanınmamış bir devlet olduğuna dem vurdu. Ama geçmişte Belediye binası önünde Tibet bayrağının çekildiği meydana çıkarıldı. Peki Tibet ne zamandan beri Birleşik Krallık tarafından tanınmaya başlandı?
Belediye bildiri yayınlayarak Tibet bayrağının geçmiş liderin direktifi üzerine çekildiği, bundan böyle o bayrağın da artık Waltham Forest gönderine çekilmeyeceğini açıkladı. Bu olumlu. Belki bundan böyle yerel belediyeler uluslararası arenalara değil kendi işlevleri olan yerel sorunları çözmeye odaklaşırlar ve toplumlar arasında gerilime neden olmazlar.
Değişik belediyelerde 30 yılı aşkın çalışma yaşamımda belediyelerin uluslarası kompleks politikalara karışmalarının sonuçlarına şahit oldum.
Kıbrıslı seçmenler artık seçimlerde partilerin Kıbrıs konusu üzerindeki siyasetleri üzerine oy vermezler. Çok azı bunu yapar. Birçok seçmen için Kıbrıs konusu kriterlerinin sadece küçük bir parçasıdır. Zaten her parti Kıbrıs konusunda aynı siyaseti güder. Yani Kıbrıs’ta BM’nin savunduğu federal çözümü destekler.
Seçmen için sağlanan hizmetler her şeyden önemlidir. İslington’da çalıştığım dönemde çok milliyetçi, sağcı Kıbrıslıtürklerin sorunlarını çözmek için gösterdiği olağanüstü gayret yüzünden Jeremy Corbyn’e oy verdiklerine şahit oldum. Yıllar önce benim İşçi Partisini savunan ailem zamanın Muhafazakar Hornsey Milletvekili Hugh Rossie’ye oy vermişti. Tüm itirazlarıma rağmen. Neden? Çünkü muhacerat sorunlarımız onun yardımları ile çözülmüştü.
Kısacası sevgili okurlar, toplumu aptal yerine koyanlar hiç zahmet etmesinler. Millerce öteden lüks arabaları ile gelip işçi sınıfının yoğun olduğu bir bölgede bayrak çekmekle halk artık kandırılamaz. Geçti o günler.
7 yıl önceki “Bayrak Fetişizmi” başlıklı yazımda, Türkiye’li gazeteci, yazar Ragıp Duran’ın “Bayrak Fetişizmi ve Faşizm” başlıklı yazısında yazdıklarına yer vermiştim. Yazımı bu anlamlı sözlerle noktalıyorum:
“Bayrak bir simgedir, geleneği betimleyebilir, kültürden bir renk vardır, önemlidir, değerlidir belki ama faiz oranlarını da düşürmüyor, maaşları da artırmıyor, insanların vahim acil sorunlarına da çözüm üretemiyor. Dahası tüm bu yaşamsal alanlarda durumu daha davahim hatta içinden çıkılmaz hale getirebilir”.
