Dönüşümlü başkanlık (!)

Ankara’nın kafası fena halde karışık…
Düz siyaset üretenlerin sıkıntısı yok ama derin politika senaristlerinin işi gerçekten zor.
Anayasa Mahkemesinin son kararı, yani cumhurun halk tarafından seçilmesine yapılan itirazı reddetmesi ve 367’ya atıfta buılunup bu rakamı by-pass etmesi derin politika üretenleri kara kara düşündürüyor.
Öyle ya, 23 Temmuz sabahı AKP’nin çoğunlk iktidarına gözlerimizi açarsak, kısa süre içinde TBMM cumhurbaşkanını seçmek zorunda.
Bu anayasanın emri..
İyi de, bu sefer referandum kararını alan TBMM’nin bu anayasa değişikliğine göre de iki ay içinde halkın cumhurunu seçmesi şart değil i?
Şart.
Zaten bu da anayasanın emri haline geldi.
Üstelik anayasa mahkemesinin kararı ile.
O zaman ne olacak?
İki cumhurbaşkanı…
Buyrun size şimdi de cumhurbaşkanlığı kaosu.
Aslında kendiliğinden değil, CHP’nin ve şu anki cumhurbaşkanımız Sezer’in itirazları ile ortaya çıkan yeni duruma göre, akla hemen dönüşümlü başkanlık sistemi geliyor.
Yedi yıl boyunca, altı ayda bir cumhurbaşkanlığı sırası gelen koltuğa otursun.
Avrupa Birliğindeki dönem başkanlığı gibi…
Hatta sayın Sezer Çankaya’ya alıştı, yedi yılı doldurdu, şu anda önü açık. Ne zamana kadar orada kalacağı seçimden sonra belli olacak.
Bence kaosa, ya da yeni bir rejim bunalımına yol açmadan sayın Sezer’ın ikinci yedi yıllık süresini yeni meclis uzatsın.
İki ay sonra da halk ikinci başkanı seçsin.
Hani AKP büyük çoğunlukla seçimi kazanacak ya, halkımız referandumda  bu kez aynı ampulün üstüne mührünü vurur, bu kez ikinci cumhurun başı akp eğilimli olur. Sadece eğilimli olur. Çünkü adayların cumhurbaşkanı olması için varsa partisi ile ilişkisinin kesilmesi lazım.
Belki buna b ile gerek kalmaz.
Tabii AKP’nin göstereceği aday Abdullah Gül olmamalı.
Yıprandı adamcağız.
Kolay mı günlerdir koltuk hayali kurmak.
Hayalleri bile yıpranmış olmalı.
Onun için halk tarafından seçilecek ikinci cumhurbaşkanı bence uzlaşma ile tesbit edilmeli.
Yani Tayyip  bey ile Deniz bey  müstakil- tarafsız ve bağımsız bir Köşkte bir odaya kapatılmalı.
Papa seçiminde olduğu gibi.
Türkiye’deki adayları birlikte taramalı.
Kim cumhurbaşkanı olmalı diye kafa yormalılar.
75 milyon arasından nasılsa bir tane bulunur.
Hatta bir kaç tane bulunur.
Sonra ortaya çıkarılan, yani keşfedilen vatan evlatları adaylarını aynı odada puanlamalılar.
Sonra en fazla puan alan aday belli olunca, bulundukları binadaki sobadaki odunlar yakılmalı. Soba yanınca köşkün bacasınadan dumanlar çıkacak ya, bizler yani halk dumaniıgörünce “işte uzlaşma budur” diye tezahürat yapmalıyız.
Diyelim ki böylece  çift cumhurbaşkanımız oldu.
Peki kararlar nasıl alınacak?
Birinin aldığı kararı, sırası gelen diğeri bozarsa ne olur?
Mesela Sayın Sezer, hükümetin önerdiği genel müdürü asaleten atamadı, Tayyip bey  ısrarlı olduğu için genel müdür bu kez vekaleten atadı.
Altı ay sonra dönüşümü gelen cumhurbaşkanı kendisinden önceki kararı, yani vekili asil yaparsa ne olur?
Bence hiç bir şey olmaz.
Daha sonra sırası gelen tenzili rütbe ile aynı genel müdürü vekil yapar.
Asil,vVekil.. Asil, vekil.. Asil, vekil diyerek yedi yıl doldurulur
Ülke mis gibi idare edilir.
Bakınız Avrupa Birliği örneğine.
Bugüne kadar dönüşümlü sistemden zarar geldi mi birliğe?
Kesinlikle..
Demek ki sistem (!) sağlam.
Deneyelim.


 

1623140cookie-checkDönüşümlü başkanlık (!)

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.