Hanımlara Tavsiyeler: Dişi Kuş adlı bir nasihat kitabı

Kemalettin Tuğcu’yu belki yeni kuşaklar tam olarak bilmiyordur, telaşındayım…
Oysa, bugün ellilerine yaklaşmış olan hemen her Türk çocuğunun ruhunda derin izler bırakan, Türkiye’nin yegâne Charles Dickens’ıdır…
Ne zamandan beri, tıpkı eskiden ama çok eskiden, çocukluk yıllarımda okurken, ağlamaklı kaldığım, göz yaşı dökerek heder olduğum Tuğcu romanlarını elden geçirmek istiyordum.
İstemekle olmaz, fiiliyata-uygulamaya başlamalıdır: Tuğcu’nun yeğeni olan değerli Türk yazarı, hikâyeci Nemika Hanım’dan, Kemalettin Bey’in bir kitabını bulamayınca, belki onda vardır diye hatta, istetmiştim.
Üstatın o kadar çok basılı eseri var ki!
Bunca kitabını alaşağı edip baştan sona okumaya ne zaman yeter, ne de okur sabrı!
Zira, Kemalettin Bey’in yazdığı kitapların sayısı üç yüzü geçmiştir; birçoğu Yeşilçam sinemasında Türk filmi olarak beyazperdeye aktarılmıştır.
Kemalettin Bey, Cumhuriyet döneminin en verimli ve kendi adına bir kült yaratmış değerli yazarlarından biridir.
Hem akıcı bir İstanbul Türkçesi kullanıyor olması, hem hikâyelerinde yaratıcı motifleri ardı ardına sıralamasıyla, onu Türk Charles Dickens’ i diye tanımlayanlar da çıkmıştır.
Kemalettin Tuğcu üzerine, onun yeğeni olan değerli yazarlarımızdan Nemika Tuğcu hanımefendinin bir biyografik çalışması olduğunu da hatırlatıp söze devam etmeliyiz.
[Sırça Köşkün Masalcısı, Nemika Tuğcu, Can Yayınları, 2004]
Kemalettin Tuğcu’nun özellikle çocuk edebiyatına yönelik olarak yazdıkları bir yana dursun, onun dergilere, gazetelere gönderdiği yazıların yanı sıra toplumsal hayatın her alanında kalem oynattığı biliniyor.
Çocuk felci yüzünden tekerlekli sandalye mahkûmu kalmış olan Kemalettin Bey’in bir İstanbul efendisi olarak yaşadığı mütevazi Boğaziçi evinde, ¨Annesini tren ezdi, babası veremden öldü, ablası hizmetçi oldu, küçük kız kardeşi kötü yola düştü, çocuk köprü altında dilenciliğe başladı, ama Tanrı bu olanlara izin vermeyip sonunda, Galata’da ayakkabı boyacısı olan ufaklığa bir talih kuşu gönderdi, kısmeti açıldı, tam kısmeti açılmışken trafik kazası geçirip kör oldu, fakat keman çalmaya başlayıp bu körlüğünün acısını unuturken birden bire başına saksı düştü, gözleri açıldı, fakat ne çare ki bu sefer dili tutuldu, derken tutulan dilini eşek arısı soktu ve iyileşti, işte böylece her şey layığını buldu!¨ biçiminde bir tür zavallılık edebiyat yapması, 1950’lerden 1970 sonlarına kadar Türk yayıncılığında geniş kabul görmüştür.
Bu yüzden Kemalettin Bey’in yazdıklarını sarakaya alan, inceden dalga geçen bir entelektüel kesimin olduğunu da biliyoruz; ama Kemalettin Tuğcu, bize kalırsa, Türk sosyal yaşamında bir fenomendir.
Ona benzemek üzere, taklidi çıkanların, yazı yazanların birçoğu, Tatar Ağası gibi ardından nal toplamıştır. Buna karşılık, ne olurrsa olsun, Kemalettin Bey’in eserleri elden ele geçmiştir.
İtiraf ediyorum ki, bugün elime onun herhangi bir eseri geçse, sırada bekleyen kitaplarımın önüne koyarım; ne yapar eder, bir kez daha okurum.
Kemalettin Tuğcu, çocukları ve ebeveyenlerini topyekûn ağlatıp inletirken, sosyal mevzulara da el atmayı hiç ihmal etmez.
1996’da, doksan dört yaşındayken hayata veda eden Tuğcu’nun bir zamanlar Türk kadınlarına tavsiye edilen kitabı, Dişi Kuş-Kadın Neşriyatı serisinden yayımlanmıştı; bundan iyi sosyal mevzu olamazdı.
