En geç 2013 yılında Almanya’nın Başbakanı Gabriel Ankara’daydı

Almanya’da CDU ve FDP Koalisyon Hükümeti hızlı bir düşüşte. Almanya Başbakanı (şansölye) Merkel artık Almanya Seçmeni nezdinde “başarısız” olarak değerlendirilmekte. 2011 yılında Baden-Württenberg gibi CDU’nun iktidarda olduğu dev bir eyalette ve SPD’nin iktidarda olduğu Rheinland-Pfalz eyaletinde seçimler var. Baden-Württemberg’te kamuoyu yoklamalarında iktidar partisi CDU ve Yeşiller başa baş durumdalar. SPD başarılı sayılmasa bile Yeşiller ile bir koalisyon hükümeti için yeterli oranda. Rheinland-Pfalz eyaletinde ise muhalefet partisi CDU’nun oy oranı hiç umut vermezken oy kaybetse de SPD Yeşiller ile iktidar ortağı olacağa benziyor. Merkel’in iktidar ortağı FDP Baden-Württemberg’te belki parlamentoya girme şansına sahip olabilecekken, Rheinland-Pfalz eyaletinde tamamen dışarıda kalacağa benziyor.

Almanya’da seçimlere iki yıl kala CDU-FDP Federal Hükümeti tüm enerjisini ve kredisini yitirmiş bit durumda.

Elbette bu bizim açımızdan tedbirli olunması gereken yeni sorunlara da “gebe” bir durum.

Son aylarda Almanya’da “Türklerin topluma uyumu” ve “yabancılar” konulu tartışmalar çok yoğunlaştı. Özellikle Bavyera’nın partisi CSU Başkanı Seehofer’in “kimin Almanya’ya gelip, gelmemesi” üzerine önerileriyle bu tartışma farklı bir politik boyutta kazandı. SPD üyesi olduğu için hakkında ihraç girişimi bulunan Sarrazin isimli politikacının kaleme aldığı kitabın “artçı depremleri” ile daha çok işimiz olacağa benziyor.

Bu yetmiyormuş gibi her geçen gün Avrupa’da daha da güçlenen aşırı sağ geçenlerde Avusturya’da biraraya geldi ve “Türkiye’yi AB’den uzak tutma” andı içti.

Önümüzdeki yıllarda “Türkiye” konusunun seçim malzemesi yapılacağından emin olabiliriz.

Türkiye’nin AB üyeliği ile ilgili olarak Fransa ve Kıbrıs Cumhuriyeti (Rum Kesimi) tarafından “Çanakkale Geçilmez” tarzı hayata geçirilen direniş tam gücüyle sürerken ve Türkiye’de herkes “Sarkozy” adını artık ezberlemişken resmin diğer yanını da unutmamak gerekmekte.

Hollanda’nın ya da Avusturya’nın önümüzdeki yıllarda “Türkiye’nin AB Üyeliği” ile ilgili bir referandumda onay vermesini beklemek çok “saf bir beklenti” olur. Avrupa Birliği ülkelerinde güçlenen aşırı sağ için en verimli oy toplanan “topraklar” “Türkiye’nin AB Üyeliği” konusu olacak.

İşte bu koşullarda Almanya’da 2013 yılında ya da Merkel’in daha fazla devam edemeyeceği ve erken seçimin gündeme geleceği bir ortamda oy oranını arttırmakta zorlansa da Yeşiller’in arttırması sayesinde iktidar ortağı olması çok yüksek SPD’nin Başkanı Sigmar Gabriel’in Avrupa Parlamentosu Sosyaldemokrat Grup Başkanı Martin Schulz ile Türkiye Ziyareti oldukça önemliydi.

Ankara Hükümeti gelen konuğun 2013 yılında Almanya’nın Başbakanı olma ihtimalini göz önünde tutarcasına ona çok ihtimam gösterdi.

SPD Başkanı Sigmar Gabriel ve AP Sosyaldemokrat Grup Başkanı Martin Schulz ve beraberlerindeki 12 kişilik heyet hem hükümet hem de muhalefet ve de özellikel Sosyalist Enternasyonal’de kardeş parti olan CHP ile oldukça detaylı görüşmeler gerçekleştirdi.

Tüm bu görüşmelerin yanı sıra sivil toplum kuruluşu temsilcilerinden, Türkiye’deki Alman gazetecilerden, Türk-Alman İş Dünyası’ndan ve Almanya Büyükelçiliği’nden Türkiye’de hakkında detaylı bilgiler alan SPD Başkanı Sigmar Gabriel ve heyeti iki gün içinde hem Ankara hem de İstanbul’da “Türkiye-AB”,”Türkiye Dış Politikası”, “Kürt Sorunu”, “Aleviler”, “Türkiye’de Hristiyanlar”, “Vize Sorunu”, “Aile Birleşimi”, “Almanya’daki Türkler ile ilgili sorunlar”, “İnsanHakları”, “Anayasa” ve “Basın Alanında Sorunlar” gibi konular konusunda tartışma ve dinleme olanağı buldu.

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ve ABGS Sorumluları ile bir kahvaltı atmosferinde “Türkiye’nin AB Üyeliği” konusunu görüşen SPD Başkanı Gabriel TBMM’de de BDP Başkanı Selehattin Demirtaş’ın bakış açısını dinleme olanağı buldu.

Ankara’daki iki çok önemli görüşmeden ilki CHP Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yapıldı. Biliyorsunuz dünya artık çok küçük. Almanya’dan gelen heyet Türkiye’de yaşamasa da CHP’deki tüzük tartışmaları, kaldıkları otellerin televizyonlarında konuştuğunu gördükleri Deniz Baykal’ın görüşleri ve benzeri konulardan haberdar olduğundan bu görüşmeye ilgi oldukça yüksekti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik olarak SPD ve CHP arasında sıkı bir işbirliğinin gerçekleşmesinde “başaktör” olduğu umudu çok yüksek Almanya’da da. CHP ve SPD arasında bundan sonra verimli bir diyaloğun gerçekleşmesinin temelleri de atılmıs oldu başkanlar arası görüşmede.

Ankara’daki en “ağır görüşme” Salı Akşamı CHP Merkezi sonrası gidilen AK Parti Merkezi’ndeki görüşme oldu. Bir saatliğine planlanan görüşmede Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Devlet Bakanı Egemen Bağış’ın da katıldığı görüşmede SPD Başkanı Sigmar Gabriel ve Martin Schulz ile biraraya geldi. Bu görüşme bence geleceğe yönelik çok önemli ve tarihi bir görüşme oldu. “Bugünün ve yarının” konuşulduğundan emin olabiliriz.

2013 çok uzak değil ve hatta Merkel’in partisi CDU’nun eyaletlerde tarihi hezimetler yaşadığı iki eyalet yenilgisi sonrası gündeme gelebilecek bir erken seçim Almanya’da da düşünülmez bir olay değil artık.

Hem Türkiye (buna KKTC’de dahil) açısından hem de Almanya’da yaşamakta olan Türkiye kökenli Almanlar açısından gelişmeleri izlemekte yarar var!

1617650cookie-checkEn geç 2013 yılında Almanya’nın Başbakanı Gabriel Ankara’daydı

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.