ABD Nüfus Sayım ve İstatistik Dairesi’nce geçtiğimiz hafta içinde açıklanan yıllık raporda belirmiş bu gerçek, sanki beklenmiyormuş gibi bir anda şaşkınlık yarattı.
Amerikan kapitalizminin son global krizde yoksul emekçi halka yansıttığı bilanço sonunda, nüfusun yüzde 12.9’u açlık sınırında ve yoksullukla pençeleşiyor.
1960’lı yıllardan beri en yüksek yoksulluk oranının böylece ortaya çıktığı dönemin sorumluluğu, eski Başkan Bush’tan yönetimi devralan Demokrat Başkan Obama’nın üzerinde kaldı.
Irak ve Afganistan savaşlarıyla yara alan ekonomisini düzeltemeyen ABD şu ânda 40 milyon civarında insanını açlıkla başbaşa bırakmış durumda bulunuyor. Yoksullukla mücadele eden bu insanlara yiyecek yardımı ve sosyal sağlık hizmetlerinin ise aksatılmadan yapılmasına çalışılıyor.
Aynı rapora göre, “mortgage-banka borçlanmasıyla” ev hayaline kalkışıp elindeki her şeyini kaybeden orta-sınıf insanlarının oranı ise yüzde 21’e ulaştı. Rapor evlerini ve işlerini kaybeden insanların durumundan söz etmemekle beraber, sonuçları değerlendiren ABD basını sonucu açıkladı: “Evsiz ve sokakta yatıp kalkan insan sayısında eskiye göre yüzde 7 artış gözlenmektedir.”
Bu araştırmada yoksulluk sınırı olarak yılda en az 21 bin 756 Dolar kazanıyor olmak eşik kabul edilmişti. Ülkedeki sert polisiye önlemleri ve adli sistemin gecikmeksizin suç ve suçluya karşılık vermesi nedeniyle bu yoksulluk seviyesinde olanların suça yönelmediği açıklanırken, milyonlarca insanın hâlen umutla Federal hükümetten ve Obama’dan yardım beklediği de ifade edildi.