Tuğcu’nun kitabı bugün ancak Sahaflarda bulunabilir, yeni baskısı yoktur.
Fakat, bildiğimiz kadarıyla, Dişi Kuş kitabı o vakitler, 1940-50 arasında yedi yahut sekiz baskı yapmıştır; her bir baskının 5 bin adet civarında olduğu zamanlardır…
Kemalettin Bey, kitabına bir mesel-örnek verircesine, kurgusal bir hikâyeyle başlayacaktır. Rezan adlı bir genç kızın, kadın açlığında kalmış delikanlılar tarafından nasıl aldatıldığı-iğfal edildiğini anlatarak öğütlerine hazırlık yapar. Bir erkek tarafından sevilip okşanmak ihtiyacında bulunan Rezan, Cevdet adlı delikanlıya hayran olup, bununla yetinip idare etmeyerek, bir de ¨utanmadan¨ üstüne üstlük hamile kalıyor. Ardından dram başlıyor ve Kemalettin Bey, okurları olan genç kızlara nasihati yapıştırıyor:
¨Sizin yolunuzu kesen, size âşık olduğunu söyleyen her gence, eğer kendisiyle yaşıyabileceğinizi kestiriyorsanız, yapacağınız ilk hareket, söyliyeceğiniz ilk söz ‘Babama müracaat ediniz!’ demek ve yolunuza devam etmek olmalıdır.¨ [K.Tuğcu: s.26]
Bu cümleyle genç kızlar ilk dersi almış olmalılar diye düşünen Kemalettin Bey, bu kez iffet düşmanlarını, yani baştan çıkarıcıları ele alacak, bir sonraki bölümde onlara yer verecektir.
Aile namusu millî namustur, diye vurgulayıp okurun dikkatini namus meselesine çeken Kemalettin Bey, ¨Kadınları afif [namuslu] olmayan milletler yurtlarını müdafaa edemezler. Çünkü en büyük şeref ve namus addedilen kadın onlarda erkek kadar serbesttir. O koca neyi müdafaa edecektir? Kuru bir toprağı mı?¨ diye kadınların cinsel yaşamıyla milletlerin kaderini birleştirir. [K.Tuğcu: s.29]
Millî bütünlüğü korumak için ahlaklı kalan kadının kocası, olur a, birgün ayağı sürçüp bir başka kötü kadının çukuruna düşerse, işte o zaman evli kadın namusunu terk etmemelidir. Zira aldatılan kadının hemen çevresinde akbaba cinsinden erkekler görülecektir; Kemalettin Bey öyle yazar…
Onlar gelip, yuvaya konar ve bu aldatılmış kadına, ¨Elmas gibi kadınsınız. Sizin attığınız tırnağa bile benzemeyen o pis mahlûklardan aldığı kirleri, hastalıkları sizin vücudunuza da bulaştıracağını düşündüm de size bu elîm haberi vermek mecburiyetinide kaldım¨ diyen erkekler hemen ortaya çıkar.¨ [K.Tuğcu: s.31]
İşte aldatılmış kadın bu laflara kanmamalıdır, zira bunları söyleyen öteki erkek bu kadını tuzağına düşürmeye gelmiştir; kümese dadanmış tilki olsa bu kadarı olur…
Kemalettin Bey, kocası aldatmasa dahi güzel bir kadını kandırmaya hazır arsız ve yüzsüz çapkınların her zaman kapı arkasında süpürge gibi beklediğini hatırlatır. Onlar, tıpkı Fransız Lafontain yahut Bandırmalı Ezop masallarında olduğu gibi kargayı ağzındaki peyniri almak için kandıran erkek tilkileye benzer; Kemalettin Bey kadınları peşlerindeki tilkilere karşı peşin peşin uyarır.
O çapkın erkekler var ya, işte onlar, ¨ Bu herifin kahrını niye çekiyorsun?¨ der, ¨ Sana günâh değil mi? Senin gibi genç ve güzel bir kadın ömrünü böyle eski eşyalar içinde, kümes gibi bir evde mi geçirir? Bak filancaya… Vurdu herife tekmeyi, bir tüccarla evlendi, şimdi otomobilden inmiyor…¨ [K.Tuğcu: s.48]
İşte bu laflara kanan kadın zokayı yutacak, alabalık gibi zıpzıp zıplayıp oltaya gelecektir .
Bir namuslu kadın asla bu sözlere inanmamalıdır.
