Ey Nuh, geldinse subaylara bir dokundur

Bugün kendisi TAŞ DEVRİNDEN herhangi bir gün olan gazetenin yazarı Nuh Gönültaş subaylarımız nerede diye bir yazı döktürmüş…Adeta acı içinde hönkürmüş:

“Ölenler hep er, subaylar niye ölmüyor “merak çığlıklarıyla yücelen bu yazı, Nuh denen ulu kişinin aslında gazeteci değil de  peygamberler kavminden geldiği konusunda kuşkuya yer bırakmıyor…

Her halde kendisi bu soruyu gemisini park ettiği Ağrı dağı tepesinden bakıp, hain tuzakları görerek sordu…Bir türkü tutturdu belki de yanık sesiyle:

-“Ağrı dağın tepesinde uçan bir baykuş olsam”
“Sorsam neden gidenler hep Memetler cano cano;” “subaylara da sıra gelsin diye yalvarsam…”
“Dilimdeki baklayı artık gezeteye mi yazsam”
“Bu bendeki laf değil cano cano, kinimi nereye kussam””

Sonra dürbününü yurt sathına çevirerek şehit cenazelerimizi gördü ve içini oyan meseleyi artık gazeteye yazma kararı aldı…

Elbette gemisine her canlıdan bir kaç örnek aldığı için bu soruyu sorması için ona kendi düşünme tarzlarından teşvik primi  veren danışmanlarını da burada yazmak gerekir…

Kayıplarımıza gözyaşı döken Timsahlar ve de kendine en yakın bulduğu tek hücreli amip ya da bakteri türü canlılar…

Timsah gözyaşları içinde şu sözleri söylemiş olabilir:

-Ey peygamber Nuh…Adım timsah, gözlerim en uzağı görür fersah fersah…Askerler ölürken subaylar tavla attırıyordu, bazısı da pişpirik…El bombası patlayınca kağıtları burunlarına tuttular, çünkü onlar subay ya, olup olacakları sadece hapşırık…

Tek hücreli arkadaş ta şunu söylemiştir:
-Adım Amip…Her sorunun yanıtı bende…ister maksatlı olsun ister garip…Subayların yıldızları olduğu için karanlıkta o yıldızları gökteki yıldızlar sanan PKK bombayı aşağılara attı.Mayını da yerin dibine yaydı…

Nuh Gönültaş kardeşimizin dilinin altındaki bakla ise tam bir baklava tadında…Küçükken rahle i tedrisinde hocasından  falaka sonra da zevcisinden oklava yediği belli olan
Nuh un dilinin altındaki bakla/va yı açıklamak farzdır artık…

-Aslında yalnız erler ölmesin…subaylar da ölsün…Hatta rütbe sırasına göre ölsünler…Yaşar Büyükanıt’tan itibaren rütbe, sicil no sırasına ve yıldız sayısına göre teker teker…önce topçular, arkadan piyadeler…

Erleri zaten PKK hallediyor, TESKERE göremeden gidiyorlar, subaylar ise TESTERE görerek    gitsinler…

Menemende Kubilay gibi…O bu dizinin ilk bölümüydü…Sarı paşa Menemen’i topa tutunca dizinin reytingi düştü…Şimdi yeniden yayına konsun; her Kubilayda 40 pare top atışı ve bütün dini bütünler namaza dursun…Minareler de süngü olsun…

EMİN ÇÖLAŞAN’IN BU TEK HÜCRELİYE YANIT VERME ÇABASI mutlaka boşa  gidecektir.

Ordunun bilinç altı idam fermanını dile getiren Nuh bu yanıta da verecek bir fitne-i kelam bulacaktır:

-Subay dediğin orduyu yönetecekse geçsin en başa, atı kalksın şaha, hatta mümkünse göğsünde de bir hedef tahtası bulunaa…

Subay göçünce ordu dağılaaa…Ordu dağılınca bu millet dini bütün ulemalar tarafından yine sağılaa…

Ama sonumuz Irak olurmuş, ne gam…Yeter ki Laiklik olmasın şeriat olsun diye ötecektir benim kargam…

Bu gidişin sonu daha da enteresan…Ya Ahmedi Necat, ders kitabı sadece Kuran; ya da yeni bir Hitler, ders kitabı KAVGAM…

Ah Nuh Gönültaş ah…Freud bilinç altını ortaya koymadan çok önce atalarımız  “dervişin fikri neyse zikri odur” demişler ya, senin zikrin baldıran zehiri gibi…Yoktur panzehiri…
Türk milletini en hassas olduğu bir noktadan yakalamaya çalışıyorsun…Subaylar ölmedikleri için başları önlerinde gezsinler istiyorsun…

Savaşlarda subay kaybının yenilgi olduğunu bilmiyormuş gibi de danışmanın timsah la birlikte gözyaşı döker pozlarda, tek hücreli amiplerle birlikte beyinsel narkozlardasın…

Yarın senin için 3-5 subay ölse, yukarıdaki tanımlamaya göre generallar niye ölmüyor diye avazlanacaksın…

Son kalan generali ahhh bir fırsat geçse eline mozolesinden çıkarıp yok  etme yolları arayacaksın…

Bu kin, bu nefret, bu zavallı dehşet ne kadar gizlersen gizle, senin gibilerin alameti farikasıdır… Senin gibilere hala direnen, hala adam yerine koyan insanların nereden güç aldığını sorarsan, o güç, yok etmek istediğin son subayın bize bıraktığı eşsiz bir toplum varoluşu biçimi olan Cumhuriyet harikasıdır…

Dua et te ne subaylar ne de Memetçikler ölmesin; onların kaybı senin hayallerini kurduğun şeriat ikliminden çok daha yakıcı, yok edici felaketleri getirir koyar kaderimizin başlangıç noktasına…

Senin ütopik garabetin olan Bedevistanlarda artık BUGÜN de yazsan bile, taş devrinde yaşarsın…

Gönültaş olan soy adın tam yerini bulur; Nuh olan adın ise bu çağ yangınlarında, tufanlarında kendini kurtaracak bir gemiyi zor bulur…

1091280cookie-checkEy Nuh, geldinse subaylara bir dokundur

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.