Hürriyet Gazetesi karar veriyor.
Seks kasetine ayağı takılan Deniz Baykal’a iki köşe yazarı “ Baykal istifa etmelidir” diye çağrıda bulunuyor.
Baykal ertesi gün TV ekranlarına yazılı bir metinle arz-ı endam ediyor ve Türk halkından helallik isteyerek diyor ki :
“Ben CHP Genel başkanlığından istifa ettim”
Bir hafta boyuncu bulutlu günler yaşanıyor.
Baykal’ın oyunu olup olmadığı tartışılıyor.
Gidip gelmeler.
Derken…
Deniz Baykal’ın geleceğini “karanlık” gören, bu nedenle CHP’nin iktidara gelme şansının azaldığını farkeden aynı gazete, bu kez Gandi adı yakıştırılan Kemal Kılıçdaroğlu üzerinden hamle yapmaya karar veriyor.
Hürriyet’teki bir köşe yazarı tarafından bu kez “Ne duruyorsun Gandi Kemal, eğer aday olacaksan tam zamanı” diye çağrı yapılıyor.
Kemal bey hemen zıplıyor:
“Ben CHP Genel Başkanlığı ve geleceğin başbakanlığına adayım” diyor.
Ve bu saatten sonra Cumhuriyetimizi kuran parti karpuz gibi ikiye bölünüyor.
Tam da orta yerinden.
CHP Polit Bürosunda görevli Baykal’ın adamları ikiye bölününce göz gözü görmüyor.
Sapla saman karışıyor.
Bu tablo karşısında fazla söylenecek bir şey yok gibime geliyor.
Ben soldaki bölünmeleri 1960’lardan sonra hep gördüm.
1965’lerdeden başlayan Kemal Satırlar, Turhan Feyzioğulları, Bülent Ecevit’ler, Murat Karayalçınlar, Cem İpekciler ve niceleri.
İthal edilen Kemal Dervişler ve diğerleri
Şu anda sosyal demokrat kesimde en az dört parti var.
Hepsi güdük vaziyette.
Kürtlerin partisini de sola koyarsanız beş parti iktidara aday.
Hepsinin oylarını yan yana koyun yüzde 30’u geçmez.
Ama Gandi Kemal verdiği ilk demeçte ne diyor?
“Ben ilk seçimde yüzde 40 oy alırım”
Alırsın, alırsın Gandi Kemal.
Eğer AKP kapatılırsa alırsın.
Yok AKP seçimlere eğer sağ salim girmeyi başarırsa- ki temennim budur- sen zor alırsın o oylarl.
Hatta oyların yüzde 21 oy alırsan üst protezimi kırarım.
Söz.
