7 Haziran Genel Seçimleri sonrasında parlamentoda “koalisyon düğümü nasıl çözülecek?” konuşulmaya başlandı. Başkan olamayan Tayyip Erdoğan’ın, siyasi liderlere hükümet görevi vermeden önce “Hele bi konuşalım sizinle” isteği çok doğru bir şekilde geri çevrildi.
Seçimde “başkanlık”ı kaybeden Erdoğan her zamankinden daha hırs ve kinli… O bu cepheyi kaybetse de savaşı yine kazanmak için yeni taktikler peşinde. Bunun için bizzat kendisi siyaseti tasarlamaya, gündemi oluşturmaya özen gösteriyor. Böylece şahsı, ailesi ve AKP’ye yönelik ağır eleştirileri gündemden çıkarırken, muhalefet bloğunu da işini gücünü bıraktırıp savunmaya zorluyor…
Erdoğan’ın bu taktiği artık boşa çıkarılmalı. Uzun yıllar Birleşik Krallık’ta yaşayan eski bir CHP’li olarak Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na İşçi Partisi’nin “gölge kabine” modelini acil olarak hayata geçirmesini öneriyorum. Koalisyon çalışmaları sürmesi gölge kabine oluşturulmasına engel değil, tam tersi uygun.
Peki nedir bu gölge kabine? CHP içinde bütün bakanlıkları kapsayan bir hükümet kurulmalı. Bu oluşum hükümeti gölge gibi takip ederek, yaptığı bütün icraatları masaya yatırmalı. Anti demokratik ve yasaları bypass eden uygulamaları medya aracılığı ile hemen deşifre etmeli. Anayasa Mahkemesi başta olmak üzere bütün yasa ve uluslararası anlaşmalarla önüne set çekmeli. Ayrıca STK’leri de yanına alarak alternatif uygulamalar konusunda baskı oluşturmalı.
Gölge Kabine uygulaması gündemi CHP’nin oluşturmasına yardımcı olacaktır. Türkiye’nin üzerine karabasan gibi çöken AKP iktidarının olası MHP ile koalisyonunda da “Biz yaptık oldu. Siz de derdinize yanın” dönemine bir daha izin vermeyecektir.
Ayrıca olası bir CHP’li koalisyon hükümetinde siyasi kadrolar acemilik çekmeyecektir. Erken seçim gündeme gelirse de bu gölge kabine seçim koordinasyonu olarak boşluk bırakmadan kolları sıvayacaktır. Tekrar vurgularsam siyasi rakiplerin elindeki “gündemi oluşturma” kozunu alacaktır…
***
Umarız hükümet, bir kördüğüme dönüşmeden kurulabilir. Türkiye’nin ödenmeyi bekleyen çoğu faiz 83 milyor dolarlık borcu, Suriye’de olup bitenler koalisyonu beklemeye sabrı olmayan olgular sayılabilir.
Benim gönlümdeki en ideal koalisyon da AKP’siz bir koalisyon. CHP’nin çok iyi kadrolarının ekonomiyi kurtaracağı, “zararın neresinden dönülse kârdır” misali Türkiye’nin dış politikasını eksenine oturtacağına inanıyorum. Ayrıca AKP’nin olduğu hükümette yolsuzlukları soruşturmak olası değil. CHP bu açıdan MHP’yi ve HDP’yi ikna etmelidir.
Basında dillendirilen AKP ve CHP koalisyonu ise CHP’nin eriyip dağılması anlamına gelecektir. AKP 12 yıllık hükümet deneyimiyle, iktidar ortağını her zaman kendisine koltuk değneği olarak görecektir. Biz bu senaryoyu Birleşik Krallık’ta gördük. Muhafazakar Parti koalisyon kurduğu küçük ortağı Liberal Demokratlar’ı eritti… Umarım CHP, iş dünyası ve batının “büyük koalisyon” tuzağına düşmez.
***
Son söz olarak 7 Haziran’da HDP’ye giden oylar da hesap edildiğinde CHP, oylarını artırarak seçmenin güvenini kazanmaya başladığı söylenebilir. CHP arkasındaki bu rüzgarı iyi kullanarak karşısında devletin olanakları ve 12 yıllık deneyimiyle duran fakat çürüdüğü de her halinden belli olan AKP’ye karşı yeni taktikler geliştirmeli…
