HİKAYESİYLE MANDOLİN…

Vivaldi’nin Re major Keman Konçertosu’nun Allegro bölümüyle açılan konser, Teodoro Cottrau Naples’in (1827-1879) Santa Lucia adlı tanınmış melodisiyle devam etti.

Mandolinin ilk varoluşundan günümüze uzanan evrimini sahne arkasında yer alan perdeye görsel örneklerle yansıtan İlkin Deniz, çalgının ülkemizdeki konumuna da değindi.

“En kolay öğrenilebilen ve öğretilebilen” bir enstrüman olarak tanımlanan mandolinin, 1940’lı yıllarda dönemin cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün himayesinde Mill Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in çabalarıyla bütün yurtta yaygın bir şekilde eğitimi verilmekteydi. Köy Enstitüleri döneminde herhangi bir kasabamızdaki mandolin çalanların sayısının bugünlerde bütün yurtta mandolin çalanların saysından daha fazla olduğu vurgulanan konserde Ahmet Samim Bilgen (1910-2005) bestesi  “Ilgaz Anadolu’nun Sen Yüce Bir Dağısın” da repertuarda yer aldı.

Bugünlerde Amerika’da gitardan fazla mandolinin satıldığını hatırlatan İlkin Deniz, mandolinin kemanla aynı akort sistemine bağlı olduğu gibi küçük (mandolin), orta (mandola), büyük (mandocello) ve bas (mandobass) ailesiyle bir orkestra oluşturabildiğinin de altını çizdi.

Mandolinin, bağlama, ud ve komşu sazı buzuki gibi birçok enstrümanla akrabalığının fotoğraflarla sergilendiği konser, üç yıl önce yitirdiğimiz çağımızın en büyük bestecilerinden şef, trompetçi Ennio Morricone’in (1928-2020) “For a Few Dollars More” adlı ölümsüz eseriyle devam etti.

Erkan Oğur, okulunda enstrümanlarını Ezo Sarıcı’ya tanıtırken

Sinema tarihinin klasikleşen eseri Godfather filminin Nino Rota bestesi ana temasının ardından rock efsanelerinden Led Zeppelin’den Going to California mandolinin ne kadar geniş bir alanda kullanılabildiğinin kanıtları gibiydi.

Paco De Lucia (1947-2014),  Astor Piazzolla (1921-1992) ve Chick Corea (1941-2021) gibi caz ustalarının seçkin parçalarıyla tamamlanan konser, bir çalgının çepeçevre tanıtımı ve icrasıyla ülkemizde nadir gerçekleşen sunumlardan biri olarak hatırlarda kalacak.

Erkan Oğur ile yapmış olduğumuz geniş söyleşi ve haberle Ekol Okul Oluyor başlığıyla Gümüşlük’teki Erkan Oğur Müzik Okulu’nun açılışını üç yıl önce Açık Gazete’de müjdelemiştik. Şimdi okul kopuz, tambur, ud, klasik gitar, perdesiz gitar, elektrik gitar, ney, piyano, Oğur sazı, resim ve doğaçlama atölyeleri düzenliyor. Ülkemizin en yetkin vurmalı çalgılar ustaları Yarkın Kardeşler’den bağlama sanatçısı Okan Murat Öztürk’e, Hint çalgısı sarod üstadı Pt. Shankar Bhattacharya’dan şarkısözü yazarı, solist Jehan Barbur’a kendine has çalışmalarıyla tanınan müzisyenlerin dinleti, konser, söyleşi ve seminerlerine ev sahipliği yapıyor.

Erkan Oğur, okulunda enstrümanlarını Ezo Sarıcı’ya tanıtırken

Alçak gönüllü ve dostane İlkin Deniz’in, izlemiş olduğumuz bu anlatımlı konseri Erkan Oğur Müzik Okulu’nun dinleti sınıfında gerçekleşti. Amerika’dan Avustralya’ya dünyanın farklı yerlerinden gelen müzikseverlerin buluştuğu, görsel belge ve derin bilgi yüklü bu konser, gönül ister ki ilgili bakanlık veya vakıfların teşvik ve organizasyonlarıyla yurdun dört bir tarafında da müzikseverlere, ilgili üniversitelerin müzik fakülte ve bölümlerinde de sunulabilsin.

İLKİN DENİZ HAKKINDA

İlkin Deniz, Erkan Oğur’un davulcu Turgut Alp Bekoğlu ile oluşturduğu Telvin adlı üçlüde albüm kayıtları, yurtiçi ve yurtdışında verdikleri konserlerde kontrbas ve bas gitar çalarken hatırlanabileceği gibi Erol Pekcan, Emin Fındıkoğlu, Akın Eldes, Önder Focan, Neşet Ruacan, gibi ülkemizin önde giden müzisyenleriyle çalışmalarıyla müzikseverlerin takip ettiği öncü cazcılarımızdandır.

