İngiltere’nin İsrail desteği işe yarar mı?

İngiltere, ABD’nin stratejik ortağı. İki ülkenin dışişleri politikası sanki aynı bilgisayardan çıkmış gibi. İngiltere de ABD gibi İsrail’i haklı haksız demeden koşulsuz destekleyen ülkeler arasında. Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı İsrail’e “Aksa Tufanı” adıyla kapsamlı saldırı başlatmıştı. İsrail’in missilleme olarak yaklaşık bir hafta içinde Gazze’ye attığı bombanın, ABD’nin Afganistan’a bir yılda attığına eşdeğer olduğu belirtildi. Ne yazık ki sivil hedef, hastane ve okul demeden Gazze’de taş taş üstünde bırakmayan İsrail’e eleştiriden daha çok destek sesleri yükseliyor.

İngiltere’de Başbakanlık, “İsrail’i desteklemek” amacıyla Doğu Akdeniz’e gözetleme uçağı ve iki Kraliyet Donanma gemisi gönderileceğini açıkladı. Gözetleme uçağının “silahların terörist gruplara aktarılması gibi bölgesel istikrara yönelik tehditleri takip etmek” amacıyla devriye görevine başlayacağı aktarıldı. Başbakan Rishi Sunak da askeri desteğin tansiyonun “daha fazla tırmanmasını önleyeceğini” söyledi. Özetle İsrail için elinden geleni ardına bırakmayacağı sözünü veren Sunak, İsrail’i ziyaret ederek İngiltere’nin tam destek mesajını da iletmiş oldu.

İngiltere’de hükümet İsrail’i desteklese de karşı çıkan ciddi bir kamuoyundan söz etmek mümkün. Geçen cumartesi Londra’da BBC önündeki İsrail protestosunda 75 bin katılımcı olduğu sanılıyor. Bu arada BBC de İsrail’i tutmakla eleştiriliyor. Filistin Dayanışma Kampanyası, El-Aksa’nın Dostları Platformu, Britanya Filistin Forumu, Britanya Müslümanlar Birliği, Nükleer Silahsızlanma Kampanyası ve Savaşı Durdur Koalisyonu’nun çağrısıyla bir araya gelenler, Başbakanlık Ofisi 10 Numara’nın bulunduğu Downing Sokağı’na doğru yürüdü. Regent Caddesi, Piccadilly Meydanı ve Trafalgar Meydanı güzergahındaki protestoda her kültürden katılım göze çarpıyordu.

Bu kalabalık eylemin Sunak kabinesinde etkisi mutlaka olmuştur fakat İsrail’in Gazze’ye orantısız güç kullanan saldırılarını durdurmaktan uzaktır. Protesto eylemi düzenleyenlerin İsrail’den ihraç ürünlerini boykottan parlamenterlere kulise uzanan eylemi çeşitlendirerek sürdürmeleri gerekiyor.

Bir başka nokta da İsrail, Hamas saldırısı sonrasında sosyal medyayı çok iyi kullandı kullanmasına ama Filistinlilerin yaptığını iddia ettiği pek çok vahşet görüntüsünün kurmaca ve sahte olduğu da ortaya çıktı. Dünyaya “Bu bizim 11 Eylül’ümüz. Teröre karşı yanımızda olun!” çağrısında bulunan İsrail’deki gerici koalisyonun lideri Netanyahu, şimdilik fanatik dinci Hamas’a karşı uluslararası destek bulmuşa benziyor. İslam ülkelerinden ve demokrat yazarlardan bile İsrail’in hoşuna gidecek çıkışlara rastlamanız mümkün. Örneğin “Gerici Hamas’a karşı çıkılmalı!”, “Filistinliler de zamanında evlerini İsraillilere satmamalıydı şimdi çeksinler” gibi…

Çoğumuz Hamas’ın 7 Ekim saldırısını öncekilere benzetip ayrıntılara kulağımızı tıkamış olabiliriz. Ne de olsa yılan hikayesine dönmüş bu sorun, gerçekten stresli ve karmaşık. Ben son saldırıyı şu örneğe benzetiyorum: Çok odalı bir evi paylaşmaya gelen bir aile, polisi ve tapuyu da arkalarına alarak hile ve hurdayla evi ele geçiriyor, eski yaşayanların bir kısmını sokağa sürüyor, bir kısmını da kömürlük ya da araba garajında yaşamaya zorluyor. Ayrıca komşuları da kafaya almaya çalışıyor. Bu durumu içine sindiremeyen kömürlükte yaşayan çaresiz bir üye de, kafayı çekip kapının önünde bağırıp çağırıyor ve camları taşlıyor. Yüzsüz işgalci de feveran ederek bu “terörist”in mahallenin huzurunu kaçırdığını söyleyip, hem orantısız güç kullanıyor hem de işbirlikçi polis ve komşuları devreye sokuyor. Evin tarihini bilen bazı komşular da bu kez, yüzsüz düzenbazların feveranına hak veriyor ve gece gece kendilerini uyandıran bu sarhoşun saldırısını kınamaya koyuluyorlar. Sadede gelirsek sarhoşun bu yöntemle evini kurtaramayacağını bilmeli fakat isyanını da anlamaya çalışmalıyız. Tabii düzenbaza da “Hop! İşgal ettiğin evden defol” diyebilmeliyiz.

