Fransa’dan… Politik kırılma noktası

Mart 2009 yılında yapılacak olan ‘yerele Belediye Seçimleri’ yaklaştıkça Türkiye’nin iç politikasının değişmeyen tek maddesi haline gelen Kürt gerçeği yeniden gündemleştirilmeye başlandı. Sadece Türkiye’nin iç politikasında değil aynı zamanda uluslar arası ilişkilerde de sorun tartışılmaya ve bir kısım öneriler sunulmaya başlandı.
2009 yılı içinde, Ortadoğu coğrafyasında politik dengeleri yeniden belirleyecek ciddi gelişmeler yaşanacak. Özellikle ABD ve AB eksenli yapılan açıklamalar, Ortadoğu’nun küresel sisteme dahil edilmesi için bir kısım kararların uygulanmaya konulacağının işaretlerini veriyor.  Bir çok kez vurgulandığı gibi bu bölge küresel sisteme dahil edilmeden, uluslar arası ilişkilerden politik dengelerin yerli yerine oturmasında ciddi sıkıntılar çıkacağı biliniyor.  Bölge ilişkilerinde İsrail, Suudi Arabistan, İran ve Türkiye önemli birer politik güç olarak ön plana çıkmaya başladı. Türkiye ve S. Arabistan G-20’lere dahil edildi. İran’ın bölgesel sorunları ortada kalktığından bu sürece dahil olacağı kesin. İsrail’in uluslar arası etki gücü zaten biliniyor. Bu bakımdan Ortadoğu’nun küresel sisteme dahil edilmesinin  koşulu bölgedeki politik istikrara bağlı bulunuyor. Bu bakımdan öncelikli olarak iki temel nokta ön plana çıkmaktadır. Birincisi İsrail-Arap ilişkisi bağlamından Filistin sorununu çözümlenmesi için bilinen ‘yol haritası’ üzerinde bir yönelim içine girilecek. İkincisi, Ortadoğu’da bütün stratejik dengeleri etkileyen Kürt gerçeği.  Küresel sistem güçlerinin Kürtlere dair henüz somut belirlenmiş somut bir çözüm planları söz konusu değil. Bunun temel nedeni, Kürt sorunu bölgeseldir ve çözümü bütün bölgeyi etkileyecek yeni bir sürecin başlanması demektir. Böylesi bir çözüme ne küresel sistem güçleri ne de bölgesel statükocu sömürge güçleri hazırdırlar. Ancak, bu meselenin çözümsüzlüğü de bütün ilişkileri de ciddi oranda etkilediğinden, daha çok, bölgesel güçlerin ihtiyaçlarına yanıt veren bir yönelim içerisine girecekleri anlaşılıyor. Örneğin eski CIA ajanlarından ve Ortadoğu uzmanı Graham Fuller, BBC’nin “Kürt sorununu çözmeden Türkiye bir bölgesel güç olabilir mi?” sorusunun karşısında “Hayır. Türkiye Kürt sorunu tarafından rehin alınmış durumda. Mutsuz bir Diyarbakır, Türkiye’yi bölgede güçsüz bir hale getirir ve Kürt sorununu manipüle etmek isteyen düşmanlarının yönelimlerine karşı savunmasız kılar. Bu Türkiye’nin Irak, İran ve Suriye ile ilişkilerinde elini bağlayan bir unsur olur. Ancak, mutlu bir Diyarbakır, Türkiye’nin dış siyasetinde kullanabileceği çok önemli bir araç olacaktır” değerlendirmesi, aynı zamanda ABD’nin bölgesel yönelimlerini yansıtmaktadır. Aynı şekilde AB’nin Kürt soruna ilişkin hazırlatmış olduğu raporda da ‘Kürt Sorunun Çözümü’   başlığıyla bir kısım öneriler sunulmaktadır. Hem ABD’nin hem de AB’nin ortak paydası ise PKK’nin bu sürecin dışında tutulmasıdır. DTP’ye yönelik somut bir değerlendirme olmamakla birlikte, DTP’nin rolü daha çok yerel seçimlere göre şekillendirilecektir.

