Fırtına ve esinti

Yorum, kişi ile özdeşleşince, adeta onun üzerine yapışıyor. Klasik müzikde bazı eserleri, Vanessa Mae’den dinleyince, onu görmeseniz de hemen tanımlamayı yapıyorsunuz, bu Vanessa Mae diye. Önce onu televizyon da izleyerek tanımıştım. Tam bir fırtına estiriyordu. Kemanı ile bütünleşen, fırtınaya tutulan mı ya da fırtınayı oluşturan mı, karıştırıyordunuz. Vivaldi yorumu ile izlemiş ve dinlemiştim. Sonra bir CD’sini aldığımda, aynı çizginin devam ettiğini gördüm. Gerçekten bir fırtınaydı.

Bu yıl 10 yaşına giren D-Marin Turgutreis Uluslararası Klasik Müzik Festivali’nin yıldızlarından biriydi Vanessa Mae. Programı “Sıra Dışı Bir Kemancı” olarak sunuluyordu. Gerçekten de sıra dışı bir kemancıydı.

Güney Asya’dan geliyordu. Taylandlı bir baba, Singapur’lu bir annenin kızı, Pekin’de başlayan müzik yolculuğu, İngiltere’ye sıçrıyor ve dünyayı geziyor. Eserleri, kendi yorumuna sergileyebileceği, hızlı ve dinamik parçalardan seçiyor. Elektronik müzik ya da klasik müzik tanımlamalarının kalıpları içinde algılamak olası değil.

Bir orkestra ile sahnede, ancak 5 kişilik kendi bir orkestrası da var. İki ayrı orkestra bütünlüğü diyelim. Kendi küçük orkestrası önde ve elektronik müziğe daha yatkın. Arkada klasik müzik orkestrası ile de denge kurulmağa çalışılıyor. Böylece sahnede bir fırtına esiyor. Vaness Mae bu fırtınaya seyirciyi de katıyor.

Turgutreis Marina da gerçekleşen konserde, kendi orkestrası önde yer almıştı. Grubu, Vanessa Mae’nin fırtınasına eşlik ediyordu. Sesin yüksekliği, klasik müzik dinleyicisi için biraz alışılagelmişin ötesindeydi. Özellikle mi yapıldı bilemiyorum. Ama yüksek ses birçok kulağı rahatsız da etti, bunu da belirtmeden geçmiyelim.

Vanessa Mae, sahnede fırtına gibi, bir uçtan bir uca, kemanı ile adeta koşarken, grubu da onun peşinden yetişemiyor gibi bir görünüm de aksettiriyordu.

Ve arkada klasik müzik orkestrası. Sanırım, bu festival de ilk kez yer alıyorlar. Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası. Yılar önce bir kez Bursa da izlemişim. Geçtiğimiz yıllarda da şefleri İnci Özdil döneminde ki bir konserlerine de yetişememiştim. Şimdi Bursa dışında ve değişik bir soliste ve gruba eşlik ederken izliyorum. Şefleri Oğuzhan Balcı. Onu da ilk kez izliyorum.

Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası ve şef hakkında bu konser sonrası bir değerlendirme yapmak yanlış olur. Orkestra bu konserde kanımca adeta ikinci plana bırakılmıştı. Vanessa Mae ve 5 kişili grubu ön plana çıkmıştı.

Bu sahnede yer alış, konseri bir klasik müzik konseri sınırları içinde değerlendirmemizi de engelliyor.

Festival’in değişik ve renkli akşamında ki bu konseri tanımlamak için en iyi söz, bence Vanessa Mae Fırtınası. Turgutreis’den Ege’ye doğru yolculuğa çıktı demek daha doğru bir tanımlama olacaktır.

Bu yazıyı hazırlarken CD’den yine Vanessa Mae’yi dinliyorum. Konser’i anımsadığımda ise yine sesin çok fazla oluşunu, kulaklarım hemen anımsatıyor. Sahnede fırtına gibi esiyordu tamam, ama şimdi CD’sini dinlerken de o fırtınayı hissediyorsunuz. Özetle, Vanessa Mae ve sahnede kemanın fırtınası, sizi neredeyse uçuracak.

Yazının başlığında “fırtına” dan sonra “esinti” ne, diye soracaksınız. Şimdi de esintiye gelelim. Yaz akşamları, günün sıcaklığı, akşam üzeri hafif bir serinliğe bırakırken, o esintiyi duyarsınız. Akşamın gelişini haber verir adeta. Festiaval’in dördüncü günü, son akşam üzeri konseri içinde bu ‘esinti’ tanımlamasını yapabiliriz.

Festival’in Gün Batımı konserlerinin sonuncusun da, piyanonun eşliğinde Ege’ye karşı aryalar söylenirken, güneşin batışı, hafif bir kızıllık ve müziğin hafif bir esintisi, bu manzara eşlik ediyordu.

Festival bir geleneği de daha yerleştirmeğe başladı. Gün Batımı konserlerinin biri, Leyla Gencer anısına düzenleniyor. Bu yıl sahnede bu anma programında, soprano Eylem Demirhan Duru’yu izledik ve dinledik, Cukurova’da başlayan müzik yaşamı, Ankara’da Hacettepe Üniversitesi’n de devam ettikten sonra, şimdi İzmir Devlet Opera ve Bale solist sanatçısı olarak sürüyor. Kendisine piyano da, İzmir Devlet Konservatuarı öğretim üyesi Demet Eytemiz eşlik ediyordu.

Puccini, Bach, Straus ve Lehar’ın operalarından aryalar seslendiren, Eylem Demirhan Duru, bizden de Selman Ada’nın Aşk-ı Memnu Operası’n dan, Firdevs Hanım Kantosu’nu programına almıştı.

Bu yıl Festival’in 10.Yılı’nda Gün Batımı konserlerinin sonuncusunda, Demet Eytemiz’in piyanosu eşliğinde, soprano Eylem Demirhan Duru’un seslendirdiği aryalarla, Ege Denizi’ne açıldık ve güneşi uğurladık. Şimdi bile o akşamın hafif esintisini duyumsayarak, yazıya noktayı koyacağım. Bakalım seneye, Gün Batımı yolculuklarını hangi sanatçılarla sürdüreceğiz.

Gelecek hafta, Festival’in final konseri’nin izlenimlerini de aktararak, Turgutreis akşamları yazılarımızı tamamlayacağız.

Bu yazımızla, pazartesi buluşmalarımız da ikinci yılını doldururken, 100. yazıya da ulaşmış olup “dalya” diyoruz. Ve devam ediyoruz. Teşekkürler.

______________________

İstanbul. 1 Eylül 2014. Pazartesi. [email protected]

1565340cookie-checkFırtına ve esinti

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.