Bir kadına güvenmek

M.Ö. VIII. yüzyılda Hesiodos nasıl canı yandıysa “Bir kadına güvenmek hırsızlara güvenmektir” deyip çıkmış. Bu nasıl suçlama! Bu da mı gelecekti kadın kardeşlerimizin başına? O hırsızlar ki hak etmedikleri şeyleri elde etmenin heyecanını yaşayan ahlakı bozuk kimselerdir, nasıl olur da koca Hesiodos kadınla hırsızı bir güzel özdeşleştirir? Hesiodos adına kızkardeşlerimizden özür mü dilesem? XXI. yüzyılda üççeyrek yüzyılı devirmiş sıradan bir yazarın yirmi sekiz yüzyıl önce yaşamış bir şair adına özür dilemesi kabaklık olmaz mı? Hazır söz açılmışken kimseyi kırmadan incitmeden kadınlarımızın toptan karalanması hoş değil diyerek VIII. yüzyıldan daha beriye, V. yüzyıla gelelim. Orada bizi değerli edebiyat adamı Euripides karşılıyor ve daha gerçekçi bir anlayışla “Kötü bir kadından daha kötü hiçbir şey yoktur, ama hiçbir şey iyi bir kadından daha değerli değildir” deyip çıkıyor. Bizim de biraz içimiz ferahlıyor. Doğrusu başkasının yaptığı yanlıştan ötürü suçlanmak istemem, kötü niyetli biri sen eski defterleri yoklamakla ne yapmak istiyorsun dese ne derim ben? O iyi kadını bulunca hiç kaçırmamalı insan. Çünkü Euripides bir iyi kadın kötü kadın ayrımı yaparken bu işin de bir oranı var demek istiyor ama yüzdesini vermiyor. Nerden bilsin de söylesin. Ama iyiyi bulduğun zaman kaçırma demek istediğine göre oran’ın ince bir hesapla binde bire kadar inebileceğini düşünmek yanlış olmaz sanırım.

Öte yandan Plautus “Kadın için kötü şey yapmak iyi şey yapmaktan daha kolaydır” sözüyle gönülleri kırıyor. M.Ö. II. yüzyıla geldik, demek ki bu yana doğru yürüdükçe yargılar sertleşiyor. Plautus’u aklı başında adam biliriz. Kötülük etmenin iyilik etmekten daha kolay olduğunu söylemesi doğru mu? Kötülüğün de iyiliğin de biçimleri var. Eşsiz iyilikler yanında yakası açılmadık kötülükler vardır. Kadına kızdınız, bir sinsilik etti gene. Hadi kardeşim sen yoluna git ben yoluma gideyim ya da sen yatakta rahat rahat yat ben şu kanepede kıvrılıveririm demek onu boğazlayıp enaz altı parçaya ayırmaktan ve bavula özenle yerleştirip bir hamalın sırtında çöp kamyonuna göndermekten daha mı zor? Sana oyun oynayan kadını ölüme göndereceğine babasının evine ya da sevgilisinin yanına gönder daha iyi. Efendim biz bununla ahd ü peyman etmiştik, ölüm bizi ayırana kadar birbirimizi sevecektik, bu kadın gitti Allahın bir salağına, nalbur Ekrem’e gönlünü kaptırdı, bu durumda ben kendimi mi öldürsem onu mu öldürsem ikimizi de mi öldürsem yoksa yalnız o Ekrem zibidisini mi öldürsem yoksa elimi kana bulamasam mı gibilerden garipliklere hiç gerek yok. Bir kere sen bir kadının seni ölene kadar sevebileceğini nereden biliyordun? Bir ömür boyu sevilecek adam mısın?

Bir atasözü “Kadının da keçinin de ipini uzun tutmalı” diyor. Daha neler duyacağız, o ne demek o? Bana kızmayın, Toraman sen domuzluğa mı kalktın, fol yok yumurta yok bu kadınlardan ne istiyorsun demeyin, gücenirim. Ben burada kadınlara arka çıkıyorum. Olsa olsa kadınlar için söylenmiş sözlerin ne kadar tutarsız ve gerçeğe aykırı olduğunu göstermek istiyorum. Kadınlar olmasa biz ne yaparız. Bir başka atasözü “Kötü kadından koru kendini, iyi kadına da asla güvenme” diyerek işi iyiden iyiye karıştırıyor. Kötü kadınla iyi kadını acele birbirinden ayırmamızı sağlayacak bir ölçütümüz var mı? Bir başka atasözü “Kadınların her zaman art düşünceleri vardır” deyip çıkıyor. Ne kadar canı yanmış adamın ki art düşüncesi olmayan kadın diye bir şey düşünemiyor. “Kadından başka her şey Tanrı’dan gelir” diyen atasözüne ne buyrulur? Bu öyle bir söz ki cinayete bile yol açabilir. “Kadının aklı göğüslerinden yukarıya çıkmaz.” Bu da bir rezalet! “Su da ateş de kadın da hiçbir zaman yeter demezler.” Sanırım işin tadı kaçıyor dostlarım. Ben dayak yemeden ağır ağır kalksam iyi olacak. Benim bu sabah erkenden uyanıp yaptığım bu densizliği her zaman çok sevip ayrı ayrı birer değer saydığım kızkardeşlerimizin ciddiye almayacaklarını iyi biliyorum. Dünya durdukça dursun kadınlarımız ki biz de dünyanın kaç bucak olduğunu iyi anlayalım. Bu konuyu burada kesmeliyiz.

Çok zaman erkekler kendi küçüklüklerini örtbas edebilmek için kadınlara yüklenirler, açık ya da örtülü bir biçimde onların özleri gereği hain varlıklar olduğunu söylemeye çalışırlar. Bugün erkek kılığında dolaşan pekçok kişi anneannem kadar mert olabilseydi dünya bu ölçüde çirkin olmazdı dostlarım. Hainlik cinsle değil kişilik yetmezliğiyle ilgili bir sorundur.

644940cookie-checkBir kadına güvenmek

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.