Day-Mer Yönetim Kurulu’nun yaptığı açıklama aynen şöyle:
“Fransa’da mizah dergisi “Charlie Hebdo”nun merkezine düzenlenen ve en az 12 kişinin ölümüyle sonuçlanan saldırıyı; ve din adına böylesi katliamları mazur gören yaklaşımları şiddetle kınıyoruz.
Değişik inançlardan ve değişik uluslardan halklar arasına yeni düşmanlık tohumları ekmek demek olan bu katliamı yapanlar, Avrupa’daki ırkçı-faşist örgütlerin ikiz kardeşleridir! Dinci terör ve ırkçılık bir madalyonun iki yüzüdür ve birbirinden beslenmektedir.
Katliamın arkasında, Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren IŞİD’in bulunması büyük ihtimal olarak görünmektedir ve bu katliamın yaratacağı siyasi sonuçlar halkların, emekçilerin yaşamını daha da zorlaştıracaktır.
11 Eylül 2001’de ABD’deki saldırının ardından yaşandığı üzere; Paris’te gerçekleştirilen bu katliamın ardından da, dini farklılıklar üzerinden sürdürülen kışkırtıcı ve bölücü politikalar daha da tırmandırılmaya, göçmenlere yönelik önyargı ve ayrımcı uygulamalara hız verilmek isteneceği açıktır. Emekçileri dine ve etnik kökene bağlı olarak daha da kutuplaştırma, düşmanlaştırma anlamına gelecek bu girişimler, din adına katliam yapan terör gruplarının ekmeğine yağ sürecektir. Bunun için başta siyasi sorumlular olmak üzere bütün demokratik kitle örgütlerinin sağduyu ve sorumlulukla davranması büyük önem taşımaktadır.
ABD ve Avrupalı büyük devletlerin kendi elleriyle yarattıkları El Kaide, IŞİD gibi radikal İslamcı terör gruplarının insanlık dışı eylemlerinin faturası farklı inançtan halklara çıkarılamaz. Hükümetler ırkçılığı-ayrımcılığı körükleyen, halkları dini kimlikler üzerinden bölen politikalarına derhal son vermelidir. Bu politikalar, emekçilerin birlikte yaşamını engellediği gibi bu grupların ortaya çıkmasına, gelişip güçlenmesine de hizmet etmektedir.
Emekçilerin birliğini, halkların kardeşliğini güçlendirelim!
Bu katliam, son günlerde Avrupa’nın değişik ülkelerinde ve Ingiltere’de gelişen ırkçı harekete de ivme kazandıracaktır. Bunun için, değişik uluslardan ve inançlardan emekçilerin birlikte yaşamından yana olanlara daha fazla görevler düşmektedir.
Dini farklılıkların kışkırtıcı bir biçimde kullanılmasını mahkum etmek için, farklı ulusal kökenlerden ve inançlardan bütün emekçileri, aydınları, gençleri bu hassas süreçte duyarlı davranmaya; bölünmüşlüğü ve önyargıları derinleştirmekten kaçınmaya ve ortak değerlerimizi öne çıkarmak için daha fazla çaba göstermeye davet ediyoruz.
Yerli emekçilerle birlikte, hem ırkçılığa, ayrımcılığa hem de din adına işlenen katliamlara karşı ortak tepki göstermek ve birlik mesajları vermeye çağırıyoruz.”