Zira evliliği korumanın, aile saadetini devam ettirmenin yolu öncelikle bu tür sözlere kulak asmamaktan geçer…
Pekâla, eğer kadın mutsuzsa ne olacaktır?
Bunun yanıtını Kemalettin Bey çoktan sandukasında saklamakta, arz etmeye hazır durmaktadır: ¨Kendinizi mesut hissetmiyor musunuz?¨ diye sorar, olur a, kadındır ve o da bir insandır, mutsuz olabilir…
¨Bunun sebebini kocanızda aramaya hakkınız yok!¨ diye daha önceden hazırladığı cevabını yapıştırır, ¨Evvela kendi kusurlarınızı bilmelisiniz…¨
Demek ki evini korumak, kocasını elinde tutmak isteyen her kadın önce kendi kusurunu bilmelidir. Kemalettin Bey bunu önemle vurgular… Ardından da kocasını çakırpençe biçimde korumak isteyen bütün kadınlara şu nasihatleri eder:

1. Kocanızın huylarını bilerek, ona göre bir hattı hareket tayin etmelisiniz…
2. Kocanıza karşı büsbütün açılıp saçılmayınız… Anadolu’da bir söz vardır, kocanıza mahrem yerlerinizi veya bir tarafınızı gösterecekseniz yarısını gösterin, öteki yarısını saklayın… İşte bu söze uygun konuşur üstadımız…
3. Geceliklerinizi başka renk ve biçimlerde yapınız! Kemalettin Bey’e bakılırsa, bu erkekte değişiklik hissi yaratır, pijama değiştiren karısını gördükçe, sokaktaki ¨kötü kadınlara¨ gitmez!
4. Temiz olunuz! Hah, işte bu uyarı hepsinden önemlidir… ¨Tek kokan, çamaşırları kirli bir kadın ne kadar güzel olsa, ne kadar çekici olsa, kocası için cazip değildir!¨ diye açık seçik uyarısını gönderir ki haklı mı, haklıdır…
5. Kocanızın karşısında kılıksız bulunarak, sokağa çıkarken süslenmeyin. Bu nasihate göre kocasını kapıda karşılarken düttürü vaziyette olup, ama kendisi sokağa çıkarken süslenip püslenen kadın hata etmektedir. Bu durumda, koca başka kadınlara bakar.¨Halbuki bir erkeğin yakasını bırakmaya hiç gelmez!¨ [K.Tuğcu : s.72]
6. Temaruz Etmeyiniz! [Temaruz, yalandan hasta gibi görünmek] Kemalettin Bey burada bütün evli kadınlara önemli bir mesaj vermektedir. Yalancıktan hasta gibi görünüp kocasının neş’esini ve mutluluğunu kaçırtan kadın, sonunda kocasını elinde tutamaz. ¨Başım ağrıyor, sinirlerim bozuk, uykum var, migrenin tuttu, rakı içmişsin ağzın çiriş çanağı gibi kokuyor, canım istemiyor, oramı elleme, burama dokunma, çocuk duyacak, sabahın olmasına 2 saat kaldı, şimdi sırası mı?¨ diye vara yoğa itiraz eden kadınlar, sonunda kocalarını başka kadınların eline teslim eder. Kemalettin Bey, 1940’lı yılların aile hayatında buna dikkat edilmesini önemle hatırlatır.
7. Kocanızın ıstırabıyla alakadar olunuz. İşte bu nasihat kadınların kulağına küpe olmalıdır. Zira kocaya şefkat göstermek onu elde tutmanın tek yoludur.
8. Kocanıza iltifat ediniz. Bu nasihat her şeyden önemli görünmektedir. Kemalettin Bey, ¨Seni bir kadınla görsem asarım keserim, şöyle yapar böyle yaparım¨ diye babalanan kadınlara karşıdır, aksine kocasına iltifat ederek onu başka kadınlardan koruması gerektiğini söyleyecektir.
9. Kocanıza itimat ediniz! İşte şimdi geliyoruz, kocalar için en önemli noktaya… Kemalettin Bey, karılardan kocalarına güvenmelerini ister. Böylesi bir güvene layık olduğunu gören koca evine bağlanacak, sokaktaki aşifte kadınlara yüz vermeyecektir.
10. Önemli açıklamalar bitmiyor: Göz yaşları bir kadının en büyük silahıdır! Kemalettin Bey, kadınların bu silahı fazla kullanmamasını önerir. Zira silah fazla kullanırsa yalama olur, paslanır, çalışmaz, tetiği tık etmez, horozu düşmez, mermi patlamaz, hasılı bir işe yaramaz. O hâlde, Kemalettin Bey’in nasihatlerine bakılırsa, bir evli kadın öyle zırta pırta ağlamamalı, göz yaşı dökmemelidir.