İlkin Deniz
İlkin Deniz

1961’de Trabzon Sürmene’de doğan Deniz, ilkokulda mandolin çalmaya başlamış.1993 yılındaki ilk albümü “Jazz Bank” dönemin yurdumuzda kaydedilen ilk pop jazz albümü olarak hatırlanır.

1995’den bu yana Florida’da albüm kayıtlarının yanı sıra grafik ve özellikle deniz temalı resim çalışmaları da yapmaktadır.

YURDUMUZ DORUKLARINDAN İKİ MANDOLİN EMSALİ

Konu mandolinden açılmışken yurdumuzda kaydedilen eserlerde yer alan mandolin kayıtlarında akılda kalan iki örneği hatırlatmak isterim.

İlkin Deniz’in bu özel mandolin konserini Bodrum-Gümüşlük’te izleme şansına sahip olduğumuzdan mıdır, yoksa tesadüf müdür, Mahzar, Fuat, Özkan’ın bütün yurtta tanınır olamalarını sağlayan Ele Güne Karşı Yapayalnız (1984) albümlerindeki baş yapıtlarından Bodrum adlı şarkıdaki mandolin kaydı hakikaten çalgının çift telli karakterini çok iyi temsil ettiği gibi “şarkı mandolinsiz çok bir şey hissettirmez” dedirtecek düzeyde hakimiyet kurmuş durumdadır. Kayıtta mandolini, daha önceki yazılarımda bir şekilde referans verdiğim Dervişan ve Moğollar topluluğundan da hatırlayacağımız Taner Öngür çalmıştır. Taner Öngür bir söyleşisinde bu kaydı yaptığını unuttuğunu, albümde yer almasını çok sonradan duyduğunu belirtmişti.

Asıl değinmek istediğim eser ise Cem Karaca-Mutlaka Yavrum’dur. Serin ve isabetli dokunuşlarıyla kutsi parmakların sahibi yine Taner Öngür’dür. Mutlaka Yavrum, ana temaya alternatif bir mandolin melodiyle açılır. Olağanüstü sözleri, Cem Karaca’nın kudretli eşsiz ses rengi ve yüksek şan tekniği, eserin oldukça güçlü bağlama girişgahına karşın hep mandolin açılışı tekrar gelsin diye duacı oluruz.

SON TESADÜF!

Son bir tesadüfü daha ekleyeyim. Bu yazıyı yazan, ana sazı bas gitar olan biri olarak benim de ilkokul döneminde evde bulunan mandolini kurcalamışlığım vardır. Yazımıza konu olan konser repertuarında yer alan Going To California’da mandolini çalan John Paul Jones da aslen bas gitaristtir. Mutlaka Yavrum ve Bodrum parçalarındaki mandoliniyle andığımız Taner Öngür’ün de asıl enstrümanı bas gitardır.

Ve elbette Gümüşlük’teki bu özel konseri bizlere sunan İlkin Deniz’in de ana çalgısı bas gitar. Deniz konserde dedi ki, “bas çalarken, ana temaları diğer enstrümanlar üslendiğinden hep arka planda kalırdık. Mandolini biraz da bu konumdan intikam almak için çalıyorum.” 

Özetle bas da, basçı da bir yapının temeli gibi görünür olsa da, olmasa da olmazsa olmazıdır.

Madem hemi konserde hemi de yazıda Köy Enstitüleri bir şekilde anıldı, gayrısını eklememek olmaz.

“biz görmedik sen görürsün yavrum & didişmeden geçen bir gün mutlaka / yalansız dolansız bir dünyayı yavrum / kuramadık kurarsınız mutlaka.

biz göremedik sen görürsün yavrum / daha mutlu Türkiye mi mutlaka / kulun kula kul olmadığı bir yarın / kuramadık kurarsınız mutlaka”

________________

İLGİLİ YAZI: Bu vesile ile Sedat Sarıcı ve Suzan Beyazıt’ın Erkan Oğur’la gazetemiz için yapmış oldukları söyleşinin linkini okurlarımıza yeniden sunuyoruz.
Ekol okul oluyor: Erkan Oğur Müzik Okulu
https://acikgazete.com/ekol-okul-oluyor-erkan-ogur-muzik-okulu/

AÇIK GAZETE: Bugün Can Yücel’in ölüm yıldönümü. Yazıda Köy Enstitüleri’nin ve babası Hasan Ali Yücel’in adı anıldığından; Hasan Ali Yücel’in oğlu büyük şair Can Yücel’i ölüm yıldönümünde saygıyla anıyoruz.

* Müzisyen de olan yazarımızın diğer çalışmalarına https://sedatsarici.com/ adresinden ulaşabilirsiniz.

2709670cookie-checkHİKAYESİYLE MANDOLİN…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.