BAYRAMIN 2. GÜNÜ, KURBANIN 2. YÜZÜ

SEDAT YILDIRIM SARICI –

Birinci Rahle:

“ÇALMAK”

Kimi kapı çalar. Nafile. Sağırdır çağımızda kapılar.

Kimi ıslık çalar. Karanlıkta işe yarar.

Kimi sır çalar. Sınır tanımaz yayar.

Kışın kırağı çalar. Sokaktaysan parmaklarının ucu donar.

Kimi zil çalar, sevdiğini balkondan selamlama ümidiyle. Sabahın köründe yanlış zile basmıştır. Orta katlardan başına kaynar su boşalır.

Kimi felekten bir gece çalar. Felek bile nasıl çaldırdığına şaşar. Hayata hayat katmak haydutluk değildir. Melekler felekten çalınanı helale yazar.

Kimi kalp, kimi gönül çalar.

Salim Dündar der ki “Kalbimi kim çalıyor / Sensen yokum evde ben / Çünkü mazide kaldı / Artık seni o seven. / Kalbimi kim çalıyor / Çalma, açmam kapımı / Çünkü simsiyah yaptın / Gidince yaşantımı”.

Kimi para, mal, mülk çalar. Hatta hortumlar, çöker. Bolluk yoksullaştırır. Akçe bollaşıp da zenginleştikçe şerefte alçalma, hayatta daralma artar. İnsan içine çıkamazsın. Korumalar olmadan dolaşamazsın. Havarilerin seni ilah zannettirir ama fakirleşmiş, farketmemişsindir.

Kimi oy çalar. Memleketin bugünü ve geleceğidir. Tüyü bitmemiş yetimin, depremzedenin rızkıdır.

Kimi hürriyeti çalar. Kumpas mahkemelerle bir cemaatin işaret ettikleri devlet eliyle senelerce zindanlarda çürütülür.

Arife günü Merdan Yanardağ’ın hürriyeti çalınmıştır.

İkinci Rahle:

“BAYRAMIN 2. GÜNÜ

KURBANIN 2. YÜZÜ”

Bir yurdun yurt olabilmesi yurttaşının yurda kazandırdığı fikri eserlerle mümkündür. Esersiz alan buzuldur, çöldür. Çoraktır, kuraktır. Damarsız, kansız, nerdeyse cansızdır.

Sanatsal, edebi, bilimsel, mimari çalışmalarla sığınak barınak olmaktan çıkar yuva olur. Emekle bedel ödendiğinde araziler beldeleşir, bozkırlar ülkeleşir.

Beden genleşip ufalabilen, yaşlanıp paslanabilen, çürüyüp topraklaşabilen acizliktedir. Medeniyet yazınla & edebiyatla ebediyeti hedefler.

Merdan Yanardağ

Merdan Yanardağ gibi aydın yazarlar & düşünürler bir yurdun yurt olmasında, asırlara dayanmasında öncül rol oynarlar. Adaleti arayan, eşitliği savunan, alınterinin hakkını koruyanlardır. Bir arada olmaktan kıvançlı, yıkılmaz, dağılmaz bir toplum yaratımı için çabalarlar.

Balyoz ve Ergenekon gibi kumpas davalarla ağır cezalar verilip birkaç yıl sonra beraatla sonuçlanan yargı faciaları yaşadık. Hukukun Üstünlüğü Göstergesi’nde 139 ülke arasında Zambiya, Kenya, Lübnan, Rusya ve Mali’nin arkasında 117. sırada yer aldık. Bizden sonra da Afganistan ve Venezuela gibi ülkeler yer aldı.

Merdan Yanardağ, Ergenekon davasında 10 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmış, hürriyeti elinden alınmıştı. Son meddahlarımızdan rahmetli Ferhan Şensoy’un “PARDON” filmi akla geliyor. Devletin usülsüzlük ve kuralsızlığını anlatan gerçek hayattan uyarlama öyküde sanık önce mahkum edilmiş, sonra beraat kararıyla özgürlüğüne kavuşmuştu. Yargıda “pardon” demek yadırganmamıştı. El oğlunun “ulusal zafiyet” yakıştırmasına meydan verilmişti.

