Hükümet olmak kolay değildir. Hükümet sorumluluğu, ülke kaynaklarını adaletli yönetmek ve dağıtmak için çaba göstermeyi gerektirir. Ülkede her kesimden alınan vergilerle oluşturulmuş kurumların harcamalarını ülkenin geneline hizmet edecek biçimde dağıtmak, Hükümet sorumluluğun en başta gelen unsurlarından birisidir.
Yeni Hükümet, öncelikle medya sektörüne yönelik olarak yerle bir edilmiş olan adaletli yönetim ilkesini bir an önce yaşama geçirmek zorunda. Geçmiş dönemde başta medya kuruluşları olmak üzere ayrımcı tavırlar nedeniyle ciddi bir adaletsizlik ortamı oluşturuldu. Devlet kaynakları bazı televizyon ve gazetelere sınırsızca aktarılırken, muhalif basının susturulması ve muhalif seslerin kısılması için ciddi çabalar harcandı. Devlet televizyonu ekranları, muhalif seslere kapatıldı. Türk ordusuna işgalci diyen Rumlara açılan devlet medya organları, KKTC’yi savunan kalemlere ve beyinlere kapatıldı. Bu nedenle, yeni hükümet, acil olarak medyadaki adaletsizliklere el atmalıdır.
Adaletli yönetim, öncelikle devlet kurumlarından başlatılmadı. BRT, Kıbrıs Türklerinin egemen ve bağımsız devleti olan KKTC’yi savunanlara acilen açılmalıdır. Deyim yerindeyse, BRT’de yeniden KKTC bayrağı dalgalanmaya başlamalıdır. Ülkenin sesi olması beklenen BRT, son dönemde renk değiştirdi. Bu tek sesliliğe son vermek, Hükümetin acil görevlerinden birisi olmalıdır.
Muhalif basın üzerindeki engellemeler ve adaletsiz kaynak dağılımından doğan eşitsizlikler zaman geçirilmeksizin önlenmelidir. CTP hükümetleri döneminde palazlanan “CTP yandaşı” medya kuruluşları, bugün kendisini uzun yıllar mali sorunlar yaşamadan ayakta kalabilecek düzeye getirildi. Kamu binaları ucuz fiyatlara bu medya organlarına tahsis edildi, devlet reklâm gelirleri yandaş medya kuruluşlarına akıtıldı. Seçimlerde bunun hakkını vermek için var gücüyle çalışan CTP medyası, yeni dönemde eşit ve adil koşullara ayak uydurmak durumundadır ve bu konuda en ufak bir eleştiri hakkı bulunmamaktadır.
Geçmiş Hükümet dönemindeki muhalif basın kimliğinde direnç gösteren birkaç medya organı, her türlü engellemelere ve eşitsiz davranışlara karşı ayakta kalmayı başarmıştır. Bunlardan birisi de Yeni Volkan gazetesidir. Hükümet, bu zor koşullarda ayakta kalmaya başaran medya organlarına karşı adalet ve eşitlik ortamını bir an önce yaşama geçirmelidir. Geçmiş dönemde devlet olanaklarından yararlanan “yandaş medya”, bugün yeni ayak oyunları ile devlet olanaklarından eşitsiz biçimde yararlanma konusunda bin bir çeşit oyun oynamayı planlamaktadır. Daha şimdiden bunun ipuçları ortaya çıkmaya başladı. Yeni Hükümetin bu oyunlara gelmemesi, adalet ve eşitlik ortamını ülkenin bütün alanlara ve özellikle de medya sektörüne egemen kılması, gelecek dönemdeki başarısının da güvencesi olacaktır.
Tarafsız ve bağımsız medyanın korunması, ülkemizde demokrasinin kökleşmesi ve korunması açısından da bir gerekliliktir. AB fonlarından beslenmeye devam edecek olan eski yandaş medya karşısında bağımsız ve tarafsız medya organlarını yalnız bırakmak, Hükümetin yapacağı en ciddi hatalardan birisi olur. Bu nedenle, Hükümeti bu konuda işin başında uyarmak, bağımsız medyada ülkeye karşı sorumluluklarını yerine getirmeye çalışan bütün medya mensuplarının görevi olmalıdır.
