Döngü

Döngü ya da kısır döngü Türk Dil Kurumu sözlüğünde ‘’Bir önermeyi ikinci bir önermeyle ikinci önermeyi de dönüp birincisiyle tanımlamaya çalışma yolu, fasit daire. Mecazi anlamı  ise aynı olumsuz sonucu veren, çözüm getirmeyen durumların tekrarlanması olarak açıklanıyor. Bilebildiğim kadarıyla kişi özelinde psikiyatrik olarak bir hastalık olarak tanımlanıyor. Yani kişinin sürekli olarak bir sorunu çözmeye çalışırken başka sorunlar üretmesi ve bu döngüden çıkamaması. Tedavisi ise bu döngünün kırılması.

Türkiye’de yaşananlara bakıldığında bu tariflere uyan bir durumun olduğu öne sürülebilir.
Ülke gündemine sürekli sorunlar getirip bu sorunları da başka sorunlar üreterek gündemden düşürme çabası. Asıl sorunları halı altına süpürme durumu.

Bir parti kapatma davası. Yürütme erkini elinde bulunduran hükümet bir yandan yargıyı etkileyecek açıklamalardan kaçınılması gerektiğini belirtirken bir yandan da süren davayla ilgili farklı açıklamalar yapıyor. Ortalık biraz gerilince de ‘’O öyle değildi böyleydi’’ açıklamasını getiriyor. Sonra ardından sözün muhatabı kurumlar bir açıklama yapıyor ve yeni bir sorun gündeme taşınıyor. Ama ne eski sorun çözülmüş oluyor ne de yeni sorun eski soruna bir çözüm getiriyor.
Son olaya bakalım. Hükümet yetkililerinin sürekli olarak mealen  partinin kapatılacağını düşünmüyoruz şeklindeki ve diğer benzer açıklamaları ki gerçekten de yargıyı etkileyebilecek sözler olarak yorumlanabilecek açıklamalarına karşı önce Yargıtay’ın bildirisi geldi. Daha sonra da Danıştay’ın Yargıtay’ın bildirisini destekleyen yorumu.
Bu duruma önce hükümet sözcüsü Çiçek’in  oldukça sert sayılabilecek açıklaması geldi. Yani ortada olan bir soruna yeni bir parantez açılarak soruna yeni bir aşama kazandırılmış oldu. Ve onun ardından da ilgili sorulara karşılık Yargıtay Başkanvekili Osman Şirin, hükümetin Başkanlar Kurulu bildirisine tepki açıklaması için “Ayaküstü verilen cevaplara, ayaküstü karşılık vermeyiz” dedi.
Acaba diyorum yürütme ve yargı bu sorunları ellerindeki iletişim mekanizmalarını kullanarak çözemezler mi?
Çözerler, çözmeleri lazım. Suni gerginlik demiyorum. Ortada gerçekten bir gerginlik var. Türkiye’nin önemli bir süreçten geçtiği yadsınamaz. Ortamı gererek sorun çözmek de bir çözüm yolu olarak görülebilir. Yani gücü olan kazansın mantığı. Doğru mu acaba.
Özellikle şu dönemde.
Tabi bir de basın var. Gerginlikten nemalanmak isteyen bir grup. Manşet sorununu ortamı daha da gererek halletmeye çalışan bir grup. Akademik derinliği olmayan, gazeteci gözü taşımayan bir grup. Buraya da dikkat etmek lazım.

650700cookie-checkDöngü

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.