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün Dünya Basın Özgürlüğü Listesi’nde 180 ülke içinde 165. sıradayız. Rusya, Fas, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Zimbabve, Tanzanya ve Afganistan’ın altındayız. Son 5 ülke ise Türkmenistan, İran, Vietnam, Çin ve Kuzey Kore yer alıyor.

Yurdumuzun basın özgürlüğü, hukuku, huzuru, adaleti, barışı çalınıyor.

Çalma hırsızlıktır. Hırsızlık kurnazlık, “uyanık”lıktır. Uyanık, ayakta uyur otele para vermez.

Hırsızlık büyüyünce meşrulaşmaz. Yolsuzluk, arsızlık olur. Arsızlık itibarsızlıktır. Hırsız aslında itibarını çalmış, kendine ihanet etmiştir.

“Hiçbir nefis iltifata karşı koyamaz”. İltifat için itibar aranır. Maneviyatçıların çoğu maddiyata sarılır. Kimi cukkayı itibar sanır. Çalışmayı değil çalmayı seçer. Beleşe tutku zavallılıktır. İtibar kolayda değil, hak etmededir.

Kolay kelamının içinde olay vardır. Olaya bakan ayana bakıyordur. Ayan beyan olmuş, itibarı sıfırlamışlardır. Öz olan olay değildir. Özne de öz değildir. Öz manadır. Manayı ıskalayan hayatı ıskalamış, zayi etmiştir. Şaşkınlık bundandır.

İktidar “itibarda tasarruf olmaz” diyor. Yanlış. İsraf, şatafat haramdır. İtibar tasarruftadır. Kardeşlik ve eşitliktedir.

Semavi dinler garibandan yana, paylaşımcı, yani komünisttirler. İslamiyette mezara basit bir kefenle kabul ediliriz. Kabe, ihram denilen sade bir örtünmeyle tavaf edilir. “İhrama girmenin esrarı ve hikmeti; dünya ziyneti olarak bilinen elbiselerden soyunmak içindir”.

Namazda saf tutmak için mevki, rütbe, kıdem yoktur. Camide locanın, kontenjanın olmadığı gibi. “Elhamdülillah” eşitiz, komünistiz. Sahte meallerle saded haricine düşmemeli; hakikat ve sadelikten uzaklaşmamalıyız.

Üçüncü Rahle:

“GAYEYE İNTİKAL”

Çalmaya dönelim.

Kimi kaset, kimi teyp, kimi plak çalar. CD, iplayer çalanı da vardır. En makbulü bir çalgı çalmaktır. Kimseye bir zararın dokunmaz. Garibi savunursun kovarlar, barışı savunursun vururlar. Olsun varsın. Durmadan çalar söylersin. Çalalım, söyleyelim.

Kimi ayrı telden çalar. MİLLİ BİRLİK seçim sonrası MİLLİ İKİLİK olur ama müzik birleştirecektir. Çünkü MÜZİK BİRLEŞTİRİCİDİR.

Sanatı boğmaya çalışsalar da sanat boğulmaz. Kimse boğamaz. Sınır da tanımaz kendini var eder. Türküler binlerce yıl nesilden nesile yaşar. Boğmaya çalışan utancıyla baş başa kalır.

Sanat kainatı tanımlama ve tamamlama çabasıdır. Hepimiz insanlık bilmecesinin parçalarıyız. Eksiğiz. Birbirimizi tamamlamaya mecburuz.

Geçen ay baskı ve yasaklara karşı Müzik Susmayacak Kolektifi‘nden 70 sanatçının ortak çalışması ‘Âşıkların Sözü Kalır’  YouTube’dan paylaşıldı. Söz ve müziği Baba Zula’ya ait parça için elektronik müzikten koral pasajlara, cazdan, rap’a, horondan halaya, reggae’den deyişlere, halk müziğinden rock’a farklı tarzlarda müzisyenler bir araya gelmiş, kaynaşmışlar.

