Güle Güle BM

Birleşmiş Milletler Özel Temsilcisi Aleksander Downer, adada Rumların ikiyüzlü ve şımarık tavırlarından bıkmış olmalı ki, bir yolunu bulup da bu işten sıyrılmak için bahane aramaya şimdiden başladı. Ancak, Sayın Downer’ın bir anlık duygusal tepkisi ne olursa olsun, BM, adada kalmaya devam edecektir. Niçin?

BM Kıbrıs Özel Temsilcisi Aleksander Downer; BM Genel Sekreteri’ne Kasım ayında müzakerelerdeki gidişata ilişkin raporunu sunacağını ve çözüme ulaşılamaması durumunda BM Genel Sekreteri’nin 1974’ten bu yana yürüttüğü Kıbrıs sorununa çözüm çabalarına BM’nin destek vermesini bırakması kararının verilmesini önereceğini iki tarafa da iletmiş. Bu uzun cümleden anlaşılan, BM Temsilcisi de artık pes etmek üzere. Kıbrıs adasında Rumlar ile Türkler, adil ve kalıcı bir anlaşma ile federal bir devlet çatısı altında birleşemezler demek istiyor. Çözümcüler bu sözleri duyunca paniğe kapılacaklardır.

BM Temsilcisi, Rum oyunlarından bıkmış olmalı ki, Kıbrıs sorununda BM’nin etkin taraf olmasının bir işe yaramadığını nihayet anladı. Ancak, BM’nin Kasım sonrasında Downer’ın yerine bir başkasını atayarak bu oyunu sürdürmesi olasıdır. Nedenlerini anlatayım,

BM, niçin Kıbrıs sorunuyla bu kadar ilgileniyor? Ulaşılması ve yaşatılması imkânsız olan bir federal devlet yaratma çabası niye? Dünyada ulusal kimlikleri ayrışması ve ayrı devlet çatısı altında bağımsızlaşması süreci varken, Kosova’nın bağımsızlığı tanınma aşamasına gelmişken, Kıbrıs adasında doğal gelişmenin tersine olan bu tavrın kaynağı nedir?

BM isimli örgüt, birkaç ülkenin denetimine girmiş olan küresel bir kandırmacanın parçası haline gelmiştir. Peki nasıl ? Dünyada yaşanan onca olay karşısında başını kuma gömen BM, bazı işleri yapıyor görünmelidir ki, bu organizasyon yaşatılabilsin.

Gelin, BM’nin yakın tarihimizde nerelerde ne yaptığını gözden geçirelim.

Afganistan, önce Ruslar tarafından işgal edildi, BM olayı seyretmek dışında bir şey yapamadı. Aynı Afganistan, daha sonra Batı destekli Taliban tarafından insanlık dışı yöntemlerle yönetilmeye başladı, BM yine sahnede yoktu. Aynı Afganistan, ABD ve müttefikleri tarafından işgal edildi, BM yine ortalarda görülmedi. BM, Afganistan coğrafyasına birkaç parça yiyecek ve su şişeleri dışında giremedi.

Irak, topyekun işgal edildi. Hem de BM kararlarına rağmen ve BM’nin temsilcilikleri bombalanarak. Irak’taki işgali BM görmezden gelmeye devam ediyor. Irak işgali konusunda BM’den bir çözüm planı çıktığını bilen var mı?

Yugoslavya parçalanırken özelikle Bosna’da yaşanan katliamları BM askerleri önlemeye bile çalışmadı, Sırp kasaplarını Boşnak köylerine girerken seyrettiler ve katliamlara ortak oldular. BM, Yugoslavya’da da sınıfta kaldı.

Lübnan fosfor bombalarıyla yıkılırken, BM yine ortalarda yoktu. Afrika’da insanlar açlıktan, susuzluktan, yetersiz sağlık koşullarından hayatını kaybetmeye devam ederken, BM sembolik önlemler dışında ne yapabiliyor?

Dünyadaki bütün bu olayları seyreden, beş büyük ülkenin çıkarları aleyhine karar alamayacağı “veto” hakkıyla tescil edilmiş bir uluslararası örgüt, dünya barışına nasıl katkı sağlayabilir?

İşte bütün bu nedenlerle, BM’nin sembolik işlerle uğraşması gerekiyor. Çözülemeyecek sorunların çözümüne katkı sağlıyor gözükmesi gerekiyor. Şimdi anladınız mı, BM’nin Kıbrıs sorunuyla bu kadar yakından ilgilenmesinin nedenini!

BM Kıbrıs Özel Temsilcisi Aleksander Downer, müzakerelerden umudunu kesmiş görünüyor. Umut var mıydı ki, bunca yıl oyun oynanmaya devam etti. Rumların ikiyüzlülüklerini bilmeyen, duymayan, görmeyen kaldı mı?

Sayın Downer ve BM’ye bir çift sözüm var : Güle Güle Downer, Güle Güle BM.

672030cookie-checkGüle Güle BM

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.