Kaş’ta betona isyan var!

YUSUF YAVUZ / AÇIK GAZETE – Kaş Çevre ve Kültür Derneği’nin düzenlediği panelin ardından yayımlanan sonuç bildirgesinde, antik kentleri, su kaynaklarını, tarım alanlarını ve orman dokusunu tehdit eden otoyol projesinin iptal edilerek mevcut yolların iyileştirilmesi çağrısında bulunuldu…

Otoyol güzergâhındaki 11 arkeolojik sit ve 9 doğa koruma alanının doğrudan ya da dolaylı olarak zarar göreceği vurgulanan sonuç bildirgesinde, 66 bin ağacın kesileceği kaydedilerek, “Kaş Çevre Sorunları Paneli bileşenleri olarak, ivedilikle planlamaların bu özel coğrafyanın zenginliklerinin korunacak şekilde, özel şahıslara kazanç sağlamaya yönelik değil, halk adına kamu yararına planlanmasını ve mevcut yolların iyileştirilerek bölgemizin tüm tarihi, kültürel, doğal alanları üzerinde geri dönüşü olmayacak tahribata sebep olacak bölünmüş yol projesinin iptalini istiyoruz” denildi.

HER ŞEY DÂHİL SİSTEMİNİN GİREMEDİĞİ KAŞ’IN BETONLA İMTİHANI

Türkiye’de “her şey dâhil” sisteminin bugüne kadar girmediği nadir turizm merkezlerinden biri olan Antalya’nın Kaş ilçesi son yıllarda büyük bir betonlaşma riskiyle karşı karşıya. İlçedeki kaçak yapı sayısının 17 bin civarında olduğu öne sürülüyor. Tutanakla tespit edilen imara aykırı ya da kaçak yapı sayısı ise 4 bine yakın. Mevcuttaki otoyola alternatif olarak planlanan Demre-Kaş bölünmüş yol projesi ise bölgenin bugüne kadar olabildiğince korunmuş olan doğal ve kültürel mirasını tehdit ediyor. Kaş-Demre arasındaki bölgede daha şimdiden çok sayıda inşaat malzemesi depolanmış olması dikkat çekiyor.

KAŞ’IN KORUNMASI İÇİN PANEL DÜZENLENDİ

Kaş Çevre ve Kültür Derneği, 10-11 Şubat tarihleri arasında ÇED aşamasında sona gelinen otoyol projesinin de ele alındığı bir panel düzenledi. Kaş’ın geleceği için tehdit olarak görülen uygulamaların tartışıldığı panele, Türkiye’nin önde gelen bilim insanları katıldı.

HOCALARIN HOCASI PROF. DR. RUŞEN KELEŞ KAŞLILARLA BULUŞTU

Kaş Çevre ve Kültür Derneği Başkanı Ahmet Murat Akoy’un açılışını yaptığı penelin ilk gününde Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ruşen Keleş, Çankaya Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Tunçer, ODTÜ ve Gazi üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Emekli Öğretim Üyesi Ahmet Saffet Atik ile Kaş bölgesindeki çevre ve kent hukuku ihlallerine karşı açtığı davalarla Av. Tuncay Koç ve Gazeteci-Yazar Yusuf Yavuz’un sunumları yer aldı.

PLANLAMA, İMAR VE KÜLTÜREL MİRAS TARTIŞILDI

Panelin ilk gününde ayrıca İTÜ İnşaat Fakültesi Ulaştırma Trafik Mühendisliği Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ergun Gedizlioğlu, Mimar Ercan Öbekçi ve Arkeolog-Editör-Kültürel ve Doğal Mirası İzleme Platformu Yöneticisi Nezih Başgelen’in kendi alanlarına ilişkin sunumları yer aldı.