Pentagram

Yurdumuzda konuşulan Türkçe, Kürtçe, Zazaca, Lazca, Arapça, Farsça, Ermenice, Çerkesçe, Ladino ve Karadeniz Rumcası’yla 10 dilde “itirazı çoğaltmaya ve umudu büyütmeye” çalışmışlar.

Müzisyenlerin gözaltına alındığı, tutuklandığı, yargılandığı, mahkûm edildiği, “İstek şarkısını çalmadı” gerekçesiyle öldürüldüğü, konserlerin yasaklandığı, festivallerin iptal edildiği bir süreçte hiçbir ticari amaç gözetmeden katkı sunulmuş.

Tek bir eserde bir araya gelen geniş sanatçı topluluğu, 10 farklı dil, değişik tarz ve üslupların birlikteliği ve 15 dakikalık uzunluğuyla ülkemizde birçok “ilk”e imza atılmış.

https://www.youtube.com/watch?v=jVMHtJe0hD8

Eser, caz müziğinin yurdumuzda tanınmasında kendine has çalışmalarıyla hatırladığımız piyanist Ayşe Tütüncü’nün düzenlemesiyle açılıp, Moğollar’ın temel direklerinden Taner Öngür’ün folk-rock gitar desenleriyle farklı boyutlara evriliyor.

Var olduğu günden bu yana Türkiye’de rock müziğin yaygınlaşmasında büyük emeği olan Pentagram rock topluluğunun, Baba Zula ortaklığı orta bölüme ayrı bir nefes taşımış. Hayko Cepkin, Burhan Şeşen, Metin Kahraman, Aygül Erce, Ceylan Ertem, Doğan Duru, Feryal Öney, Ayşenur Kolivar, Yasemin Göksu gibi farklı şan tekniğine sahip solistlerimiz güzel bir örgüyle eserin gelişimine katılmışlar.

Toparlayayım: “Açılın kapılar Şah’a gidelim / Yıkılın kaleler dosta gidelim” deyişiyle son noktaya erişmişler.

Müzik Susmayacak Kolektifi’nin amaçları kendi dillerinden şöyle özetlenebilir;

‘Yok saydıkları, sesini soluğunu kesmeye çalıştıkları herkes adına, hepimiz adına bir yola çıktık ve o yol bizi Pir Sultan Abdal’ın beş asırdır silinmeyen ayak izleriyle buluşturdu… Güç, iktidar, yalan, dolan, baskı, zulümle üzerimize gelenlere, “zulüm biter, zalimler gider, âşıkların sözüdür geriye kalacak olan, yüz yıllardır kaldığı gibi” dedik. 

Bu coğrafyada yaşayan dillerin tümünü katmak istedik, ancak on dili katabildik. Ama dedik ya, her dilin gönlümüzde yeri aynı. İçimizdeki coşkuyu, direnci, umudu paylaşan herkesin aracılığıyla daha geniş kitlelere ulaşmak, umudu ve coşkuyu büyütmek, tek dileğimizdir.”

Ayşenur Kolivar

Son sözü Laz kizu Ayşenur Kolivar söylesin.

“Gıra diyelum bile lafun aykirisini

Bir olup duyuralum mazlumlarun sesini

Anlatalum herkese zulmun hikâyesini

Kessun Allah zalimun tez vakte nefesini

Yedin de doyamadun milletun parasina

Zikkimlan şimdi durma belki kalmaz yarina

Yetmediyse çokersin başkasinun malina

Nasilsa halel gelmez dinune imanına

Deyirum bu sözleri hiç gitmesun ağrına

Katlaniyor mazlumlar taş basup da bağrına

Çalişup çabaliyor helal lokma uğruna

Sabrın da siniri var ula kalmaz yanına”.

________________

* Müzisyen de olan yazarımızın diğer çalışmalarına https://sedatsarici.com/ adresinden ulaşabilirsiniz.

2699690cookie-checkBAYRAMIN 2. GÜNÜ, KURBANIN 2. YÜZÜ

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.