Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Yönetim Kurulu, “Gazeteci Kıyımına Son Verin” başlıklı yazısında basında son günlerde yaşanan kıyıma son verilmesini istedi… Bu tür iyi dilek açıklamalarının etkili olabilmesi için açıklamayı yapan kurum ya da kişinin makamının güçlü olması gerekir… Gazeteciler kendi aralarında güçlü bir birliği sağlayamadıkları süreçte gelecekleri iki dudak arasında olacaktır…
Bu açıklamayı köşemde paylaşmak istedim… Sesim sese ulanıp daha gür çıksın diye… İşte o açıklama:
TGS olarak, yeni yılın ilk ayından itibaren Demirören Holding bünyesinde bulunan Milliyet, Vatan gazetelerinde; Doğan Grubu bünyesindeki Radikal’de, Doğuş Holding bünyesindeki NTV ve Cnbc-e’de, Çalık Holding bünyesindeki Sabah Gazetesi’nde onlarca basın emekçisinin işine son verilmesini kınıyoruz. Her haberinde ve yayın politikasında emekçilerin yanında olduğunu göstermelik de olsa açıklayan Cumhuriyet gazetesi bir gün içerisinde 25 çalışanının işine son vermiştir. Cumhuriyet yönetimini yayın politikasına uygun hareket etmeye davet ediyor ve tüm basın işverenlerini, her yeni yılda neredeyse alışkanlık haline getirdikleri işçi kıyımına son vermeye davet ediyoruz.
Her geçen yıl kazanılmış hakları ellerinden alınan ve sendikal örgütlenmeleri önüne büyük engeller çıkarılan, bu nedenle yoğun baskı ve tehdit gören basın emekçilerinin yaşam ve çalışma koşulları gün geçtikçe daha da kötüye gidiyor. Mesleki deformasyonun had safhaya ulaştığı, gazetecilerin gözaltına alındığı, tutuklandığı ülkemizde basın emekçileri şimdi de işsiz kalma korkusuyla karşı karşıya.
Açlık sınırının 1002 TL, yoksulluk sınırının 3266 TL olduğu gününüzde kriz bahanesiyle çoğu bu ücretleri bile alamayan işten çıkarılan yüzlerce basın emekçisi evine ekmek götüremezken, yüzlercesi de daha düşük ücretlerde çalışmaya zorlanıyor ve maaşlarını zamanında alamamaları nedeniyle mağdur oluyor.
Türkiye’nin içinde bulunduğu olumsuz siyasi ve ekonomik koşullar, uluslararası arenada yaşanan belirsizlikler halkın her zamankinden daha çok doğru bilgilenme gerekliliğini öne çıkarıyor.
Tam da böyle bir dönemde basın emekçilerinin işsiz kalması ya da işten atılma kaygısıyla gerektiği gibi habercilik yapamaması, halkın bilgilenme ve haber alma hakkının engellenmesi gibi tehlikeli bir sonuç doğuruyor.
TGS yönetimi olarak, bu dönemde basın çalışanlarının uydurma bahanelerle işten çıkarılmasının önüne geçilmesi için medya patronlarını daha duyarlı ve sağduyulu davranmaya çağırıyoruz.
Tüm gazeteci arkadaşlarımızı bu zor koşullarda, birlikten kuvvet doğar düşüncesiyle TGS’ye üye olmaya ve emekçinin örgütlü gücüyle mücadele etmeye çağırıyoruz.