KAŞ’TA DENİZİN DEĞİŞEN YÜZÜ VE KİRLİLİK TEHDİDİ ELE ALINDI

Etkinliğin ikinci günü olan 11 Şubat’taki ilk oturumda Kaş’ın deniz kirliliği ele alınırken, bu bölümdeki konuşmacılar arasında Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Deniz ve Su Bilimleri Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Lale Balas, 19 Mayıs Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Kağan Cebe,Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) Deniz Proje Sorumlusu Ebru Çelik ve Deniz Biyoloğu ve Belgesel Yönetmeni Mert Gökalp, Kaş Sualtı Derneği Başkanı Yusuf Ziya Sülekoğlu ile Dalış Eğitmeni ve Sualtı Fotoğrafçısı Murat Draman yer aldı. Etkinliğin ikinci gününde ayrıca Türkiye Ormancılar Derneği (TOD) Genel Başkanı Orman Yüksek Mühendisi Hüsrev Özkara da orman alanlarıyla ilgili sorunlara değinen kapsamlı bir sunum yaptı.

PANELİN ARDINDAN SONUÇ BİLDİRGESİ YAYINLANDI

Çok sayıda katılımcının ilgiyle takip ettiği panelin ardından Kaş Çevre ve Kültür Derneği bir sonuç bildirgesi yayınladı. Kaş bölgesinin özel bir coğrafyaya sahip olduğu vurgulanan sonuç bildirgesinde, kişilerin çıkarlarına dönük değil, kamu yararı doğrultusunda planlamalar yapılması gerektiği kaydedildi. Mevcuttaki yolların iyileştirilerek bölgenin tüm tarihi, kültürel ve doğal alanları üzerinde geri dönüşü olmayacak tahribata neden olacağı savunulan bölünmüş yol projesinin iptali istenen sonuç bildirgesinde şu görüşlere yer verildi:

KAŞ’IN TÜM GÜZELLİKLERİNİ SARAN RANT BELASI

“Kaş, 2 Özel Çevre Koruma Bölgesi (ÖÇK), 4 doğal sit alanı, 1 milli parkı; kazılarına devam edilen Patara Antik Kenti ve UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan Xanthos antik kenti ile beraber toplam 8 antik kenti; turkuazdan laciverte dönen, dağlardan gelen kaynaklarla beslenen tertemiz sahil şeridi ve koyları, endemik ve nesli tükenme tehlikesi altında olan türlere de ev sahipliği yapan zengin ekosistemiyle tüm Ege ve Akdeniz sahilinde eşine az rastlanabilecek güzellikte bir yaşam alanıdır. Bu denizel, karasal zenginliklerinden ötürü Türkiye’nin önemli turizm noktalarından birine dönüşmüştür. Bu dönüşüm son on yıl içinde, ranta yönelik yapılan imar planları, Finike – Demre – Kaş – Kalkan bölünmüş yol projesi gibi bölgeyi korumaya yönelik değil yapılaşmayı arttırmaya yönelik planları beraberinde getirmiştir. Yerel yönetimin popülist politikaları ve yerel yönetimi denetlemesi gereken kurumların göz yumması sonucu ilçede kaçak sayısı 20bin’lere yaklaşmıştır. Kaçak yapılaşma metastaz yapmış bir kanser gibi Kaş’ın Doğal ve Arkeolojik Sit Alanlarını, Özel Çevre Koruma Bölgelerini, Tarım alanlarını, Ormanlık, Zeytinlik alanlarını sarmıştır.