11. Ona kendisini daima beklediğinizi ihsas ediniz-hissettiriniz! Kemalettin Bey, karısı tarafından beklendiğini bilen kocanın ne yapıp edip evine erken erken geleceğini söyler ki bu nasihat pek yabana atılmamalıdır.
12. Kocanızın yemeklerine dikkat ediniz! Sağlık ve sıhhat açısından kocasını iyi besleyen evli bir kadının aynı zamanda bunun karşılığını yatakta alacağını da vurgulayan Kemalettin Bey sofra tanzimine dair bir iki nasihat vermeden geçmeyecektir. Üstat’a’ bakılırsa, bir erkek için, ¨Temiz, mevsimine göre bir çiçekle süslü, bardakları gayet itina ile yıkanmış bir masa çok caziptir¨ [K.Tuğcu: s 81] Demek ki iyi bir sofra düzeni kocayı sadık yapar, evine bağlar, dişi kuş becerikli bir garson gibi onu yuvasında-lokantasında her daim hazır tutar…
13. İstekleriniz için münasip-uygun zamanlar seçin! Kemalettin Bey, çok ama çok önemli bir konuya değinmektedir. ¨Yorgun argın evine gelmiş bir erkekten hemen bir şey istemek doğru değildir¨ diye nasihatine başlayacaktır. Kadınlara, ¨Hakkınızdır, isteyiniz fakat yerinde ve münasip bir zamanda, onun yapabileceği şeyleri isteyiniz¨ diye akıl verir. Karar kadınlara bırakılmıştır.
14. Kocanızı sayınız ve tebrik ediniz! Kemalettin Bey, bir evli kadının sık sık kocasını kutlaması, onu yere göğe koymadan elini tıpkı Bayram sabahları olduğu gibi her fırsatta öpmesi gerektiğine işaret eder, bu nasihatinde… Hımmm!
15. Kocanıza mahrem işlerinizden bahsetmeyiniz! Bakın, işte bu, nasihatler içinde en önemlilerinden biridir ve Kemalettin Bey, adet kanaması denilen aybaşı hâlinden yahut vajinal rahatsızlıklarından sık sık bahseden kadınların kocalarını soğukluğa ittiğini gözlemlemiş olmalıdır ki buna dikkat çeker. ¨Koca doktor değildir ki bunlara çare bulsun, ayrıca -oranızda buranızda- sevimsiz şeyleri görmekle tiksinme hisseder¨ diye kadınların kulağına küpe takar. Akıllı bir kadın muayyen zamanlarını saklamalıdır.
16. Herkesin yanında, onun lehinde sözler söyleyiniz! Bu madde ötekiler kadar önemlidir. Kadınlara kocalarını pohpohlaması ve yere göğe koymaması öğütlenir ki bu durumda kalan erkek karısını aldatmaz, dişi kuş yuvayı korumaya devam eder.
17. Kocanızın fikirlerini benimseyin! Kemalettin Bey, evli hanımlara ¨İçyüzünüz farklı olsa dahi siz kocanızın fikirlerine sahip çıkın!¨ diye akıl verir. Böylece erkek, ¨Karım benim her lafımı beğeniyor, vay be, ben ne biçim bir erkek mişim ki baş tacı ediliyorum¨ der, karısına bağlanır.
18. Kocanızla aranızda geçen her şeyi arkadaşlarınıza söylemeyin! Kemalettin Bey, kadınlar için en zor olan şeyi onlara öğretmeye çalışmaktadır. Kocalarını çekiştirmek, kocasının ailesi hakkında ona buna laf yetiştirmek, hem ahlaksızlık olduğu gibi aynı zamanda evliliği bozan şeylerin başında gelir. İyi bir kadın, asla kocasını önüne gelene dedikodu etmez. Bu nasihati dinleyen dişi kuşlar, yuvayı koruyacaktır.
19. Kocanızın anasının hatırını sayınız! Bu nasihat, bütün nasihatlerin önüne geçer. Zira kaynana ve gelin çekişmesine ait ezelî ve ebedî bir meseleye Kemalettin Bey parmak basmaktadır. Lakin deniz derya, okyanus gibi bir konuya adım attığının farkında olan üstat, bu nasihati kısa tutacak ve mevzuyu birkaç satırda geçiştirip, ¨Ana kız gibi geçinseniz fena mı olur!¨ diye bahsi kapatacaktır.
