Doğu Asya’dan esen rüzgar…

Curzon Mayfair, Londra’nın en şık ve varsıl semtlerinden Mayfair’in ortasında küçük bir sinema. Hilton gibi görkemli oteller, özel kulüplerin arasına sıkışmış olan bu sinema, 1934’den bu yana ikinci derece tarihi eser olarak listelenmiş binasında bir aile işletmesi olarak varlığını sürdürüyor. Yarım asırdan fazla bir süredir yedinci sanat sinemanın bir çok önemli örneğinin ilk gösterimlerine evsahipliği yapan Curzon Mayfair’de 8 eylül akşamı, bu kez de Firecracker Showcase 2005 Doğu Asya Filmleri Festivali’nin açılışı vardı.

 

Türk sinemaseverlerin Çin sineması ile tanışıklıklarının boyutlarını pek bilemesem de benim bu konudaki bilgimin Woo-ping Yuen’in Iron Monkey yada John Wo’nun Hong Kong yapımı bir iki filminin ötesine pek geçmediğini çok iyi biliyordum. Bu nedenle de bu açılışa gitmek konusunda vermiş olduğum karardan, Curzon Mayfair’in 2003 yılında restore edilmiş fuayesinde şarabımı yudumlayıp, birbirinden lezzetli “dim sum” ları atıştırmakta iken bile, şüphe duymaktan geri durmuyordum.

 

Ancak Çin’in tanınmış yönetmenlerinden Huo Jianqi‘nin yine Çinli yazar Mo Yan‘ın bir kısa hikayesinden sinemaya aktardığı “Nuan” sadece Çin sineması adına önemli bir yapıt olmasının ötesinde, evrensel anlamıyla sinema sanatı adına da çok özel bir görsel şölendi.

 

Sarı Dağlara yakın iki eyaletin kesişme noktasında ki bir köyde çekilen film, insana masal diyarlarını anımsatan nefes kesici doğa manzaralarının yanı sıra sımsıcak insani bir öykü sunuyordu. Film aynı zamanda bu ülkeyi tanımak isteyenler için de, Uzakdoğunun bu en kalabalık ülkesi hakkında bilinen klişelerin ötesinde, Çin kültürünün zenginliğine ait önemli ipuçlarını da içeriyordu.

 

Pekin’e gidişinden on yıl sonra doğduğu köye dönen ve ilk aşkı Nuan ile yüzleşen Lin Jinghe’nin dün ile bugün arasındaki gitgellerle anlatılan öyküsü oyuncuların olağanüstü performansı ile bambaşka bir güzellikte bir öyküye dönüşmüştü. Özellikle filmde Nuan’ın kocası olan köyün dilsiz  kaz çobanını (Dummy) oynayan sanatçının- ki sonradan kendisinin Japon bir oyuncu olduğunu ve gerçekten Çince bilmediğini öğrendik – performansı olağandışıydı. Gösterimin ardından izleyicilerle söyleşen yönetmen Huo Jianqi alıştığımız batılı yönetmenlerin aksine çok mütevazi ve çekingen bir üslupla kendisine yöneltilen sorulan yanıtladı.

 

İngiltere Başbakanı Tony Blair’in Avrupa Birliği’nde dönem başkanı ülkenin lideri olarak, Çin-Avrupa zirvesi için gittiğiı Pekin’den yeni döndüğü bu günlerde Avrupa Birliği ve Çin arasında ‘Sütyen Savaşları’ olarak da tabir edilen tekstil krizinin çözülmüş gibi görünse de sorun bitmiş değil.

Avrupa pazarlarında estirdiği fırtınanın ötesinde, yakın geçmişe kadar Batı sermayesinin en önemli düşmanlarından sayılan Çin, bu sermayeyi kullanarak dünyanın en önemli ekonomilerinden birisi olmaya doğru ilerliyor. Üstelik sisteminin hâlâ sosyalist olduğunu iddia ederek.

 

Huo Jianqi’nin filmi de bu anlamda önemli bir gösterge. Çin salt ekonomik anlamda değil kültürel anlamda da gümbür gümbür geliyor. Hem de Avrupa’nın ekonomisinin dışında kültürel değerlerini de sarsacak bir biçimde. Hepimizin Çin hakkında ki yargılarımızı gözden geçirmemizin tam zamanı gibi. ..

1089490cookie-checkDoğu Asya’dan esen rüzgar…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.