YIKIM PLANLARI HALKA MÜJDE OLARAK SUNULDU

Bu gidişatın önünün alınabilmesi için hem Anayasamızda görevli tayin edilmiş kurumların yasaları uygulamaları hem de kentin dönüşümünde yerel kimliği, yerelin özellikleri ve özgünlüğünü koruyacak, kente nefes aldıran açık ve yeşil alanları koruma altına alacak; doğal, tarihi, kültürel değerlerin geleceğe aktarılmasını hedefleyen bütüncül planlama yaklaşımıyla hazırlanmış imar planlarının hayata geçirilmesi gerekmektedir. Kaş için yapılan imar planlara bakıldığındaysa sağlıklı, düzenli ve estetik kentlerin oluşturulması için planlamada gerekli olan kamu yararı, genellik, zorunluluk, açıklık, bütüncüllük gibi temel ilkelerin göz ardı edildiğini nüfus projeksiyonu hesaplamalarının yüksek tutulduğu, nüfuslu kişilerin haksız kazanç elde edeceği şekilde, parçacıl ve ranta yönelik planlama yapıldığını görülmektedir. 2015 yılından günümüze yapılmış olan planlar bu sebeple üç farklı bilirkişi raporuna istinaden ilgili mahkemelerce üç defa iptal edilmiş fakat ne gariptir ki dördüncü defa aynı şekilde planlanarak askıya çıkarılmış, halka müjde olarak sunulmuştur.”

TURİST SAYISI İLE BİRLİKTE DENİZ KİRLİLİĞİNDE ARTIŞ YAŞANDI

Altyapı için kapasite arttırıcı iyileştirilme ve yatırımlar yapılmadan her yıl turist sayısında gerçekleşen artışın kıyılarda yoğun kullanıma sebep olarak denizel kirliliği beraberinde getirdiğine dikkat çekilen sonuç bildirgesinde, “Özellikle arıtma tesisinin Kaş Körfezinin içine deşarjı kirliliği ciddi şekilde etkilediği yapılan araştırmalarda ortaya çıkmıştır. 28 metre derinlikten çıktığı gibi su yüzeyini bulan ve güneybatı rüzgârı ile Kaş Körfezinin içine doğru hareket ederek plajlara ulaşan deşarj atık suyu, turist sayısındaki artış sebebiyle plajların yoğun kullanımı ile birleştiğinde, insan sağlığını tehdit eden deniz kirliliğinin oluşmasına sebep olmuştur. Derneğimizin Temmuz ayında analiz ettirdiği su örnekleri sonuçları bunu kanıtlamaktadır. Kaş arıtma tesisinin sorumlu kuruluşlarca incelenmesi, ilk etapta kapasite ve verimlilik iyileştirilmesinin yapılması, ikinci etapta ise Kaş Körfezi içine deşarjın olmayacağı başka bir yere naklinin planlanması gerekmektedir. Tüm Kaş’ın turizm geleceği denizinin temizliğine bağlı olduğu düşünüldüğünde bir an önce bu konuda fizibilite çalışmalarının yapılması gerektiği konusunda sorumlu kurumları ve kamuoyunu uyarıyoruz” ifadelerine yer verildi.

YOL PROJESİ ANTİK KENTLERİ VE DOĞAL MİRASI TEHDİT EDİYOR

Bölünmüş yol projesine de değinilen sonuç bildirgesinde, şöyle denildi: “Projede yolun; 11 arkeolojik sit ve 9 koruma alanına doğrudan ya da dolaylı olarak zarar vereceği görülmektedir. Bu koruma alanları içinde Beymelek 1. Derece Doğal Sit, Sura, Myra, Kyaneai, Hoyran Antik kentleri, Türkiye’nin turizm yüzü olan Kaputaş 1. Derece Sit alanı da bulunmaktadır. Duble yolun geçeceği bölge 22’si endemik olmak üzere 454 bitki cinsine ev sahipliği yapmaktadır. Dünyada sadece bu bölgede yetişen Likya Orkidesi, Kaputaş Andızotu, Sürmeli Çiğdemi yayılım alanları üzerinden geçerek bu endemik türlerin popülasyonuna zarar verecektir.

