Cumhurbaşkanı Anayasa’dan üstün mü?

Cumhurbaşkanı Anayasa’dan üstün mü?
Cumhurbaşkanı’nın Sorumluluğu, Bağımsızlığı ve Vekale

Seçimler sonucunda halk iradesini yansıtan yeni bir parlamento oluştu. Yeni parlamento aritmetiğine göre yeni bir hükümet oluşumu gerçekleşti. Yeni Hükümetin parlamentodan güvenoyu alabilecek bir tek parti çoğunluğuna sahip olması, Cumhurbaşkanı-Hükümet ilişkilerinin yeniden düzenlenmesi gereğini ortaya çıkarmıştır.

Anayasa’nın 102. maddesine göre Cumhurbaşkanı, KKTC Devletinin başıdır. Bu sıfatla, Devletin ve toplumun birliğini ve bütünlüğünü temsil eder. Ancak, Devleti temsil eden Cumhurbaşkanı, halk iradesine uygun hareket etmek ve Anayasada yazıldığı gibi Devletin devamlılığını sağlamak sorumluluğu ile hareket etmek zorundadır. Devletinin devamlılığını sağlayacak politikalara ters hareket etmesi, Cumhurbaşkanı’nın Anayasayı çiğnemesi (madde 102, fıkra 2) anlamına gelir. Bu nedenle, KKTC Cumhurbaşkanı, KKTC devletinin devamını, devletin ve toplumun birliğini ve bütünlüğünü temsil etmekle sorumludur.

Cumhurbaşkanı’nın bir siyasi partiye diğer siyasi partilerden daha yakın durması, Anayasada kendisine yüklenmiş önemli bir sorumluluğu olan “Devletin ve toplumun birliğini ve bütünlüğünü temsil etmek” ve tarafsız hareket etmek hükümleriyle çelişir. Bu nedenle, yeni dönemde Cumhurbaşkanı’na daha sorumlu hareket etmesi gerektiğini hatırlatmak gerekir.

Ülkemiz kritik bir dönemden geçerken, Devleti temsil eden Cumhurbaşkanı ile başka bir ülke (GKRY) Cumhurbaşkanı arasında yeni bir devlet çatısı altında birleşme görüşmeleri yürütülüyor. Bu süreçte Cumhurbaşkanı, Devletin ve toplumun birliğini sağlamak ve daha da önemlisi halk iradesine göre hareket etmek zorundadır. Bunları yaparken de partiler arasında tarafsız davranmak sorumluluğundadır.

Anayasaya göre Cumhurbaşkanı’na, “Devleti ortadan kaldırabilecek görüşmeler yapmak ve bu konuda taahhütler altına girmek” yetkisi verilmemiştir. Anayasa, ancak Meclisi 2/3 çoğunluğu ile değiştirilebilir. Bu anlamda, Anayasayı ortadan kaldırabilecek kararlar konusunda Cumhurbaşkanı’nın hiçbir yetkisi bulunmadığı söylenebilir. Çünkü, Anayasa’nın 102. maddesine göre Cumhurbaşkanı, görevleri ile ilgili işlemlerinden dolayı sorumlu değildir. Sorumlu olmadığı bir konuda yetki sahibi olmak, demokrasi ve hukuk devleti mantığı ile açıklanamaz.

Daha önce de yazdığımız gibi, Cumhurbaşkanı’nın bir siyasi parti milletvekilini (devletin geleceğiyle ilgili görüşmeler yapmak üzere) Vekil tayin etmesi Anayasaya aykırı bir harekettir. Ancak, bu konuda yanlış bir pratiğin yaşanmaya devam ettiği görülüyor. Anayasaya aykırı bu durumun bir an önce düzeltilmesi gerekir. Çünkü, Anayasanın Cumhurbaşkanlığına Vekillik Etme başlıklı 105. maddesine göre, Cumhurbaşkanının hastalık veya yurt dışına çıkma gibi nedenlerle geçici olarak görevinden ayrılması halinde, görevine dönünceye kadar, herhangi bir nedenle Cumhurbaşkanlığının boşalması halinde de yenisi seçilinceye kadar, Cumhuriyet Meclisi Başkanı, Cumhurbaşkanlığına vekillik eder. Anayasada başkaca bir hüküm bulunmadığına göre, Cumhurbaşkanı’na sadece Meclis Başkanı vekâlet edebilir. Yaşanan pratik ise bir yetki gaspı ve Anayasaya aykırılıktır. Bu konuda Meclis’in devreye girmesi gerekir.

Yeni Hükümetin bu konuları dikkate alması, Anayasaya aykırılıkların giderilmesini istemesi, halktan aldığı iradenin bir gereğidir. Bu konuda sessiz kalmak, Anayasaya aykırılığı kabullenmek anlamına gelir.

670410cookie-checkCumhurbaşkanı Anayasa’dan üstün mü?

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.