Türk devleti, Kürt gerçeğini gözlerini kapayamayacağının farkındadır. Adalet Kalkınma Partisi(AKP) ile Türk Silahlı Kuvvetler Partisi(TSKP) arasında, Kürtlere yönelik imha konseptinin politik ve askeri boyutları eş zamanlı olarak uygulanmaya konuldu. Hedef 29 Mart’ta yapılacak olan belediye seçimlerinde devlet partisi AKP’nin kazanmasını sağlamak. Bütün hazırlıklar buna göre yapılıyor. Psikolojik savaşın bütün yöntemleri bire bir uygulanacak. Bunun en önemli yanı da Kürtlerin yeniden bir beklenti içine sokulmasıdır. AKP’nin Kürt ve Alevi sorununu çözecekmiş gibi bir politik havanın yaratılması için yoğunluklu bir çaba içerisindeler.

Kamuoyuna yapılan açıklamalar, Sistemin basın sözcüleri gibi hareket eden bazı gazeteci ve yazarların kamuoyuna yapmaya başladıkları açıklamalar, Kürt kitlesini etkilemek ve AKP’ye doğru yönlendirmek için yapılan faaliyetlerin bir parçasıdır. Örneğin, YÖK’e bağlı Mardin Üniversitesinde ‘Kürt Dili ve Edebiyatı’ bölümünün açılması iddiası, TRT’nin bir kanalında Kürtçe yayın yapılmasına ilişkin uygulamanın seçimler öncesi devreye konulması gibi iddiaları içeren sıradan bir kısım taleplerin karşılanmasına yönelik adımlar, yürütülen psikolojik savaşın bir parçasıdır. Özellikle seçim sürecine girildikçe bu tür açıklamalar çok daha yoğun olarak artacak ve yazılı/görsel medya çok daha yoğunluklu olarak kullanılacaktır. Hatta Erdoğan ve Baykal’ın  Diyarbakır’ı birlikte ziyaret etmeleri ve Newroz kutlamalarına katılmaları gibi bir kısım yöntemlerin denenmesi de önerilmektedir. Öyle ki, bu psikolojik havadan bir çok Kürt veya Türk ilerici ve demokrat aydını da etkileniyor. ‘AKP’nin çözüm istediği ama askerlerin engellediği’ gibi söylemler yeniden gündemleştirildi. Böylece AKP yeniden mağdur gösterilmeye başlandı.

Böylece küresel kapitalist güçlerinde ihtiyacına yanıt verecek bir şekilde, Kürt özgürlük hareketinin veya onu temsil edecek bir politik gücün muhatap alınmadan,  kısmi bazı adımlar atarak, Kürt sorunu çözdükleri havası vermeye çalışacaklardır. Benimsenin politika, birincisi PKK’siz bir çözümü uygulamak, ikincisi PKK’nin toplumsal desteğini kırmak ve izole etmek.  

Bu nedenle, Mart 2009 yerel seçimleri, diğerlerinden çok daha farklı bir öneme sahiptir. Bir bakıma önemli bir kırılma noktasını oluşturacaktır. Devleti temsilen seçimlere giren Türk-İslam sentezci AKP, Kürt bölgesindeki etki gücünü arttırmak için sistemin bütün gücünü kullanacaktır. En azında mevcut gücünü korumaya çalışarak ‘meşruluğunu’ tescil etmiş olacak. Böylesi bir durum, Erdoğan-Başbuğ ittifakına dayanan konseptin çok daha sert bir şekilde uygulanmaya konulacaktır.

Bütün anti-demokratik uygulamalara ve OHAL yasalarına rağmen, DTP’nin mevcut durumundan daha güçlü çıkması ve AKP’ye kaptırdığı bazı belediyeleri geri alması, bölgedeki etkinliğini arttırması, DTP’nin Kürtlerin tek resmi temsilcisi olduğunu, DTP ve onu destekleyen politik güç hesaba katılmadan ve Kürtlerin gerçek meşru demokratik talepleri kabul edilmeden bir çözümün olmayacağını bir kez daha resmileşecek.

Bu seçimler bir bakıma sorunun çözümü veya şiddetin daha üst boyuta çıkması bakımından önemli bir denge noktasını oluşturacaktır.

1606290cookie-checkFransa’dan… Politik kırılma noktası

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.