Ben bu anayasanın…

Siyasette veya günlük hayatta, akla yakın, rasyonel görüşleri savununca buna kesin biçimde muhalefet etmek galiba moda haline geldi.
Oysa akıl yolunda birleşmek daha kolay.
Neticede kimsenin aklı diğerinden çok farklı değil.
Yani zeka düzeylerimiz üç aşağı beş yukarı aynı sayılır.
Üstelik birinin üstün zekalı olması, onun her yaptığı şeyin doğru olduğu, her konuda isabetli görüşler ortaya koyduğu anlamına gelmez.
Önemli olan fikirlerin aynı düzlemde ve aynı mantıkla ve eşit şartlar altında savunulur olması.

Neden böyle bir yorumla olaya girme ihtiyacı duydum?

1982 anayasası, malum askeri rejimin ürünü.
Olağanüstü koşullarda, olağanüstü kurulan özel meclis tarafından maddeleri tek tek dikte ettirilerek çıkarılmış bir anayasa.
Üstelik bu anayasa görüşmelerin tamamını izlemiş, eleştirmiş hatta kara mizah kıvamında yorumlamış bir kişi olarak 30 yıl önce yazdıklarımın altına aynı imzayı atacak kadar da kararlıyım ki, bu anayasa baştan sonar değiştirilmeli.

Hatta virgülleri, noktaları bile değiştirilmeli.
Bir tek devlet şekli Cumhuriyet hariç.
Cumhuriyet bu ülkenin temeli…
Bu ülke hiçbir zaman muz cumhuriyeti olmadı, olamaz da..
Kimse buna cesaret edemez de…

Gelelim Anayasanın değiştirilemez denilen diğer maddelerine.
Zaten bu askeri anayasa değişe değişe iğdiş hale gelmedi mi?
Ellenmedik yeri kaldı mı?
Dokunulmadık maddesi mi var?
Başta aşağı yanlıştı.
Baştan aşağı değiştirilmesi gerekirdi.
Ne zaman?
Yürürlüğe girdikten birkaç yıl sonra, sivil yönetimler yeni bir anayasa için kolları sıvamalıydı.
Özal’ı, Demirel’i, Ecevit’i ve Deniz Baykal’ı…
Mesut Yılmaz’ı, Tansu Çiller’i ve Erbakan’ı.

Hiç biri samimi davranmadı.
Hiç biri yürekli olamadı.
Hiç biri basiret gösteremedi.
Yani günlük politikalar ürettiler.
Oportünist davrandılar.
Popülizmin esiri oldular.

Partiler de aynı tavrı gösterdi.
Sivil toplum kuruluşları da..
Hiç birbirlerinden farklı olmadılar.
Birinin siyah dediğini diğeri beyaz dedi.
Ara renkler unutuldu gitti.
Bugünlere kadar süren tartışmalarda yeni, çağdaş ve ileri demokrasiyi sırtında taşıyacak bir anayasa ele alınamadı.

Seçimlerden sonra yeni bir anayasa çıkarılabilir mi?
Bal gibi çıkarılır.
Yeter ki üzerinde uzlaşılan akılcı, herkesi tatmin eden bir metin ortaya çıkarılsın.
Yeter ki ortak aklın ürünü olsun.
Yeter ki doğruyu bulma yerine inatlaşarak gerçeklerden uzaklaşılmasın.

Ben bu anayasanın birinci maddesi olan “Türkiye devleti bir cumhuriyettir” hükmü hariç, tüm maddelerinin ele alınıp değiştirilmesinden yanayım.

Anayasalar hiçbir zaman değiştirilemez metinler değildir.
Bu metinleri neticede halk adına, siyasetciler hazırlıyor ve bir dizi kuralları maddeler haline getiriyor.
Bunu hazırlayanlar da insan.
Yasaların “anası” olarak anayasayı halk oylamasına yine insanlar sunuyor.
Halk, yani insanlar aklına yatarsa kabul ediyor, etmezse reddediyor. .
O zaman daha önce çıkarılanlar, noktasına virgülüne kadar değiştirilebilir.
Hiçbir toplum, kendi gerisinde kalan bir anayasa ile yönetilemez.
Hiçbir toplum ihtiyaçları karşılayamaz hale gelen faşist anayasalarla bir yere varamaz.
O halde ben bu anayasanı ciğerini yerim !!!
Hem de çiğ çiğ !!!

1627850cookie-checkBen bu anayasanın…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.