66 BİN AĞAÇ KESİLECEK, 19 MİLYON METREKÜP MOLOZ ÇIKACAK

Yol güzergâhında 118 hektar tarım alanı (yaklaşık 210 futbol sahası), 57 hektar toplam orman alanı (çalı, geniş yapraklı ve iğne yapraklı), 44 hektar zeytinlik alan ve 95 hektar makilik vejetasyon alanı olmak üzere toplam 321 hektar alan tahrip olacak, sadece 26,75 hektar orman alanında 66.073 adet ağacın kesileceği ÇED raporunda görülmektedir. Yol ve tünel yapımı sırasında yapılacak olan patlatmalar Demre için hayati önem taşıyan, hem içme suyu hem de tarım sulamasında kullanılan yeraltı su kaynaklarına zarar vereceği; yol yapımı yarma çalışmalarında 19.680.825 m3 hafriyat oluşacağı, oluşan bu hafriyatın 7.290.517 m3’ü dolgu amaçlı olarak projede kullanılacağı, geriye 12.390.380 m3 hafriyat/moloz fazlası kalacağı üç belediyenin de bu büyüklükte moloz/hafriyat için döküm alanı bulunmadığını ilçe Belediye başkanı ve yardımcıları inceleme değerlendirme komisyonuna iletmişlerdir.

4 ŞERİTLİ YENİ YOL YERİNE MEVCUTTAKİ 3 ŞERİTLİ YOL İYİLEŞTİRİLSİN

Duble yolun maliyeti 2021 yılı verisiyle 2 milyar TL’dir. Bu rakam güncel olmaması bir yana, yapılacak köprü, viyadük, tünel ve kamulaştırma giderleri maliyetin içinde değildir. 64 km yol içinde 11 adet köprü-viyadük, toplam uzunluğu 19 km’yi bulan 6 tünel yer almaktadır. Proje maliyeti söylenilen rakamın çok üzerinde gerçekleşecektir. Kaş’ı transit geçen, ilçe merkezi ile bağlantısı olmayan bölünmüş yol için bilirkişi raporunda yerel halkın dörtte üçünün mevcut yolları kullanmaya devam edeceği not edilmişken, duble yol güzergahının mevcut yolların üzerinden ya da mevcut yollara teğet geçtiği görülürken, Demre – Kaş arasında üç şeritli bir yol zaten mevcutken, sadece belli noktaların fiziki ve geometrik standartlarının iyileştirilmesi yeterliyken, yeniden dört şeritli yolun yapılması bu çok yönden koruma gerektiren coğrafya üzerinde yıkıma sebep olacak ve ekonomik sıkıntılar içinde yaşayan Türk halkına artı vergi yükü getirecektir.
 
‘BÖLÜNMÜŞ YOL PROJESİNİN İPTALİNİ İSTİYORUZ’

Kaş Çevre Sorunları Paneli bileşenleri olarak, ivedilikle planlamaların bu özel coğrafyanın zenginliklerinin korunacak şekilde, özel şahıslara kazanç sağlamaya yönelik değil, halk adına kamu yararına planlanmasını ve mevcut yolların iyileştirilerek bölgemizin tüm tarihi, kültürel, doğal alanları üzerinde geri dönüşü olmayacak tahribata sebep olacak bölünmüş yol projesinin iptalini istiyoruz.”

Prof. Ergun Gedizlioğlu panelde ulaşım ve trafik konusunda kapsamlı bir sunum yaptı
Panelistler
Panelden
Panelden
Kaş’taki panelin ilk gününde Prof. Dr. Ruşen Keleş açılış sunumunu yaptı
Kaş Uzun Çarşı Sokağında bulunan anıt mezar
Kaş panel afişi
Gazeteci Yusuf Yavuz panelde Kaş bölgesindeki çevre mücadelesine ilişkin bir sunum yaptı
Av. Tuncay Koç panelde Kaş bölgesindeki çevre ve imar hukuku ihlallerini ve açılan davaları anlattı
Arkeolog Nezih Başgelen

 

 

 

2759290cookie-checkKaş’ta betona isyan var!
Önceki haberABD’li asker İsrail’i protesto için kendini yaktı
Sonraki haberKüçülme Hareketi’nin (Dostça) Bir Eleştirisi*
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.