Şimdi sorunu kökeninden kopararak Hamas’a kızmanın, İsrail’in işine geldiğini belirtmeliyim sevgili okur. İster dinci, ister laik olsun bütün Filistinlilerin içine sinen bir çözüm olmadığı süreçte o evde kimse rahat yaşayamayacaktır. ABD, İngiltere ve Avrupa bloğu İsrail’e ne kadar destek olursa olsun, Abraham anlaşmalarıyla Arap ülkelerinin alayını kafaya almaya çalışsınlar kalıcı çözüm üretemeyeceklerdir. Başlıktaki sorumun yanıtına gelince, bir işe yaramayacak sadece sorunu uzatacaktır.

Adaletin olmadığı yerde huzur olmayacaktır dostlar. Bu böyle bilinsin, ona göre de adım atılsın… Benim gibi İngiltere’deki milyonlarca mükellefin vergilerinin haksız bir tarafa akıtılmasına karşıyım! İsrail’e desteğe giden uçak ve donanma gemileri derhal evine dönmeli! Hem de hemen şimdi!

2726870cookie-checkİngiltere’nin İsrail desteği işe yarar mı?
Önceki haberÇilekeş çocuklar 
Sonraki haberYüzyıllık rüya bitti, yenisi yaratılacak mı?
FARUK ESKİOĞLU
Faruk Eskioğlu, (1958, Akşehir) gazeteci ve yazar. 1985'ten bu yana yaşadığı Londra'dan Türkiye'deki ulusal medyaya yönelik muhabirlik, temsilcilik yaptı. Londra'da yayınlanan Türkçe toplum gazetelerinde çalıştı ve bazı gazetelerin kuruluşunda yer aldı. Halen sosyolojik değeri olan haber ve araştırmalara ağırlık veren yazar, halen 2004'te kurduğu Açık Gazete'yi (acikgazete.com) yönetiyor ve köşe yazarlığını sürdürüyor.Eskioğlu, 13'üncü yüzyılın sonunda Horasan'dan Akşehir Maruf köyüne yerleşerek tekke kuran Hasan Paşa soyundan geliyor. Hasan Paşa'nın oğlu Şeyh Hacı İbrahim Veli Sultan'ın "Mülk Allahındır" felsefesiyle Anadolu'da bir ilk sayılan kendine adına kurduğu yoksullara yardım vakfı ise halen faaliyettetir.Eskioğlu, ilk ve orta öğrenimini Akşehir'de tamamladıktan sonra 1979’da AİTİA Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu’nu bitirdi. 1984’te Gazi Üniversitesi Ekonomi Fakültesi’nde "master" yaptı. THA’da gazeteciliğe başladı. Aralık 1985’te kendi deyimiyle "siyasi sürgün" olarak geldiği Londra’da ilk 2 yıl baba mesleği kasaplık yaptı. İngilizce öğrendikten sonra medya okudu. Uzun yıllar Nokta dergisi İngiltere Temsilciliği, Hürriyet Londra bürosunda habercilik yaptı. Gazeteciliğin yanısıra 1986-98 arasında grafiker tasarımcı olarak çalıştı. Ayrıca pek çok siyasi afiş ve logo tasarladı.1998’de Türkiye’ye döndü. Hürriyet Gazetesi Ekonomi Servisi’nde haberci ve star.com.tr’de ekonomi editörü olarak görev yaptı. “Basında etik ve toplam kalite yönetimi” üzerine araştırmalar yaptı, bu konudaki konferans ve panellere katıldı.Türkiye’deki 2001 ekonomi krizinde Londra’ya dönerek grafiker tasarımcılık ve gazeteciliği sürdürdü. Toplum gazetelerinden Olay’da genel yayın yönetmenliği yaptı. Londra’da ilk Türkçe internet gazetesini çıkardı ve toplum gazetelerine ilk ajans hizmeti sundu. 2004’te dünya haberleri veren acikgazete.com’u kurdu. İki ayrı toplum gazetesini yayına hazırladı. Türkiye’deki bazı tv kanallarına haber geçti, uzun süre Akşam Londra Temsilciliği’ni üstlendi.Londra'da 2004’te "İçimizden Birisi: Vanunu" başlıklı bir kısa film çekti. Londra'daki toplumu anlatması açısından bir ilk sayılan "Aşkolsun! Adı Aşkolsun" başlıklı belgesel romanı 2007’de Türkiye’de yayımlandı. Türkiye'den 150 ve Kıbrıs'tan 100 yıllık İngiltere'ye göçün anlatıldığı 3 ciltlik "Londra'da Bizim'Kiler" başlıklı araştırması 2019 sonunda çıktı. Eskioğlu’nun Su ve Defne (2004) adlı ikiz kızları bulunuyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.