İkinci Cumhurbaşkanı Talat’ın söylediği gibi, zaten yemek masasından başka bir masaya oturamadı liderler.
Biz de o gün yemeği manşet yapmayı düşündük. Ağızlarından her ne çıkacaksa önemliydi, o sayfayı beklettik.
Yemeğe oturmalarından dört saat sonra Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun sözleri düştü devlet ajansımız TAK’a.
Anastasiadis’in açıklama yapacağını düşünmediğimizden Eroğlu’nun olumlu ifadelerini manşete taşıdık, “Çözüme hazırız” sözleriyle…
Hatırlayalım;
Eroğlu, Anastasiadis’le bir ilki gerçekleştirdiklerini, Anastasiadis’in seçilmesinin hemen ardından Türk tarafının müzakerelerin devamına hazır olduğunu, bunu hem Rum tarafına hem tüm kesimlere bildirdiğini açıklıyor. Toplantıda mevcut zorlukların aşılabilmesi için yeni formüller önerdiklerini açıklayan Eroğlu, “Sayın Anastasiadis’e yurtdışından döner dönmez kapsamlı müzakerelere ‘Yönetim ve Güç Paylaşımı’ başlığıyla başlayıp tüm bu unsurları sonuçlandırmayı teklif ettim. Ayrıca Sayın Anastasiadis’e 30 Mayıs’ta önermiş olduğum birlikte Apostolos Andreas Manastırı’nı ziyaret etme önerimi de yineledim. Noel’den önce bunun gerçekleşmesinin halklarımıza iyi bir mesaj vereceğini düşünüyorum” diyor.
Mesajın net olduğunu vurgulayan Eroğlu, gerekli zeminin müzakere masasındaki yakınlaşmalar olduğunu, hiçbir ön koşul olmaksızın Anastasiadis’in yurtdışından dönmesi ertesinde masaya oturmaya hazır olduğunu söylüyor her zamanki olumlu tavrıyla…
Bir süre sonra Anastasiadis’in haberi düşüyor bültene.
Heyhat! Aynı görüşmeden farklı ifadeler var. Rum Yönetimi Başkanı, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’yla gerçekleştirdiği görüşmenin faydalı geçtiğini ancak sonuca ulaşılması için hala alınması gereken çokkkk yol olduğunu söylüyor.
Ve Eroğlu’yla görüşmeyi, Kıbrıs sorununun çözümünün “yolunu açacak” ortak açıklama konusunda anlaşmaya varıp varamayacaklarını belirlemek için kabul ettiğini belirtiyor!
Anastasiadis devamla şunları söylüyor: “Her iki tarafa da, birbirlerinin tezlerini ve ortak açıklamada sonuca varmayı engelleyen sebepleri anlamaları imkanını veren faydalı bir görüşmeydi. Ne yazık ki, arzu edilen sonuca, iki toplum lideri arasında özlü müzakerelerin başlamasına imkan sağlayacak ve başarılı sonucun temel perspektiflerini yaratacak bir hedefe varabilmemiz için hala almamız gereken yol vardır. Bizim arzumuz, müzakerelerin başlayabilmesi için ortak açıklamaya varabilmemiz amacıyla tarafların müzakerecileri arasında görüşmelerin devam etmesi yönündedir!”
Anastasidas’in sözleri gayet açık. Eroğlu’nun uzattığı zeytin dalını tutma niyetinde olmayan Rum lider, ne Apostolos Andreas’ı gezme teklifine sıcak bakıyor, ne de masaya oturma. Önkoşul diyor illa. Benim istediğim konulara evet de, ondan sonra!
Anastasiadis’in açıklamalarını okuyunca haberin başlığını değiştiriyoruz tabi. Liderlerden farklı yorumlar geldiğini üst başlıkta belirtip, Anassiadis’in “alınacak çok yok var” ifadesini başlık yapıyoruz.
Görüldüğü üzere, şayet büyük güçler araya girmez, takvimlendirmeye gitmezse bu pilav daha çok su kaldırır diyerek son sözü TC Dışişleri eski Bakanı Murat Karayalçın’a bırakalım.
Dün Ada Tv’ye konuk olan Karayalçın, Anastasiadis’in yemek öncesi yaptığı açıklamalara atıfta bulunarak, Rumların müzakerelere başlamadan ortak açıklama konusunda ısrar etmelerini eleştiriyor ve bu durumu “arabayı atın önüne koymaya” benzetiyor.
Maraş’la ilgili tartışmaları da değerlendiren Karayalçın, Türkiye’nin jest yapma durumunda olan taraf olmadığını ifade ederek, Rumların taleplerinin hukuki bir dayanağı olmadığını, Kapalı Maraş’ın iadesi konusunun da kapsamlı çözümün dışında ele alınamayacağını dile getiriyor.
Annan Planı’nın reddedilmesini “BM için itibar kaybı” olarak nitelendiren Karayalçın, birçoklarının aksine, “Ban-ki Moon Planı” adı altında yeni bir planın hazırlanabileceğini düşünmediği belirtiyor.