20. Kocanızın yanında başka erkeklerden bahsetmeyiniz! Erkeği en çok kıran şey, başka bir erkeğin bahsidir, o hâlde dişi kuş kesilen kadınlar asla başka bir adamı ¨Aman şöyle iyi, böyle yakışıklı, şu biçimde zengin, fazlasıyla akıllı!¨ gibisinden övmemelidir. Kocanın kalbi kırılabilirve dişi kuşun yuvası yıkılabilir…
21. İhanetini kocasının yüzüne vurmayın! Kemalettin Bey’in bu tavsiyesini ve nasihatini bugünün feminist, kadın hakları savunucuları okuyunca küplere binecektir, ama olsun, biz yazmaktan geri durmayız. Kemalettin Bey’e bakılırsa, bir erkek bir iki defa başka bir kadınla bulunmuşsa bulunmuştur, hani olmasa iyiydi ama bir kere olmuştur. Bu durumda evli kadın bunu asla dile almamalı, tekrar edip temcit pilavına çevirmemeli, unutmalıdır. İhanetini kocasının yüzüne vurmak yerine, bunu onun vicdanına bırakmak en iyisidir, zira böyle bir kadere razı olmak ve teslimiyet davranışı aynı zamanda kocaların memnun olacağı bir yoldur. Deneyip denememesi size kalmaktadır!
22. GELİYORUZ EN ÖNEMLİ NASİHATE: Kocanızı kadın ihtiyacı içinde bırakmayınız! Kemalettin Bey, çok sârih, açık seçik söylemektedir, anlayan anlar: ¨Siz onun karnını doyurmalısınız ki kocanız başka yerde yemek aramaya kalkışmasın!¨ [K.Tuğcu: s.90]
Kemalettin Tuğcu nasihatleri burada sonlanmıyor, sabırlı olması gereken evli kadınlar için birkaç madde daha sıralanıyor.
23. Çocuğunuzu kocanıza tercih etmeyiniz! Kemalettin Bey, bu kez ev hanımlarını, çocukları arkasına sığınıp kocalarını ihmal etmemeye davet ediyor. Bu nasihat öylesine berraktır ki anlatmaya gerek kalmayacaktır.
24. Çocuğunuzu terbiye etmesine itiraz etmeyiniz. Şimdi geldik, dişi kuşun yuvasında yaşanan ve sıklıkla görünen soruna… Kadınlar kocalarının çocuk eğitimine karşı gelmemelidir. Kemalettin Bey, ¨Halbuki erkek daha ağır ve daha ciddidir. Çocuğuna bir büyük adam gibi muhakeme ettiği olur, sırası gelir paylar, hatta döver!¨ diye kadınlara ikazda bulunur. [K.Tuğcu:s.91] Bu gibi durumlarda, ¨Aman bey, niye böyle yapıyorsun, benim çocuğuma böyle davranma¨ dememelidir… Bu, evliliği koruyan bir yöntemdir.
Lakırdı buraya kadar gelince, nasihatlerini uzattığının farkına varan Kemalettin Bey, amacının çocuk terbiyesi olmadığını, kitabını bu amaçla yazmadığını hatırlayıp cümlelerine aceleyle son noktayı koyar. Biz de bu nasihatlere uyacak kadın bugün var mıdır diye sağımıza solumuza bakınır, dururuz…
Ancak, hem eski kitap meraklısı olanların saklayacağı, hem de Cumhuriyet’in ulusallaşma çabalarına denk düşen aile, toplum ve birey ilişkisini kurmak yönündeki siyasetlerinin bir parçası sayılacak ahlakçı yaklaşımlara örnek olması bakımından, okurun elinde bulunması gereken Dişi Kuş kitabı sahaflarda sizin takibinizi beklemektedir; bunu da söylemeden geçemeyiz.

________________

* [email protected]

Dişi Kuş : Kocanızı Nasıl Muhafaza Edebilirsiniz?
Sosyal Mevzûlar üzerine bir kitap…
Kemalettin Tuğcu
Dişi Kuş Kadın Neşriyatı – Arif Bolat Kitabevi
3.Baskı, İstanbul, 1943, 95 Sayfa

Sahaf Önerisi: [Kitabı temin edebileceğiniz adreslerden birisi olarak…]
Pami Sahaf, Tolga Gürocak
Bahariye Cad. Kafkas Pasajı, 37/19
Kadıköyü, İstanbul

718710cookie-checkHanımlara Tavsiyeler: Dişi Kuş adlı bir nasihat kitabı

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.